Çingeneler Avrupa’da 15 milyon olarak tahmin edilen nüfuslarıyla en büyük azınlık grubu. Kökleri Hindistan’a dayanan Çingeneler göç ettikleri Avrupa’da hep dışlanmalarına raÄŸmen ayakta kalmayı baÅŸardılar. Ama ÅŸu anda Avrupa’da en düşük eÄŸitim, en yüksek iÅŸsizlik seviyesine sahip, en fakir ve en marjinal azınlığı oluÅŸturuyorlar.Türkiye de bu konuda iyi durumda deÄŸil. AB’nin bir organı olan ECRI (Irkçılık ve HoÅŸgörüşüzlük Karşıtı Avrupa Komisyonu) Mart ayında Türkiye ile ilgili yayınladığı üçüncü raporunda diÄŸer azınlıklarla birlikte onlardan da bahsetti. Avrupa Parlamentosu da geçen hafta, AB’ne aday ve üye ülkelere çaÄŸrıda bulunarak Çingenelerin durumunun iyileÅŸtirilmesi ve azınlık haklarından faydalandırılmalarını istedi. Türkiye de bu çaÄŸrıdan payını aldı. Türkiye’deki Çingene nüfusu tam bilinmiyor. 2, hatta 5 milyon gibi rakamlar dolaşıyor Çingenelerin arasında. Büyük ÅŸehirlerdeki yerleÅŸimleri bir yana, neredeyse her ilçenin bir Çingene mahallesi olduÄŸu düşünüldüğünderakamı tahmin etmek güçleÅŸiyor. Fakirlikle suçun yolu sık sık kesiÅŸiyor; onların da bazıları suça bulaÅŸmış durumda. DiÄŸerleri de etiketleniyor, iÅŸe alınmıyor, kimliklerini gizliyor. Ancak Çingene araÅŸtırmaları uzmanı Adrian Marsh, ‘Türkiye’de toplumsal ÅŸiddete dönüşen büyük bir nefret yok’ diyor. Hükümet ve yerel yönetimler de Çingenelerle fazla ilgilenmiyor. Ön araÅŸtırması henüz bitmemiÅŸ olan Ä°stanbul BüyükÅŸehir Belediyesi’nin Hacıhüsrev Mahallesi Projesi, az sayıda projeden biri.Bugüne kadar Çingeneler hep günü kurtarmak için yaÅŸadılar, kimlik meselesiyle pek ilgilenmediler. Ama artık yeni yeni kımıldanmalar baÅŸladı içlerinde. Samsun’da ve Edirne’de birer Çingene derneÄŸi kuruldu, baÅŸka illerde de giriÅŸimler var. Yine de esas dertleri azınlık hakları deÄŸil, daha iyi yaÅŸamak. Merkezi Ä°stanbul’da bulunan Ulaşılabilir YaÅŸam DerneÄŸi ile Edirne Çingene Kültürü AraÅŸtırma GeliÅŸtirme YardımlaÅŸma ve Dayanışma DerneÄŸi bu haftasonu Edirne’de ilk uluslararası Roman sempozyumunu düzenliyor. Tam da Hıdırellez günlerinde yapılan Kakava ÅŸenliklerinin ardından.... TARTIÅžMA: ÇİNGENE MÄ° DEMELÄ° ROMAN MI?Türkiye’deki Çingenelere ÅŸu adlar takılıyor: Çingene, Kıpti, PoÅŸa (veya BoÅŸa), Mırtip (veya Murtip), Koçer, Arabacı (at arabası, fayton kullananlar), Sepetçi, esmer vatandaÅŸ. Eskiden mum yapan Hıristiyan Rum Çingenelerine ‘Yunan Çingeneleri’ denilirmiÅŸ ama bugün çoÄŸu Türkiye’de yaÅŸamıyor. Tanımların çoÄŸu bugün artık sürdürülmeyen mesleklerden geliyor, mumcular ya da kalaycılar gibi. Ancak günümüzde