Güncelleme Tarihi:
Fransa bugün “Ermeni Soykırımını” bahane eder, yarın vazgeçer ama bir sonraki gün hangi şartı ortaya atar bilinmez.
Her ne kadar Başbakan Erdoğan, AB kapısının açılmaması halinde Kopenhag Kriterlerini, Ankara Kriterleri adı ile sürdüreceğimizi söylese de bu sözün arkasını iyi okumak gerekir.
Türkiye büyük bir ülke. Her açıdan büyük. Yani bir iki milyonluk üye ülkelere göre, AB’ye beş-altı gömlek büyük gelir.
Başta Fransa ve Almanya’nın en büyük korkusu 70 milyonluk ülkeyi aralarına alırlarsa, bu kalabalık nüfus dengeleri bozabilir.
Nüfusu bir yılda, 10 ya da 20 yılda azaltamayacaklarına göre Türkiye’nin tam üyelik süresini uzatmak için bahane arıyorlar.
AB kapısını açacaklar.
Açacaklar ama kapıdan giriş yasak olacak.
Belki de 10, ya da 20 yıl sonra eşikten geçebilirsiniz denecek.
Böyle bir koşul karşısında boyun eğileceğini sananlar yanılıyorlar.
Kıytırık ülkeler önemli değil. Avusturya “hayır” diyecekmiş. Desin! Avusturya’nın kıçına 5 ülke daha takılacakmış. Takılsın!
Önemli olan Fransa ve Almanya.
İngiltere nasılsa banko. Ama özellikle Fransa oldum olası yoğun nüfusumuzu içine sindiremiyor. Sanki AB’ye girince hemen serbest dolaşım hayata geçecek ve Türkler gidip Paris’i işgal edecekler. Ya da Fransız nüfusunu bozacaklar.
Sen bu Fransızları iyi bilirsin, ben tanımam. Ama son anda dansözlük yaparlar diye taşıdığım kuşkuyu üzerimden atamıyorum.
Haksız mıyım sen söyle.
Söyle ki içim biraz rahatlasın.
Sevgiler,
Sezai
(Sevgili abim, yalnız Fransızlar değil, bütün Avrupa Türkler’den korkar. İnanır mısın, İtalyan çizmesinin topuğunda, Otranto adlı küçük kasabada, dev bir duvar resmi beni çok şaşırtmıştı: Kara kara kıllı, deli gözlü Türkler, masum İtalyanlar’ı boğazlıyor! Avrupa ‘Kadınlarımıza kızanlarımıza kast edecek Müslüman Türk’ efsanesiyle yaşamış asırlarca, öcü diye Türkler gösterilmiş Kilise tarafından... Bunu unutmaları kolay değil, genlerine işlemiş. Ayrıca, korkmakta haksızlar mı laf aramızda? Ben sana desem ki ‘Sen Avrupalı olsan, Türkiye’yi alır mıydın?’ Ne cevap verirdin?)