Ersin KALKAN <br>Fotoğraflar: Sebati KARAKURT - Senih GÜRMEN
Oluşturulma Tarihi: Mart 03, 2007 00:00
Size bugün çok büyük bir halının hikayesini anlatacağım. Tam dört yılda hazırlanan bu muazzam eser, halihazırda dünyanın en büyük ipek halısı. Bu halının hikayesinin ardında tipik bir Kayseri mucizesi yatıyor.
Halıyı yapan şirketin adı Çınar. 1935’te kurulmuş. Adını kurucusu Hayrullah Çınar’dan alıyor. Hayrullah Bey, çok çok eski bir Kayserili. Ataları taa Selçuklular döneminde kente yerleşmiş olan Ekincioğlu ailesi. Hayrullah Çınar 1916’da Kayseri’de doğmuş, 12 yaşındayken babasını kaybedince ailenin yükünü omuzlamış.
Daha küçük bir çocukken, baba mesleği olan kilim ticaretine girmiş. Önce kilim dokuma, tamir, desen yaratma işinde çalışmış. Bu eski zanaatta kullanılan sembollerin ne anlama geldiğini, ne zamandan bu yana kullanıldığını öğrenmiş. Artık büyük malları sırtına yükleyecek kadar yetiştiğinde, almış omzuna kilimleri, düşmüş yollara. Önce Kayseri ve çevre illerdeki çarşılarda satmış mallarını. Kara trene binip, Kars’tan Eskişehir’e, Denizli’ye, İstanbul’a kadar gelip gitmiş. Eski hanların küf kokan odalarında, otellerin loşluğunda, uçsuz bucaksız tren yollarında geçirmiş gençliğini. Askerden tezkeresini alınca Kayseri dar gelmeye başlamış genç adama. Eş, dost kanalıyla kapağı İstanbul’a atmış. Temiz, dürüst, sözü senet yerine geçen bir tüccar olduğundan kısa zamanda sevilmiş Tahtakale ve Kapalıçarşı’da.
Çalışkanlığının semeresini de kısa zamanda almış. 1940’ın ortalarında Kapalıçarşı’da bir dükkan sahibi olmuş. İlk beş yıl Kayseri’nin köylerinden ve şehir çarşısındaki tüccarlardan aldığı malları satmış. Sonra başkasının eyeriyle ata binmekten vazgeçip kendisi imalata başlamış. Çünkü başkalarının tezgahından rastgele çıkan malların İstanbul’da rağbet görmediğini fark etmiş.
TURİZMLE BİRLİKTE BÜYÜDÜ
Talep olan ürün çeşitlerini saptayıp bir envanter oluşturmuş. Merkeze yakın köylerden birinde bir atölye kurarak işe koyulmuş. Sonra bu atölyeyi kente taşımış. Bu arada evlenmiş, altı çocuğu dünyaya gelmiş. Çocuklar biraz büyüyünce babalarına destek olmaya başlamışlar.
Kendi atölyesinde ortaya çıkan ürünler İstanbul’daki talebi karşılayamaz hale gelince, marangozlara halı tezgahları yaptırıp bunları köylerde, bu işte usta olan kadınlara dağıtmış. Desenleri çizip tezgahların aynasına yerleştirmiş. Bir yandan da ufak çaplı da olsa toptancılığa başlamış. Oğulları biraz daha büyüyünce firmanın ismini "Hayrullah Çınar ve Oğulları" diye değiştirmiş.
1960’ların ortalarından itibaren turizm sektöründeki gelişmeye paralel olarak işini genişletmiş. 1965’e kadar hep kilim ve yün halı üretirmiş. O yıl Türkiye’de ilk ipek halıyı üretmiş. İpek halıya talep artınca, birkaç yıl içinde tezgahların çoğunda yünün yerini ipek çileleri almaya başlamış. 1975’te firmayı çocuklarına devredip aktif ticaretten çekilmiş. 1970’lerin sonunda büyük oğlu Hasan Çınar’la, küçük oğlu Mehmet Bey kardeşlerinden ayrılıp kendi firmaları Çınar’ı kurmuşlar. Hasan Bey, Kayseri’de kalıp imalatın başına geçmiş. Mehmet Çınar da İstanbul’daki işleri takip etmiş.
BİR ADIM DAHA ATALIM
Şu anda Kayseri Organize Sanayi Bölgesi içinde 14 bin metrekarelik kapalı alanı bulunan bir fabrikaları var. Bu devasa binada, halı tezgahlarının üretildiği marangozhaneden kaynak atölyesine, boyahaneden yıkamaya, desen odasından laboratuvara, kurutma fırınlarından teşhir salonlarına kadar her şey var. Yılda 75 metrekare ipek, 40 bin metrekare civarında da yün halı üretiyor. Başta ABD olmak üzere, Kanada, Fransa, Japonya gibi 25 ülkeye ihracat yapıyorlar. Türkiye’ye yılda 25 milyon euro’luk bir değer kazandırıyorlar. Mallarını İstanbul piyasasında hem toptan hem de perakende satıyorlar. Fabrika bünyesinde üç güzel daire yaptırmışlar. İki kardeş Kayseri’de kendi dairelerinde kalıyor. Diğer daire ise dünyanın dört bir yanından gelen misafirler için.
