Güncelleme Tarihi:
Altıncı albümünüzü çıkardığınızda da buluşmuştuk, “Türkiye’nin alışık olmadığı bir müzik yapmak istiyorum” demiştiniz. Ama yine sizden dinlemeye alışık olduğumuz türde müzikler geldi. Tek fark bu kez bütün albümün canlı çalınması galiba.
- O dönem için fikirlerimiz öyleydi, sonradan akustik bir albüm yapma ruh haline girdim. Bunun en önemli sebeplerinden biri de müzikte olgun bir döneme girmem. İnsan eğitim süreci dahil müzikte 20 yılı devirdikten sonra olgun şeyler yapmaya başlıyor. Dediğin gibi bu albümü diğerlerinden ayıran en önemli özelliği tamamının stüdyoda canlı çalınması. Bu kariyerimde bir ilk oldu.
Neden gerek duydunuz böyle bir şeye?
- Dertleştiğim, fikir aldığım insanlarla “zaten hep pop yapıyoruz, bu kez akustik müziğe yönelelim” gibi bir ortak karar aldık. “Kendim Gibi” bence melankolik bir albüm oldu.
Ben de albümü dinlerken bir muhabbet masasında gibi hissettim açıkçası.
- Bazı şarkılarda bunu daha fazla hissedebilirsin. Özellikle son üç şarkı daha ağır. Duygusal yoğunluğu fazla bir çalışma oldu. Ben biraz böyle de bir adamım ama, duygusal yüküm ağır. Bu albüm eşittir ben. Çünkü anlatmak istediğim duyguları bu albümle anlatmayı başardım. Tabii acıların çocuğu da değilim. Odak noktamız hüzün değil, duygulara incelikli olarak yaklaşabilmekti.
ERKEKLER “SENİ SEVİYORUM” DEMEKTEN KORKMASIN
“Kendim Gibi”de sadece sizin eserleriniz değil, başkalarının işleri de var.
- Evet, Şebnem Sungur uzun süredir çalıştığım biri. Tabiatımı ve duygularımı o kadar iyi biliyor ki hep ona uygun sözler yazıyor. Serdar Aslan da sesime, ruh halime uygun bir elbise dikti. Hakkı Yalçın yine yıllardır çalıştığım dostum. Bu dostlarla oluşturduğum albümde, tüm duygular kendim kaleme almışım gibi çıktı.
Ebru Gündeş’in okuduğu “Beyaz” da sizin ve Şebnem Sungur’un imzasını taşıyor. Eseri sahibinin sesinden dinlemek bir başka oldu.
- Ebru Gündeş’in bu şarkıdaki yorumunu hem ben sevmiştim hem de onun hayranları. Sonra bir gün Joy Türk’te akustik olarak bu şarkıyı söyledim, çok sevildi. Bir şekilde albüme bu şarkıyı almaya karar verdim ben de.
Albümde bir de Türk sanat müziği eseri var, “Veda Makamı”... Sözü ve müziği size ait. Bu köklere dönüş mü, aldığınız eğitime bir selam çakma mı yoksa “Benden daha çok Türk sanat müziği eseri çıkacak, alışın” mı?
- Gizlemeyeyim, yeni eserler konusunda şarkıların altını ısıtmaya başladım. Uzun zamandır bekleyen bir şarkıydı “Veda Makamı”... Bu şarkının bir albümü olacak diyordum ve bu akustik albüme de çok yakıştı. Eğitime selam çakma kısmını da kabul ediyorum. Türk müziği geçmişi olan bir adamın Türk müziği söylemekten korkmaması, söyleyebiliyorsa da bolca söylemesi lazım. Halkın da çok ilgisini çekti. Demek bu yönde bir beklenti ve istek var. Sanat müziği adına bu tarz çalışmaların daha çok olmasını diliyorum.
Sözlerdeki incelikli anlatımdan dolayı Türk erkeklerinin hedef tahtası olacaksınız! Kadınlara yanlış örnek oluyorsunuz diye.
- (Gülüyor) Bir dinlesinler bakalım da yanılıyorsak gelsinler.
Dönem incelikli bir dönem değil madem, neden kadınları romantik erkeklerin varlığına inandırma var?
- Dinlerken feyz alsınlar. “Seni seviyorum” demekten korkmasınlar. Bütün olumsuzlukları sevgiyle aşacağız. Memlekette kadına şiddet olaylarının altı çiziliyor. Buna karşı incelikli durmak şart. İncelikli olmaktan kimseye zarar gelmez. Buradan da kadına şiddete hayır deyip, konuyu bağlayayım.
