Cahit AKYOL
Oluşturulma Tarihi: Ocak 29, 2011 00:00
Mücevher tasarımcısı Avedis Kendir’in müşterileri Hollywood ünlüleri, kraliçe ve imparatoriçeler. Sırf hobi olsun diye pırlanta bezeli ayakkabı, altından gemi maketi yapıyor
Avedis Kendir (52) Kapalıçarşı’nın ünü yurtdışına taşmış mücevher tasarımcılarından. Ürettikleri Londra, Paris, Tokyo ve New York’daki mücevhercilerin vitrinlerini süslüyor. Büyük mücevher firmaları için koleksiyonlar hazırlıyor. Tasarımlarını kullananlar arasında Elizabeth Taylor, Barbra Streisand, Minnie Driver, Jennifer Aniston, Beyonce ve Christina Aguilera gibi starlar; Kraliçe Elizabeth ve Japonya İmparatoriçesi Miçiko isimler var. İstanbul’da da Çırağan Palace Kempinski Oteli’nin içinde bir mağazası var.
Bütün yaşamını Kapalıçarşı’da altınlar, pırlantalar, elmaslar, zümrütler ve yakutlar içinde geçiren tasarımcı bu işe 12 yaşında başladı. Çıraklık, kalfalık ve ustalık derken kendini bu mesleğe adadı. Üç aylık çırakken yaptığı ve kalfası tarafından beğenilen yüzük tasarımı mesleğinde önemli bir referans oldu.
ÜÇ YILDA USTA OLDU ”Ustam bendeki yeteneği çabuk gördü” diyen Kendir şöyle devam ediyor: “Bir yıl sonra kalfalığa terfi ettim. Üç yılda da usta sınıfına geçtim. 22 yaşımda Nuruosmaniye’de kendi atölyemi kurdum. Kırk yıldır ‘haute couture’ mücevher tasarımcılığı yapıyorum. Tasarımlarımda Victorian, Art Nouveau, Art Deco ve Osmanlı tarzlarından esintiler var. Doğadaki tüm materyalleri kullanıp, bunlara hayat vermeyi çok seviyorum. Bu sayede ustaca işlenebilen bütün maden ve taşların çevrelerine mücevherler koyup, özgün bir değere kavuşturabiliyorum. Ünlü sanatçılar ve üst düzey politikacıların eşleri için tasarımlar yapıyorum. Ayrıca özel törenler için takılar da tasarlıyorum. Takıların yanı sıra baston ve süs tarağı gibi değişik objeler de hazırlıyorum.”
HER PARÇADAN BİR TANE VARAvedis Kendir’in bu yıl mesleğinde 40’ncı yılı. Günde 10 saat çalışıyor. Sıradan bir malzemeyi bile mücevherlerle süsleyerek bir anda paha biçilmez bir hale getiriyor. Çalışanları onu ‘aşırı titiz’ müşterileriyse ‘çılgın’ diye tanımlıyor.
Dünyaca ünlü isimlerin mücevhercisi olmasına karşın son derece mütevazı, “Her parçadan bir adet üretiyorum. Bir mücevherin başka bir eşi olmuyor. Bu kadar tutulmamın nedeni bu. Dolayısıyla ürünlerin fiyatı da artıyor ama bunları alanların maddi güçleri gayet yerinde, ücretini bile sormadan sardırıyorlar. Zaten üretenin emeğinin hak ettiği parayı vermek için kesenin ağzını açmak gerek” diyor.
BEŞ KİLO ALTINDAN SANTA MARIAKendir’in atölyesi artık Cağaloğlu’nda. Burada ürettiği eserler arasında en değerlisi Kristof Kolomb’un gemisi Santa Maria. “Bu benim çocuğum” dediği gemiyi tam 10 yılda tamamladı. 5 kilo altın, 21 kilo gümüş, 30 bin dolar değerinde 37.26 karat pırlanta ve 1.6 karat yakut kullandı. Santa Maria’nın birebir kopyası olan, bir metre uzunluğundaki gemi için 260 bin dolar harcadı. Kendir; “Santa Maria gemisini kıtalar arasında köprüler kurduğu, ticarette siyasette yeni bir yol açtığı ve dünyayı değiştirdiği için tasarladım” diyor. Gemiyi ilk olarak Barselona’da Kristof Colomb ile ilgili bir etkinlikte sergilemeyi planlıyor. Dünyanın diğer ünlü merkezlerinde sergilemek için de girişimlerde bulunuyor.