hala Ä°stanbul GaziosmanpaÅŸa’da Sepetçiler, Büyükada’da Arabacılar (Faytoncular), KuÅŸtepe’de Çiçekçiler mesleklerini sürdürürek yaşıyor. Avrupa Çingeneleri 1971’de Londra’daki I. Uluslararası Çingene Kongresi’nde kendileri için ‘Rom’ kelimesini benimsediler, Türkiye’de de ‘Roman’ terimi ortaya atıldı. Ancak bu toplumun en önemli seslerinden biri olan Mustafa Aksu ‘Ben Çingeneyim’ demekte ısrar ediyor. Edirne’deki dernek de adında ‘Çingene’ lafını geçiriyor. Ama KuÅŸtepeli çiçekçiler, müzisyenler ve Samsun’daki dernek ‘Roman’ı tercih ediyor. Çünkü ‘Çingene’ teriminin aÅŸağılayıcı anlamlarından kurtulmak istiyorlar.AB SOKAK DÜĞÜNLERÄ°NÄ° YASAKLIYOR DEDÄ°KODUSU DÜĞÜNLERÄ° ÖNE ÇEKTÄ°KuÅŸtepe’de, ‘AB normları gereÄŸi sokak düğünleri haziranda yasaklanacak’ söylentisi yüzünden hepsi düğünlerini bu ay tamamlama telaşına girmiÅŸ. Alev Sokak açık hava düğünlerinin adresi. Geçen haftasonu Cengiz ile Gonca’nın düğünü yapıldı. Düğünleri 11 kiÅŸiden oluÅŸan Meydancılar organize ediyor. Çiçekçiler DerneÄŸi BaÅŸkanı Metin Åžentürk burada da görevde. Oturma düzeninden meydana çıkıp oynama sırasına kadar her ÅŸey onlardan soruluyor. Bu sayede düğünün kavgasız gürültüsüz geçmesini saÄŸlıyorlar.Mustafa Aksu müfettiÅŸlik bile yaptı ama 65 yaşına kadar Çingene olduÄŸunu saklayarakEmekli memur Mustafa Aksu (74) ‘Türkiye’de Çingene Olmak’ kitabının yazarı. Bu, Türkiye’de Çingenelerin içinden çıkan birinin yazdığı ve onları anlatan ilk kitaptı. Mustafa Aksu’nun Çingeneler konusundaki çalışmaları, kiÅŸisel deneyimlerine, yaÅŸamı boyunca sıkıntısını duyduÄŸu ayrımcılığa, içinde bulunduÄŸu pek çok ortamda kimliÄŸini gizlemek zorunda kalmasına dayanıyor. 1931’de Düzce’de doÄŸan Aksu, ortaokuldan itibaren kimliÄŸini gizledi: ‘Ortaokul ve lisede Çingene olduÄŸumu beni yakından tanıyan arkadaÅŸlarım, bilmeyenlere gizlice söyledi. BaÅŸarılı bir öğrenciydim, o yüzden tam olarak dışlanmadım ama kıskançlıktan olsa gerek, kulaktan kulaÄŸa yayılıyordu. Öğrendikten sonra bana davranışını deÄŸiÅŸtiren öğretmenlerim de oldu.’ KIRAVATLI KİŞİYÄ° ÇİNGENE SAYMIYORLARAnkara Ä°ktisadi ve Ticari Ä°limler Akademisi’ni bitirdikten sonra Devlet Demiryolları’yla baÅŸlayan memurluk yaÅŸamı, öğretmenlik, müdürlük ve müfettiÅŸlik gibi görevlerle geçti. Evlenip iki çocuk sahibi oldu: ‘EÅŸimin Çingene olduÄŸumdan niÅŸanlanıncaya kadar haberi olmadı, iki ay sonra öğrendiÄŸinde hiçbir önemi yok, dedi. Ama biz yine gizlemeye karar verdik. Bu gizlilik 65 yaşımda emekli oluncaya kadar sürdü. Son dokuz yıldır bu sorunun çözümü için uÄŸraşıyorum.’ Aksu, 1982’de emekli olduÄŸunda kimliÄŸini çevresine deklare etti: ‘Bir gün tanıdıklarımla parkta oturuyorduk, onlara Çingene olduÄŸumu söyledim. ‘Dalga geçiyorsunuz, Çingene olamazsınız, kılık kıyafetiniz, sözleriniz, memuriyet kademesindeki yerlerinizi düşününce mümkün deÄŸil’ dediler. Düşünün kıravatlı kiÅŸiyi Çingene sayamıyorlar. Israr edince bu kez ‘Yok canım Mustafa Bey öyle deÄŸildir’ diye aralarında tartışmaya baÅŸladılar: ‘Gerçekten öyleyse annesi onu Çingene olmayan bir aileden çalmıştır!’ Bu durumda annem hırsız olmalıydı... Arkasından ‘Mustafa Bey’in annesi (hiç deÄŸilse bey diyorlar) evliliÄŸi sırasında Çingene olmayan bir adamla iliÅŸkide bulunmuÅŸ olabilir’ diye baÅŸka bir teori ortaya atıldı. Biri anneme hırsız diyor diÄŸeri o... Ä°ÅŸte Türkiye’nin durumu.’Mustafa Aksu, önyargıların diplomayla alakası olmadığını söylüyor: ‘Emekli bir hakim albay bana, Çingenelerin nüfus kağıdı yoktur, askere alınmazlar, zararlıdırlar demiÅŸti. Düşünün beni tanıyor ve bunu bana söylüyor. ’Kendini bir dava adamı olarak görüyor Mustafa Aksu. Hedefi Çingene Dernekleri Federasyonu’nu kurmak ama bunun için dernek sayısının artması gerekiyor.Kültür Bakanlığı’nın kitaplarında bile hálá onlarla ilgili aÅŸağılayıcı ifadeler var açılan davalar AÄ°HM’deMustafa Aksu, sözlüklerde, yasalarda Çingeneleri aÅŸağılayan, ırkçılık içeren ifadeleri deÄŸiÅŸtirtmek için savaÅŸ veriyor. Ä°ÅŸte onun da çabasıyla yapılan bazı deÄŸiÅŸiklikler:Diyanet Ä°ÅŸleri hurafelere dayalı olarak Çingenelere yapılan suçlamaların doÄŸru olmadığı konusunda 2000’de fetva yayınlandı. Milli EÄŸitim Bakanlığı’nın Örnekleriyle Türkçe sözlüğünde iki sene öncesine kadar Çingeneler hakkında yeralan ‘cimri, eli sıkı, hasis, yüzsüz, arsız, çığırtkan’ gibi sözcükler kaldırıldı.Milli EÄŸitim Bakanlığı’nın Ä°slam Ansiklopedisi ve Türk Ansiklopedisi’nde ‘Hayvan ve çocuk çalıp çalarlar satarlar, göçebe olarak yaÅŸarlar, hırsızlık yaparlar, inançsızdırlar, nikaha ve sünnete itibar etmezler, buçuk millet olarak bilinirler’ ifadeleri kaldırıldı. Türk Dil Kurumu’nun sözlüğü, 2003’te Çingenelerle ilgili kötü ifadelerini deÄŸiÅŸtirdi. Kültür Bakanlığı’nın katkısıyla çıkarılan Doç. Dr. Ali Rafet Özkan’ın ‘Türkiye Çingeneleri’ isimli kitabında ‘derme çatma evlerde ve çadırlarda yaÅŸarlar, çokeÅŸli, çok çocuklu olurlar, kavgacıdırlar, dilencilik, vurgunculuk, gaspçılık, fuhuÅŸ yaparlar, karıları da kocalarını aldatır’ ifadelerinin deÄŸiÅŸtirilmesi için Mustafa Aksu ‘Toplumsal barışı bozar, AB sürecine, hukuka ve haklarına aykırı’ gerekçeleriyle mahkemeye baÅŸvurdu. ‘Bu yazıların hakaret ve benzeri unsurlar taşımadığı gerekçesiyle’ davayı kaybetti. Ancak bu kez 2004’te AÄ°HM’ye baÅŸvurdu, dava henüz sonuçlanmadı.Dil DerneÄŸi’nin sözlüğünü aynı nedenle dava etti. Bu kez ‘sözlükteki tanıtımların bir kavmi ya da kiÅŸiyi hedef almadığı gerekçesiyle’ talebi reddedildi ve yine 2004’te AÄ°HM’ye baÅŸvurdu, dava sürüyor. 