Güncelleme Tarihi:
Onu, söylediği arabesk şarkıların dışında yaşadıklarıyla da tanıdık. Bir dönem arabesk-fantezi müziğinin imza sesi olan Bergen, sonraki nesillerin hafızalarında 'Acıların Kadını' olarak yer edindi.
30 yıllık hayatına, Sen Affetsen Ben Affetmem, Benim İçin Üzülme, Kul Feryadı, Sevgimin Bedeli, Kader Diyemezsin gibi 129 şarkının yanı sıra birçok acı da sığdırdı.
Konservatuarda okurken arkadaşlarının ısrarı ile çıktığı sahnede yıldızı parlayan Belgin'in hayatı, Adana'da tanıştığı Halis Serbest ile tamamen değişti. O artık ne öğrenci ne de Belgin olacaktı.
Ben sahneyi çok seven, açıkçası sanatına âşık bir kişiydim. O ise kıskanç bir insandı. İlk başlarda bana hissettirmemeye çalıştı. Ama sonra ortaya çıktı, ilk dayağımı o zaman yedim. Beni sahneden aldı ve bir eve kapattı.
BergenBergen'in, Adana'da sahne aldığı zamanlarda, Serbest her gece kendisini izlemeye geliyor, devamlı kulise çiçekler gönderiyordu. Zaten tanışmaları da bu şekilde oldu. Bir süre sonra 'evlendiler' ancak Serbest zaten evliydi. Bunu öğrenen Bergen, ilişkisine son verdi.
Uğradığı şiddete rağmen Serbest'e aşık olduğunu söyleyerek, 9 Ocak 1982'de resmi nikahla tekrar evlendi. Ancak kader yüzüne yine gülmedi. Serbest'ten bir kez daha ayrıldı.
Ayrılığın ardından annesiyle birlikte İzmir'e kaçan Bergen, 31 Ekim 1982 gecesi kezzapla yaralandı. Alsancak'taki New York adlı mekanın kapısında Bergen'in suratına bir kova kezzap atıldı.
İlişkimizin sonlarına doğru evde bir kadın külotu buldum. İşte o zaman tam anlamıyla yıkıldım ve Adana'dan Ankara'ya kaçtım. Kaçtığımı öğrenir öğrenmez beni takip etti. Son olarak İzmir'de bir pansiyonda buldu. Yüz vermediğim için beni tehdit ediyordu. Yüzüne kezzap atarım diyordu. Ama ben inanmıyordum
BergenHastanede 45 gün yara tedavisi gören Bergen, sağ gözünü yitirmişti. Aldığı hasarı bazen saçlarıyla bazen de güneş gözlükleriyle kapatan Bergen, bu olaydan sonra 'Acıların Kadını' albümünü yayınladı ve o günden sonra böyle anılmaya başladı.
Kezzaplı saldırı sonrası Bergen'e gönüllü olarak yardım eden isimlerden biriydi Prof. Dr. Onur Erol.
80‘li yıllarda Hacettepe Tıp Fakültesi’nde görev yapan Erol, yıllar sonra ‘Çok üzüldük, ağladık’ diyerek anlatacağı bir haberle karşılaşacak ve tüm dikkatini ona verecekti: Şarkıcı Bergen’in suratına kezzap atılmıştı.
Erol, mücadelesine hayran kaldığı kadını hemen görev yaptığı hastaneye davet etti, tedavisi karşılığında ücret de talep etmedi. Şimdilerde İstanbul’da görev yapan ünlü doktor, o günlerdeki Bergen’i hurriyet.com.tr’ye anlattı.
''ÇOK ÜZÜLDÜK, AĞLADIK''
Güler yüzüyle dikkat çeken bir isim olsa da 'Bergen' adı geçtiğinde gözleri doluyor, yüzüne hafif bir hüzün oturuyor Erol'un.
"Bergen şarkıcı olduğu için basın, olayı çok dile getirdi. Ben de görünce çok üzüldüm. Benden de ziyade toplum olarak üzüldük, ağladık. Dayanamayıp telefona sarıldım ve Bergen'i tedavi etmek için o zamanlarda görev aldığım Hacettepe Tıp Fakültesi’ne davet ettim" diye başlıyor sözlerine.
"BİR AN OLSUN SURATINDA UMUTSUZLUK GÖRMEDİM"
Hem psikolojik tedavi hem de yanık tedavisi sürdürmenin zorlu bir yol olduğunu söyleyen Erol, bu tedavilerin tahmin edildiğinden oldukça uzun sürdüğüne dikkat çekiyor:
"Tedavi süreci hem hasta hem de yakınları için oldukça dertlidir. Süreç her zaman ‘umutsuzluk’ barındırır. Çünkü o yaranın ne kadar düzeleceğini asla bilemezsiniz. Bunu ancak tedavi sonunda görebilirsiniz. Ben Bergen’in suratında bir an olsun bu duyguyu görmedim."
‘’DERİSİNİ ZIMPARALARLA KAZIDIM’’
Erol, Bergen’in tedavisini üstlendiğini ve onu 3 kez ameliyat ettiğini de belirterek şöyle devam ediyor:
"Yanık bölgenin derisini zımparalarla kazıdım. Tabii o zamanlar lazer tedavisi yoktu. Sonra bedenin başka yerlerinden deri nakilleri yaptık. Aralıklı olarak Bergen’i 3 kez ameliyat ettim. Tedavi ettik ancak ne yazık ki bir gözünü kaybetti. Sonradan eklenecek protez için göz çukuru da yaptım. Ve Bergen küllerinden doğarak tekrar sahneye çıktı."
Bergen'i tedavisinin ardından sahneye çıkması için besteci Cengiz Özşeker ikna etti. Müziğe geri dönen Bergen ilerleyen dönemde, Kardeşiz Kader, İnsan Severse, Acıların Kadını albümlerini piyasaya çıkardı.
Acıların Kadını'nın 1 milyondan fazla satması üzerine Bergen, "1986 Yılı Albümü En Çok Satan Arabesk Kadın Sanatçı" unvanıyla Altın Plak ve Altın Kaset ödüllerine layık görüldü.
Bergen'in zorlu bir mücadelenin ardından tekrar sahneye çıkmasının herkes tarafından takdir edildiğini, tam da bundan sonra ‘Acıların Kadını Bergen’ olduğunu söyleyen Erol’a göre genç sanatçının en büyük özelliği güçlü karakteri:
"Benim görüşüm, eğer sesinin güzelliğini bir tarafa bırakırsak Bergen'in güçlü karakterini incelemek ve ondan bahsetmek gerekir. Bütün toplum tarafından dikkat çekmesi sadece sanatçı olduğu için değildi. Geçirdiği o kezzap olayından sonraki duruşu Bergen'i bütün Türkiye tarafından tanınır hale getirdi."