Acun'un söyledikleri anlaşılmıyor

Güncelleme Tarihi:

Acunun söyledikleri anlaşılmıyor
Oluşturulma Tarihi: Nisan 26, 2008 00:00

Mehmet Ali Erbil, Acun Ilıcalı'nın bir televizyon starı ya da şovmen olamayacağını iddia etti.

Haberin Devamı

Erbil, "Acun bugüne kadar ne yapmış? Biliyorsunuz rehberlik tarzı programlar yapıyordu. Sonra yapım şirketi kurdu, programlar yapmaya başladı. Şu an yaptığı yarışma programı çok dişi bir format, tuttu... Sonrasına bakmak gerek. Ben Acun'u bir şovmen gibi göremiyorum. Her şeyden önemlisi Acun konuşurken, söylediğinin sadece yüzde 30'u anlaşılabiliyor. Bu durum, bir sunucu için dezavantaj. O asla bir Mehmet Ali Erbil olamaz" dedi.

Uzun bir aradan sonra "Çarkıfelek" ile ekranlara geri dönen Mehmet Ali Erbil, Kelebek’e bomba gibi açıklamalarda bulundu. Acun Ilıcalı’nın bir televizyon starı ya da şovmen olamayacağını iddia eden Erbil, Paris Hilton’a yaptığı "Ergenekon" esprisi yüzünden kendisini eleştiren Aziz Üstel’e de fena çattı.

n Son dönemin en popüler sunucusu Acun Ilıcalı. Acun Bey için "Mehmet Ali’nin tahtına oturdu" deniliyor. Siz ne diyorsunuz?

- Böyle bir şeyi söylemek için çok erken. Kimse kimsenin tahtına asla oturamaz. Ben Halit Kıvanç’ın, Erkan Yolaç’ın ya da Orhan Boran’ın tahtına mı oturdum? Bu isimler çok önemli değerlerdir. O değerleri yok sayıp da hemen yerine birini getirmek, o kadar kolay bir şey değildir. Eğer bundan 10 yıl sonra Acun varsa ve her yaptığı program bugünkü gibi ilgi görüyorsa, o zaman oturup "Acun var mı, yapabiliyor mu, başarılı mı, halk tarafından seviliyor mu?" diye tartışırız. Acun bugüne kadar ne yapmış? Biliyorsunuz rehberlik tarzı programlar yapıyordu. Sonra yapım şirketi kurdu, programlar yapmaya başladı. Şu an yaptığı yarışma programı çok dişi bir format, tuttu... Sonrasına bakmak gerek.

Haberin Devamı

n Sunucu olarak başarılı buluyor musunuz Acun Ilıcalı’yı?

- Ben Acun’u bir şovmen gibi göremiyorum. Her şeyden önemlisi Acun konuşurken, söylediğinin sadece yüzde 30’u anlaşılabiliyor. Bu durum, bir sunucu için dezavantaj. O yüzden Acun’un sözünü ettiğim sunucular arasında sayılabilmesi için daha çok zaman geçmesi gerek. Belki de çok zaman geçse bile bir Halit Kıvanç, bir Erkan Yolaç olamaz.

n Mehmet Ali Erbil olabilir mi?

- Mehmet Ali Erbil asla olamaz! Mehmet Ali Erbil olmak kolay değildir. Türkiye’de televizyon starı belki iki, üç tanedir, bunlardan biri mutlaka Mehmet Ali Erbil’dir. Bu konuda asla mütevazı olmayacağım. Televizyon starı, televizyon yıldızı olmak farklı bir şeydir.

Haberin Devamı

n Miss Turkey Güzellik Yarışması’nda Paris Hilton yayına gecikince dediniz ki "Ergenekon soruşturmasına takıldı, birazdan gelir"... Kimileri bu espriyi yerinde buldu, kimileri de sizi eleştirdi. Size göre yerinde bir espri miydi?

- Bence o espri, yılın en önemli esprilerindendi. Benim en önemli eleştirmenim eşimdir ve çok da objektiftir. Eşim bu esprinin son dönemin en iyi esprisi olduğunu söyledi, ki gerçekten de öyleydi. Çok spontan gelişen, çok ince bir espriydi. O yüzden bunu beğenip beğenmemek algılama şekline bağlıdır. Benim işim bu. Ben bir şovmenim. Kendi şovumda, kendi platformumda Ergenekon’dan da söz ederim, başka bir şeyden de... Bunu yapamıyorsan, o zaman şovmen değilsin.