1934 tarihli 2510 Sayılı Ä°skan Yasası’nın 4. maddesindeki ‘AnarÅŸistler, casuslar, memleketten kovulanlar ve göçebe Çingeneler Türkiye’ye alınmazlar’ ifadesi yeni kanun taslağında deÄŸiÅŸtirildi.ERDÄ°NÇ ÇEKİÇ (Edirne Çingene Kültürü AraÅŸtırma GeliÅŸtirme DerneÄŸi BaÅŸkanı)Neden Çingene olduÄŸunu gizlemeyen doktorlar, avukatlar, hakimler olmasınErdinç Çekiç (35) sarışın bir Çingene, akrabalarının çoÄŸu Almanya’da. Anne tarafı mübadeleden önce Yunanistan’dan Edirne’ye göç etmiÅŸ, baba tarafı ise Edirne’nin köylerinden. SoÄŸuk demircilik yapan babası Edirne’ye göre önemli bir giriÅŸim olan 370 dükkanlı sanayi sitesinin kurucusu, Adalet Partisi Edirne il teÅŸkilatında yöneticilik yapmış, 1969’da belediye baÅŸkan aday adayı olmuÅŸ. Çekiç ‘Babannemin gençliÄŸinde silecek pencereleri olmadı, çünkü çadırda yaşıyordu. 1920’lerden bahsediyorum. Bu kadın ancak torunları doÄŸduktan sonra bir evde yaÅŸayabildi’ diyor. Kendisi ise daha ÅŸanslıydı, iki katlı bir evde büyüdü. Büyük ailede demircilik yapmayan tek kiÅŸi o oldu, ortaokulu dışarıdan bitirdi, iÅŸletmecilik, ticaretle uÄŸraÅŸtı. Maddi açıdan ÅŸanslı sayılabilecek bir gruptaydı ama daha aÅŸağıdakileri de unutmadı, Çingene meselesini sahiplendi: Edirne Çingene Kültürü AraÅŸtırma GeliÅŸtirme YaÅŸatma YardımlaÅŸma ve Dayanışma DerneÄŸi (EDÇİNKAY) Mart 2004’te kuruldu. ESKÄ°DEN BARDAKLAR BÄ°LE AYRILIRDIDerneÄŸin 80 üyesi arasında baÅŸka ilkleri baÅŸaranlar da yer alıyor. Ergüder Güğümgüler (60) Türkiye’de Roman olduÄŸunu açıklayan ilk Roman milletvekili adayıydı. 1990’da ANAP - BBP ortak listesinden aday oldu ama seçilemedi. OÄŸlu Erdem Güğümgüler derneÄŸin kurucu üyelerinden.Çekiç, Edirne’de Çingenelerin durumunu şöyle anlatıyor: ‘Edirne’de Çingeneler 7-8 semtte yaşıyor, buralar gettolaÅŸmış izole yerler deÄŸil. Åžehir merkezinde yaÅŸayanlar da var. Tamamen Romanların yaÅŸadığı en önemli yer Menzilağır’daki Kemikçiler semti. Burada yaÅŸayanların çoÄŸu atık toplayıcılığı yapıyor. Edirneli Çingeneler arasında sepetçiler, müzisyenler, demirciler (lorra), kalaycılar, yerli denilen gruplar var. Genellikle seyyar satıcı, esnaf veya vasıfsız işçiler. Belediyede ya da resmi dairelerde görev alsalar