İşte bu kadar yol aldıktan sonra bir adım daha atalım demişler. Ve atacakları bu adımın ne olacağına uzun bir zaman kafa patlatmışlar. Ve sonunda, dünyanın en büyük çift düğümlü ipek halısını üretmeye karar vermişler. "Çift düğümlü" ibaresine dikkatinizi çekmek istiyorum. Çünkü halıya, tek ve çift olmak üzere iki çeşit düğüm atılıyor. Türk halılarını dünyada ünlü kılan, bu çift düğüm olayı. Çok zor ve zahmetli. Hele ipekte bu iş bir karabasana dönüşüyor. Tek düğümlü bir halının metrekaresinde bir birim zaman harcanıyorsa, çift düğümlüde dört birime, yani engin bir sabra ihtiyaç var. Çok az insan bu sabrı gösteriyor. Şimdi size bu sabrın hikayesini anlatacağım.
YAPILMASI DÖRT SENE SÜRDÜ
Serüven bundan dört sene önce Kayseri’ye 45 kilometre uzaklıktaki Alaybeyli Köyü’nde başlıyor. Köyde düşündükleri büyüklükte bir tezgahı barındıracak ev bulamadıkları için işe bir bina yapmakla başlıyorlar. Bina bittikten sonra tezgahın üretilmesi işine geçiyorlar. Fabrikada ortaya çıkarılan tezgah, parçalara ayrılarak köye taşınıyor, binada monte ediliyor. Büyük bir bölümü genç kızlardan oluşan 18 halı üreticisine yıllık ücretleri peşin ödenerek tezgahın başına geçmeleri sağlanıyor. Ekibin başına da 30 yıllık halı ustası 50 yaşındaki Elif Canbolat geçiyor. Ekipteki en genç eleman ise 17 yaşındaki Songül Turp.
Desenleri Çınar’ın grafikerleri tarafından ortaya çıkarılan halının dokunması tam dört sene sürüyor. Çünkü 18 kişilik ekip bütün gün çalışıyor sadece iki santim dokuyabiliyor. Bu yıllar içinde kızlardan üçü evleniyor. 15 kişiyle halıyı tamamlıyorlar. Ve sonunda ortaya 102 metrekare çapında muazzam bir sanat eseri çıkıyor.
750 kilo ağırlığında olan halı Alaybeyli’deki binadan çıkarıldığı gün Kayseri’ye gittik. Ağır ve çok uzun olan halıyı
kendi yaptıkları binadan çıkarmak için bir dozer ve vinç çağırdılar. Çünkü, bu devasa eser ancak yapının duvarları yıkılarak dışarı çıkarılabildi. Yıkım işlemi iki, halıyı vinçli kamyona yükleme işi de bir buçuk saat sürdü. Bu iş sürerken, meydana kurulan sobalı sacların üzerinde halı ustaları peynirli, patatesli ve ıspanaklı gözlemeler pişirdi. Halıyı dokuyan kızlara çeyizlerine katmaları için hediyeler dağıtıldı. Ve halı alkışlar arasında, kırkma işlemi için fabrikaya doğru yola çıktı.
Günde iki santimle, dört yılda tamamlandıDünyanın en büyük çift düğüm ipek halısı dört yıl süren bir emek sonucunda tamamlandı.
102 metrekare ve 750 kg ağırlığında olan ipek halı üretildiği atölyeden duvar yıkılarak çıkarıldı.
Yörenin en tecrübeli, el uyumu birbirine yakın ve en kaliteli halı dokuyanlarının ürettiği halı için özel bir atölye ve özel bir tezgah kuruldu.
Halı 8,50 x 12 metre boyutlarında.
Tezgahlarda 18 kişi çalıştı, günde sadece iki santimlik üretim gerçekleştirilebildi.
Hereke Sultani koleksiyonundan olan halının her bir santimetrekaresinde 64 düğüm bulunuyor.
Halıdaki toplam düğüm sayısı ise 64 milyon.
Halının yapımında 950 kilo ham ipek kullanıldı.
Halı, yıkama ve kırpma işlemlerinden sonra İstanbul Cağaloğlu’ndaki Çınar Halı Mağazası’nda sergilenecek. Yaz başında ise İstanbul’un saraylarından birinde gösteriye çıkması planlanıyor.