Haberin Devamı

n Sizi eleştirenlerin başında Aziz Üstel geliyor. Aziz Bey yazısında şöyle dedi: "Türkiye’ye getirilen, Hilton otellerinin varisi olmanın dışında hiçbir özelliği olmayan Paris adlı hatun geç geldi diye, Ergenekon gibi bu ülkenin gerçekten çok önemli bir sorunuyla dalga geçmeye kalkıştın mı ve de bunu üç beş şapşalı güldürmek adına yaptın mı, adama ’höst!’ derler..."

- Aaaa böyle mi yazmış, vallahi okumadım. Silah tüccarına bak sen! Bıraksın o sunuculuğu, gazeteciliği falan, silah tüccarlığına devam etsin. Ne güzel para kazanıyordu, ne işi var onun gazetecilikte! Onu bırakın, Cem Ceminay da "Demode espri" demiş. Yahu Cem Ceminay, sen nesin ki? Bugüne kadar böyle bir espri mi yapıldı da bu espri demode olsun! Bunu kim yapabildi, bir tek ben. Hangisi cesaret edebilir? Adam "demode" diyor, aklım almıyor yani. İşte kıskançlık bu. Ben hiçbirinin çıkıp da söyleyemediğini söylüyorum. Sorun burada zaten.

Haberin Devamı

n Duyduğuma göre "Kadırgalı Paris" lafınıza da Seda Sayan çok kızmış...

- Niye kızmış ki? Onu hem Paris hem de Paris’le akraba yaptım. Paris geldiğinde ben bizzat şuna şahit oldum; bir yapımcı ona sabah programı teklif etti! Kimin teklif ettiğini söylemeyeceğim. Bunu duyunca ben de böyle bir espri yaptım.

n Paris Hilton’a sabah programı mı teklif ettiler?

- Evet... Burası Türkiye, olur böyle şeyler. Şov dünyasında her şey olur.

Beni vuranı bulsunlar!

n Geçen gün Ataşehir’de bir eve kumar baskını yapıldı. Siz de o evdeydiniz ve karakola ifade vermeye götürüldünüz. Bu baskının "Ergenekon" esprisinden dolayı yapıldığı iddiaları için ne diyeceksiniz?

- Yok, öyle bir şey olacağını sanmıyorum. Bu, tamamen oradaki polisin şovundan kaynaklanan bir şey. Yani emniyet müdürlerinin bilgisi dahilinde değil. O evde 10 kişi vardı, bir tek beni götürdüler. Buna herkes şahit. O yüzden ekibi mahkemeye verdim. Bunu, bütün polislere ya da devlete mál etmek yanlış olur. Ben zaten polis torunuyum. Asla bunu düşünmedim. Bu, Kadıköy İlçe Emniyet Amirliği’nin yaptığı bir olay. O amirliğin dışında kimsenin bu olaydan haberi dahi yok.

Haberin Devamı

n Peki Ataşehir’deki ev, kimin eviydi?

- Her zaman gittiğimiz bir arkadaşın evi. Hani gazino olur, Dalmaz Center olur da dersin ki "tamam"... Arkadaşlarımızla bir araya geldiğimizde okey ya da kağıt oynamıyor muyuz? O zaman her okey oynanan ev basılsın, olacak iş mi? Osman Yağmurdereli milletvekili... O zaman okey oynanıyor diye Osman Yağmurdereli’nin evi de basılabilir! Bu bir suç mu yani? Bir ihbar sonucu bu olay gerçekleşmiş. Gelen birim de savcılıktan arama emri çıkarmış, eve gidip aradılar. Ama bir gelişleri vardı, sanki hücre evini bastılar. Her şey Amerikan filmlerindeki gibi oldu.

n Evde 13 kişi olduğunuz söylendi. Sizin dışınızda kimler vardı?

- Her zamanki arkadaş grubumuz vardı. Ama ünlü bir tek bendim...

n Ne oynuyordunuz, poker mi?

- Ben oynamıyordum ki, seyrediyordum. Benim telefonum oyun oynanan masanın yanında duran sehpanın üzerinde duruyordu. Masada oyun oynanmıyor, ortada para falan yok, hiçbir şey yok. Arkadaşlarım İddaa oynuyorlardı, biz de onların yanında duruyorduk. Yan tarafımızda da poker oynayan dört kişi vardı, arada onları seyrediyordum. Dediğim gibi telefonum sehpanın üzerinde duruyor diye götürdüler beni. Mantık bu... Demek ki bu işin prosedürü böyleymiş. Kimseyi almadılar, beni karakola götürüp ifademi aldılar. Biliyorsunuz kumar, kanunda suç değil "kabahat" diye geçiyor. Karakolda bana "kabahat" işlemişim uygulaması yaptılar. Bunun da bir cezası var. Ben o cezayı ödemedim ve beni alıp götüren o ekibi de mahkemeye verdim.

n Programınızda, "Polisler şov yapacağına beni vuranı bulsunlar" dediniz. Vurulma olayıyla ilgili son durum nedir?