bile hep alt düzeydeler. Memur olanlar bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az. ‘ Edirne’de son yıllarda önemli deÄŸiÅŸiklikler olduÄŸunu Çekiç şöyle anlatıyor: ‘60-70 yıl önce kahvelerde Çingenelerin çay bardakları ayrılıyordu. Bugün kesinlikle öyle bir ayrım yok. Çingenelerin durumunu anlatırken ne süslüyorum, ne de arabeskleÅŸtiriyorum. Çingene dili 1000 yıldır varlığını koruyor, elbetteki tarih araÅŸtırmaları yapılsın, ama bizim birincil amacımız Çingenelerin içinden mimar, avukat, doktor çocuklar yetiÅŸtirmek, yoksa zaten bize karşı oluÅŸan önyargılar silinmeyecek. Çingene çocuklarına burs verilmesini istiyorum. Çingene toplumu, örnek alacağı isimler çıkarmalı.’ Çingenelere karşı ayrımcılığın resmi bir politika olmadığını ekliyor: ‘Bu bir devlet politikası deÄŸil, toplumsal bakış açısı.’ Ä°ngiliz ve Ä°sveçli Çingene çift Türk Çingenelerini araÅŸtırıyor Bilgi Ãœniversitesi öğretim üyesi, Sosyoloji ve Roman AraÅŸtırmaları Uzmanı Adrian Marsh ve meslektaşı olan eÅŸi Elin Strand Marsh son 8 aydır Çingenelerle ilgili araÅŸtırma yapmak için Ä°stanbul’da yaşıyor. Adrian Marsh bir Ä°ngiliz, eÅŸi Elin, Ä°sveç Çingenesi. Uluslararası Çingene AraÅŸtırmaları Ağı’na baÄŸlı yürüttükleri ‘Romanlar’a UlaÅŸmak’ isimli araÅŸtırma için yaptıkları fizibilite çalışması bitmek üzere. British Council ve Açık Toplum Enstitüsü’nün finanse ettiÄŸi araÅŸtırmayı Ä°sveç AraÅŸtırma Enstitüsü ve Bilgi Ãœniversitesi de destekliyor. Åžimdiye kadar Ä°stanbul’da Tophane, KuÅŸtepe, Dolapdere, Bülbül, GaziosmanpaÅŸa ve Gülhane’de 44 görüşme yaptılar. Sulukule’de ise sadece bir kiÅŸiyle görüşebildiler. Çünkü dünyanın en eski Roman yerleÅŸimi diye bilinen Sulukule’ye girmek de, orada birileriyle görüşmek de bir yabancı için çok zordu. Fizibilite sonuçlarına dayanarak yapılacak asıl araÅŸtırma bir yıl sürecek ve Türkiye’nin 22 ilini kapsayacak. Ä°ÅŸte ÅŸu ana kadar yaptıkları tespitler:TÃœRKÄ°YE’DE KAÇ ÇİNGENE YAÅžIYOR Adrian Marsh, Türkiye’de Çingenelerin nüfusunu Osmanlı’nın son dönemleri ve Cumhuriyet’in erken dönemlerinde yapılan sayımlara dayanarak tahmin etmeye çalışıyor: ‘1831- 1935 dönemleri arasındaki sayımlar nüfusun yüzde 1’inin Çingene olduÄŸunu gösteriyordu. Bunu ana dil sorusundan anlıyoruz. Bugün hálá nüfusun yüzde biri Çingene’yse, 700 bin Çingene var demektir. Ancak Osmanlı nüfus sayımlarında kadınlar ve çocuklar sayılmıyordu. Bulgaristan ve diÄŸer Balkan ülkelerinde son yapılan sayımlarda da Çingenelerin eski kayıtlarda ancak üçte bir oranında sayıldıkları doÄŸrulandı. Bu durumda bügünkü Çingene nüfusunun yaklaşık 2 milyon olduÄŸunu tahmin ediyoruz.’ ÜÇ ETNÄ°K KOL DA TÃœRKÄ°YE’DE VARDomlar Bu grubun Hindistan’dan 9. yüzyılda OrtadoÄŸu’ya göçettikleri sanılıyor. Domari denilen bir dilleri var. ÇoÄŸu Müslüman, Kıptiler’in de bu gruba ait olduÄŸu düşünülüyor. GüneydoÄŸuda küçük topluluklar olarak yaşıyorlar. Bazı etnograflara göre 50 bin kiÅŸiler. Lomlar (PoÅŸa veya BoÅŸa) Hindistan’dan Ermenistan’a göç ettiler, 1060’da Selçuklular tarafından dağıtıldılar. Dilleri Lomavren’de Ermenice kökenli kelimeler var. Bugün Ortodoks Ermeni oldukları söyleniyor. AÄŸrı ve Van civarında yaşıyorlar. Ani’de Yezidi Lomlar olduÄŸu da söyleniyor.Romlar Yaklaşık 1000’de Hindistan’dan Anadolu ve Avrupa’ya göç ettiler. Sulukule’deki Romanlar 1050’lerden beri Ä°stanbul’da yaşıyor. GüneydoÄŸu Avrupa’da da konuÅŸulan Romancanın deÄŸiÅŸik bir versiyonunu kullanıyor. Bu dil Trakya’da, Ä°stanbul Ãœsküdar’da ve Van’ın PaÅŸalar bölgesinde de konuÅŸuluyor. Türk Romancası dünyada 12 milyon kiÅŸinin kullandığı Çingene dilinin ilkel bir biçimi.MÃœZÄ°SYEN ÇOCUKLARI DAHA ÅžANSLI Fizibilite çalışmasının bazı ön verileri şöyle:3 ÇoÄŸu anne baba, çocuklarının Ä°stanbul’daki okullarda ciddi bir ayrımcılıkla karşılaÅŸmadığını düşünüyor.3 Kırsal kesimden Ä°stanbul’a göç edenlerin çoÄŸu, geldikleri yerlerde ayrımcılığa maruz kaldıklarını, Ä°stanbul’a gelmelerinde bunun da etkili olduÄŸunu düşünüyor.3 Bazı Çingene çocukları, özellikle de müzisyen ailelerinkiler, üniversiteye gidebiliyor. Bu gençler genelde Çingene kimliklerini bu andan itibaren gizlemeye baÅŸlıyor.3 Çingene anne babalar çocuk için okulun çok önemli olduÄŸunu söylüyor ama çoÄŸu çocuklarının öğretmenleriyle neredeyse hiç irtibat kurmamış.3 Bazıları eÄŸitimi çocuklarının yaÅŸam standardını yükseltmek için bir kaynak olarak görürken bazıları da ‘eÄŸer çocuklarımız alt gelir grubundaki iÅŸlerde çalışacaksa eÄŸitime gerek yok’ diye düşünüyor.Ekip bir sonraki aÅŸamada okulları ziyaret ederek, öğretmenlerle, okul müdürleriyle konuÅŸarak onların gözlemlerini, deneyimlerini ve fikirlerini soracak, Çingene çocuklarıyla da görüşecek.HIDIRELLEZ VE KAKAVAHıdırellez geçen hafta 5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a baÄŸlayan gece Ä°stanbul Ahırkapı sokaklarında Roman müzisyenlerin de katılımıyla kutlandı. Hıdırellez tüm Anadolu, Mezopotamya, Ä°ran’da baharın geliÅŸinin kutlandığı çok eski bir bayram. Herkes Hıdırellez’i kutluyor ama Romanlar için Hıdırellez en önemli, hatta tek bayram. Edirne ve Kırklareli’de, Hıdırellez’i de içine alan 2-3 günlük Kakava