Mustafa KÜÇÜK
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 21, 2011 00:00
Kimi geçmişle yüzleşmekten korktu, kimi de imkansızlıklar yüzünden doğdukları topraklara dönemedi. Ta ki Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın, Balkan Türkleri Dayanışma Derneği’yle irtibata geçene kadar... Aydın’ın girişimiyle Balkanlar’la hasret gidermek için İstanbul’dan yola çıkan 99 kişi, ilk durak Priştina’da Türkler tarafından çiçeklerle karşılandı. Prizren, Üsküp, Kalkandelen, Gostivar, Ohri ve Tiran’ı kapsayan dört günlük gezide, Atatürk’ün okuduğu askeri idadi de görüldü. Katılanlar bu yolculuğu anlattı...
KAMURAN ADATEPE (53)
Babamın mezarına toprak getirdim
Emekli olmadan önce ayakkabı kesim ustasıydım. Dedelerim, Konya Karaman’dan Makedonya’ya yerleştirilmiş. İştip’in Dorfullu Köyü’nde doğdum. Babam Hıristiyan komşularıyla sürekli kavga edince, Türkiye’ye göçme kararı aldı. 1960’da Zeytinburnu’na geldi, üç kardeşim burada doğdu, onlara “siz çakma göçmensiniz” diye takılırım. Akrabalarım aracılığıyla, babamın evinde yaşayan Hıristiyan aileden rica edip evi gezdim. Doğup büyüdüğü topraklara gitmeyi çok istemesine rağmen bunu gerçekleştiremeden ölen babam için bu bahçeden toprak aldım.
SADRİ SARAY (49)
Evi görünce anılarım tazelendiÜsküp doğumluyum, 1969’da göçtük. Önce Bursa sonra da İstanbul’da sekiz kardeşimle yeni bir hayat kurduk. Ne zaman başımı yastığa koysam, orayı hatılardım. Bu gezide hayatımın en güzel günlerini yaşadım. En büyük sürpriz doğduğum evin aynı şekilde duruyor olmasıydı. Çocukluk günlerime dönmek inanılmazdı. Eğer ev yıkılsaydı tüm anılarım da yıkılacaktı.
RECEP AKAN (TÜM BALKAN TÜRKLERİ DAY. DER. BAŞ.)
Siyah-beyaz fotoğraf hep cebimdeBabam 8 yaşındayken dedem ani bir kararla, 1958’te Üsküp’ten Zeytinburnu’na göçmüş. O dönem, göçmenlerin resmi işlemleri için ailenin tüm fertlerinin olduğu bir fotoğraf evraklara eklenirmiş. O siyah-beyaz fotoğrafı hep yanımda taşıyorum. Babamın doğup büyüdüğü evi ve mahalleyi gördüm. İnsanın içi acıyor, hatta kanıyor. Yaşıtları babamı çok iyi hatırlıyor. Çok karmaşık duygular yaşadım.
ABDULLAH AKSEL (72)
Hem vatan hem kardeş hasreti çektim Üsküp Taligrad’da doğdum. Ailem göçmeye karar verdiğinde kardeşlerimden ikisi orada kaldı. Biz dört kardeş hem vatan hem de kardeş hasreti çektik. Fakat kardeşlerimi görmek için oraya sık sık gittim. Doğduğum evi görünce her defasında çocuk gibi oluyorum. Kelimelerle tarif edemiyorum, yaşamak gerek. İnsanın içi tuhaf oluyor.
HAMDİ VARDAR (79)
AKRABALARIMLA HASRET GİDERDİM Doğduğum Üsküp Disavisa’da 25 yaşına kadar yaşadım. Babam Osmanlı subayıydı, Balkanlar’da bitmeyen kargaşa yüzünden 8 çocuğuyla İstanbul’da sıfırdan bir hayat kurdu. TEK’ten emekliyim, dört çocuk ve 10 toruna rağmen memleket hasretim bir türlü dinmedi. Gezide akrabalarımla hasret giderdim. Keşke bunlar yaşanmasa, insanlar topraklarından koparılmasaydı.
CAVİT BİROL (41)
Bana değil babama sarılıyorduAilem 1960’da Üsküp’ten Zeytinburnu’na gelmiş. Onlardan duyduklarımı kendi gözlerimle görmek istedim. Mahalledeki camiye gittim, bir yaşlı adam gelip sarıldı. Aslında o bana değil hasret kaldığı babama sarılıyordu.