- Son durum falan yok. Ben dört yıldır tedirgin dolaşıyorum. O adam yakalanmadığı, bu olay su yüzüne çıkmadığı sürece her an aynı şey başıma gelebilir. Bir "kabahati" basmaktansa, bir adamı öldürmeye çalışanı bulmak çok daha önemli bir görevdir. Polisin, emniyetin görevidir bu. Aradan dört yıl geçti, ortada hiçbir şey yok. Soruyorum, "Araştırma devam ediyor" deniliyor. Bir robot resim, ipucu bile yok ortada.

n Korumanız var mı?

- Evet, benim kendi özel korumalarım var. Koruma talebinde de bulundum, valilik vermedi. Devlet, sanatçısını korumalı. Korumuyorsa benim mi silah almam gerek, anlamadım ki... n Siz devlet sanatçısı mısınız?

- Değilim... Ben halkın sanatçısıyım. Bakın devlet sanatçısı diye bir şey olmaz. Ben böyle bir şeyi kabul etmiyorum. Bunu halk seçer, devlet değil. İktidarlar değişiyor. Herkes kendi ekibine, politikasına göre bu unvanı veriyor. O yüzden dönem adamı olmamak gerek. Çizgin ne ise o şekilde, başın dik yürümelisin. Geçen gün Acun Ilıcalı’nın bir röportajını okudum, çok şaşırdım. Orada "Evli kadın dekolte giymez" diyor. Bunlar doğru şeyler mi? Ahmet Çakar gidiyor, programındaki hostesine "Başını ört" diyor. Popülist yaklaşımlar bunlar. Hiç doğru değil.

n Aysun Kayacı "Çobanın oyu ile benim oyum niye bir?" dediğinde, siz de "Herkesi sunucu yaparsanız, sonucuna katlanacaksınız" dediniz. Siz de zaman zaman gaf yapıyorsunuz...

- Burada sadece kızın kabahati yok. Televizyon yöneticileri, yapımcıları da suçlu. Nitekim benim olayımda da olduğu gibi... Eğer RTÜK uyarıyorsa ve "Bu program sakıncalı, birtakım şeylere gebe" diyorsa, televizyon yöneticilerinin önlem alması gerekir. Almıyorsa, sonuçlarına da katlanır. Ben bunu söylemek istedim, ama yanlış anlaşıldım sanırım. Yoksa ben Aysun’un sunucu olmasına karşı değilim. Aysun orada bir renktir. Ona karşı değilim yani.

Halil Ergün kızmasın ben de botoks yaptırdım

n Halil Ergün için "Yüzündeki botoksla inandırıcı rol yapamıyor" dediniz. Halil Bey botoks yaptırmış mı, biliyor musunuz?

- Ben yüzünde öyle bir ifade görüyorum. Çünkü o kaşlar 20 bölümdür inmiyor. Biz de çocuk değiliz, birtakım şeyleri biliyoruz. Halil Ergün benim için bir kültür adamı. En azından sosyal demokrat. Aynı platformda olduğumuz bir adamı aşağılamak, küçüksemek anlamında söylemedim. Gülüp geçmek, espri olarak algılamak gerek. O da bana espri yapsa, gülüp geçerim.

n Halil Bey size "Terbiyesiz" dedi..

- Ağzından kaçmış. Ciddiye almadım... Ayrıca çiçek alıp setine de giderim. Benim büyüğümdür. Öyle komplekslerim yoktur. Ayrıca ben botoksa da karşı değilim. Ama bir karakter oyuncusuysan, bir aile babasını canlandırıyorsan, yaptırmamalısın. Çünkü mimiklerini, ifadeni engelliyor. Ben bunu yaşadım...

n Siz de mi botoks yaptırdınız?

- Şu an yok, ama yaptırmıştım. Menajerim beni zorla götürdü. Kaşlarıma yaptırdık. Sana anlatamam durumumu. Kaşlar kalktı, inmiyor. Gözlük takıyorum, o kaşlar gözlüğün üzerinden çıkıyor. Herkes aramaya başladı "Ne oldu, niye kızgınsınız" diye. Devamlı kızgın bir halde dolaşır oldum. Çok komikti. İki ay öyle dolaştım, sonra indi. Nasıl sevindim anlatamam. Bir daha da yaptırmadım. Ama başka bir yerim için düşünüyorum...

n Nereye botoks yaptıracaksınız?

- İki kaşımın arasında derin bir çizgi oluştu, o çizgiyi botoksla yok etmeyi düşünüyorum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!