ÅŸenlikleri de Romanlar tarafından kutlanıyor.AVRUPA PARLAMENTOSU Ä°LK ÇİNGENE MÄ°LLETVEKÄ°LÄ° LIVIA JAROKAYunanistan’daki Çingenelerin durumu AB’ye henüz girmemiÅŸ Bulgaristan’dan kötü Livia Jaroka (30) Macaristan’da Sopron isimli küçük bir kentte büyüdü. Annesi Çingene deÄŸil, babası müzisyen bir Çingene ailesinden ama müzisyenlik yapmıyor. Kasabada 300 Çingene izole olmadan yaşıyordu. Bugün bir ilki gerçekleÅŸtirerek AP’ye girmesini izole edilmemelerini baÄŸlıyor. Macaristan’da bir Çingene olarak nasıl bir çocukluk yaÅŸadınız?- Macaristan’da Çingene çocuklar genellikle çoÄŸunluk okullarına alınmıyor. Fazla kalabalık olmadığımızdan bizim için durum böyle deÄŸildi, diÄŸer çocuklarla aynı okulda okuyabildim, olmak istediÄŸim ÅŸeyi oldum. Ama Macaristan’da Çingene çocukların en az yarısı ya Çingene okullarına, ya da zeka özürlü çocukların okullarına gönderiliyor. Avrupa Parlamentosu’na girmeyi nasıl baÅŸardınız? -Partim (Fidesz) tarafından seçilebileceÄŸim sıraya kondum. Zaten aynı parti için Çingene konusunda uzman olarak çalışıyordum ve partimi çok eleÅŸtirdim. Onlar da gel, bizim için çalış dediler. SeçildiÄŸinizden beri AB’de Çingeneler için neler yaptınız?-DoÄŸu Avrupa ülkeleri ayrımcılık karşıtı yasayı kabul etmek zorunda kaldı. Ama AB’nin yine ayrımcılığa karşı iÅŸsizlikle ilgili direktifi konusunda DoÄŸu Avrupa’da hiçbir ÅŸey yapılmadı. 10 ülkenin geçen mayısta AB’ye katılımından beri Çingeneler için farklı bir dönem baÅŸladı. 1 Mayıs 2004’e kadar Çingene sorunu, DoÄŸu Avrupa’nın komünizm sonrası sorunu diye görülüyordu. Åžimdi bu tüm Avrupa’nın sorunu. Ben Çingenelerin yaÅŸadığı bütün Avrupa ülkelerine gidiyorum. Hepsinde iÅŸsizlik ve çok kötü yaÅŸam koÅŸulları var. Hatta zorunlu kısırlaÅŸtırma bile var. Zorunlu kısırlaÅŸtırma gerçekten bugün hálá var mı?- Çek Cumhuriyeti, Slovakya gibi ülkelerde olduÄŸuna dair bilgilerimiz var ve araÅŸtırıyoruz. BahsettiÄŸiniz sorunların çözümü için somut projeler yok mu?- Avrupa Komisyonu kendisi harekete geçmeli. Çünkü ülkeler çok az ÅŸey yapıyor. Avrupa Komisyonu’ndan ulusal hükümetlere gönderilen para gerçek yerine ulaÅŸmıyor. Çünkü Çingeneler siyasette çok az temsil ediliyor ve paranın kullanımını izleyemiyorlar. Son üç yılda 77 milyon Euro harcandı Çingeneler için ama neredeyse hiçbir ÅŸey deÄŸiÅŸmedi. O zaman çözüm nerede?- Uzun dönemde çözüm, parayı eÄŸitim, saÄŸlık, iÅŸsizlik gibi ana sorunlar için harcamak. Bu sorunlar tüm yoksulları kapsıyor; Çingeneler için özel bir yatırıma gerek yok. Peki sadece Çingeneleri ilgilendiren konular yok mu?