Gündelik hayatta ne kadar sevgi cümlesi kuruyorsunuz?
- Çokça “Seni seviyorum” derim. Kadın ya da erkek ayırt etmem. “Seni seviyorum kardeşim, seni seviyorum arkadaşım” derim. Pozitifçi bir yaşam şeklim var. Benim yaradılışım da bu.
BENİM EN BÜYÜK EFENDİM, YÜREĞİM
Müzikte olgunluk dönemi dedik az önce, yaş kaç oldu?
- 35.
Yolun yarısı durumu yaşanıyor mu?
- O tribe, o duruma sokmadım kendimi ama 40’a doğru yavaş yavaş kendini hissettirecektir. Bunları kafaya takmamak için yaptığın işte eğleniyor olman lazım. Benim için hayat 35’imde de 45’imde de aynı olur umarım.
Türk kızlarının “ideal koca” tanımına örnek misiniz?
- Çok ayrıntıya girmeyeyim ama anneler beni seviyor ve örnek gösteriyorlar. Beni örnek Türk genci olarak gösteren anne-babalara selamlarımı yolluyorum, sağ olsunlar.
Bunun altında “doğru adam” olma düsturu mu yatıyor?
- Kendime has bir yaşantım var. İyi bir aile terbiyesi aldım. Kendime özgü de bir kişiliğim var. Aşırı derecede kurallara bağlı yaşayan biri değilim, çünkü duygularıma önem veriyorum. En büyük efendim yüreğim!
O kalbi paramparça etmediler mi?
- Kırıldı. Hem de çok.
Nasıl tamir ediliyor?
- Teflonlaştı tabii. Süngerimsi halden zaman içinde teflon hale geldi. Bunu gördüğüm anda insanları üzen ve üzmeyen olarak sınıflamaya başladım. Eskiden çok daha hassastım, artık bazı şeyleri ayırt ediyorum.
Ne zaman evleniyorsunuz? Bu kötü haberi nasıl verelim?
- Kötü bir haber olduğunu düşünmüyorum. Buna üzülenler de olacaktır, umursamayanlar da. Ne zaman olacağını bilmiyorum ama bir şekilde bu kararı vereceğim çünkü çocukları çok seviyorum. Sorumluluk almayı da seven bir yapım var. Bir insan yetiştirmek benim için çok önemli. İşimi iyi yapmaya çalışıyorum. Özel hayatım da beni ilgilendirir. “Her şeyimle onlarınım” yalanını atamayacağım. Benim bir özel hayatım bir de sanatım var.
ZİRVE UĞRUNA HER ŞEYİMİ FEDA EDEMEM
İşinizi iyi yapmaya çalışan biri olarak, neden bir türlü zirveye çıkamıyorsunuz?
- Ben doğal kalmalıyım çünkü sanatımı doğal tarafım besliyor. Zirve ise kendinden ödün vermeni gerektiren bir mertebe. Zirvede kalmak için her şeyini vermelisin.
15 sene sonra buna hazır değil misiniz yoksa ihtiyacım yok mu diyorsunuz?
- Hazır olmadığım gibi böyle bir beklentim de yok. Her şeyi kazanmak için her şeyimi verecek karakterde bir adam değilim. Star olmayı aklımdan hiç geçirmedim. Hep doğru, güzel ve doğal olanı yapmayı tercih ettim.
İstediğiniz bu olabilir ama finansal açıdan bakılınca çok saçma.
- Sanatımın çerçevesi değişmesin diyerek 10 daire yerine 1 daire ile yetiniyorum. İsmi fedakarlık olabilir ama benim doğrum da bu.
MODELLİK YAPIP KİMSENİN EKMEĞİNE MANİ OLMAYAYIM
Boy pos tamam. Modellik teklifi gelmiyor mu?
- Gelmiyor. Benden güzel fiziği olanlar var. Bir de onu yapıp adamların ekmeğiyle oynamayalım (gülüyor).
Oyunculuğu zirvede bıraktım diyebilir misiniz?
- Bana göre evet. Çünkü “Elveda Derken”in ardından hiçbir iş yapmadım! Başka teklifler geldi ama farklı farklı nedenlerden ötürü kabul etmedim. Ama seti özledim. Özellikle dönem işi olursa hiç düşünmeden evet derim çünkü özel bir sempatim var.