-Var, Çingene düşmanlığı. Avrupa Komisyonu 2007’yi eÅŸit fırsatlar yılı olarak belirledi. Bence biz de Çingene karşıtlığını gündemde çok üst sıralara koymalıyız. Çingene karşıtlığı ile nasıl savaÅŸmayı düşünüyorsunuz?-Tek yol birbirimizi öğrenmek. Ä°ÅŸ yerleri, karma okullar gibi mekanlar önyargıların ve korkuların azalabileceÄŸi yerler. Ama eÄŸer çoÄŸunluk bu yakınlaÅŸmayı reddederse ayrıma uÄŸrayanlar için toplumun çoÄŸunluÄŸuyla iletiÅŸim kurmak çok zor. ÇoÄŸunluk Çingeneleri stereotiplerle kabul etmeyi çok daha kolay buluyor. Ama bu imaja uymayan birini gördüklerinde ne yapacaklarını ÅŸaşırıyorlar, mesela ben... Avrupa’da Çingeneler açısından en sorunlu ülke hangisi?-Bütün Avrupa’da sorun Çingene olduÄŸunu söylemekte. Bunu deklare etmek cesaret istiyor. Ä°ÅŸsizlik çok yoÄŸun, çalışanlar en kötü iÅŸleri yapıyor, onları asla anaokulu öğretmeni, satış elemanı olarak göremezsiniz. Avrupa’da 12 milyon nüfusumuzla en büyük azınlığız. Romanya, Bulgaristan ve Türkiye de AB’ye girdiÄŸinde bu rakam 15 milyon olacak. Bulgaristan, Romanya ve Slovakya en problemli ülkeler. Ama en kötü ülke hangisi, söylemek zor. Çünkü, mesela Yunanistan’a gittiÄŸimde ÅŸoke oldum. Oradaki yerleÅŸimler Macaristan’dan bile kötüydü. Bulgaristan’da bile Yunanistan’dan daha kötü sadece tek bir yer vardı.Türkiye ile ilgili hiç çalışmanız oldu mu? -Henüz deÄŸil ama Türkiye’nin AB’ye giriÅŸ sürecini yakından izleyeceÄŸim. BAÅžKA Ä°ÅžTE ÇALIÅžMAK MÃœMKÃœN MÃœ?Kim olduÄŸumu öğrenirlerse naÅŸ diyebilirlerKuÅŸtepe’de oturup baÅŸka iÅŸler yapan da var. Ama çoÄŸu kimliÄŸini gizliyor. Arkadaşımız Kutup Dalgakıran’ın elinde fotoÄŸraf makinesini gören biri hemen ‘FotoÄŸrafımı çekme bozuÅŸuruz’ diyor. ‘Yüksek yerde çalışıyorum anlatabildim mi, Roman olduÄŸumu bilmiyorlar. Ne olur ne olmaz söylemiyorum. FotoÄŸraf olursa öğrenirler ve ‘naş’ diyebilirler. Ne gerek var yani anlayacağın...’ Dernek BaÅŸkanı Metin Åžentürk, Ãœmit KocayemiÅŸ isimli bir Roman’ın başından geçenleri anlatıyor: ‘Bu kardeÅŸimiz NiÅŸantaşı’nda bir konfeksiyon iÅŸine müracaat etmiÅŸ, iÅŸe kabul edilmiÅŸ, istenilen evrakları tamamlamış. Patronu ikametgah belgesinde KuÅŸtepe’de oturduÄŸunu görünce ‘Roman mısın?’ diye sormuÅŸ. ‘Evet’ deyince de ‘Seni iÅŸe alamam’ demiÅŸ.’Matbaa ve market işçiliÄŸi yapan 32 yaşındaki Tamer Duran üç senedir iÅŸsiz. ‘Çalışmamıza izin verseler kötü insan olmadığımızı görecekler’ diyor. Ãœmit Gibi (32) Bomonti’de dört yıldır bir kemer atölyesinde çalışıyor. Ä°ÅŸyeri sahipleri onun Roman olduÄŸunu biliyor, ama o da sigortasız çalışıyor. Â
button