80’lerdeki grupların bir ruhu, bir duruşu vardı

Güncelleme Tarihi:

80’lerdeki grupların bir ruhu, bir duruşu vardı
Oluşturulma Tarihi: Kasım 26, 2005 00:00

Sinema, müzik, kültür ve eğlence ile dolu dokuz gün vaat eden ‘On8-30beş’ film ve etkinlik haftası bugün başlıyor. 9 Aralık’a kadar devam edecek festivalde, İstanbul Life dergisinin sponsor olarak destek verdiği etkinliklerden biri de 2 Aralık gecesi Yeni Melek Gösteri Merkezi’nde gerçekleştirilecek olan Retro Party.

‘70’ler, ‘80’ler ve ‘90’ların kült filmlerinden çarpıcı sahnelerinin gösterileceği ve ünlü DJ’lerin performans sergileyeceği Retro Party’nin özel konuğu Jimmy Somerville. ‘80’li yılların en önemli topluluklarından Bronski Beat ve The Communards’a liderlik eden, sonrasında ise solo çalışmalara ağırlık veren Jimmy Somerville, cuma gecesi 00.30’da, Smalltown Boy, Safe In These Arms ve Don’t Leave Me This Way gibi klasiklerini seslendirmek üzere Yeni Melek sahnesinde olacak. Somerville ile İstanbul ziyareti öncesi konuştuk.

Performans sergileyeceğiniz parti ‘retro’ konseptli, son yıllarda tekrardan gündeme gelen bu retro hareketiyle ilgili neler düşünüyorsunuz?

- Bence isabetli bir başlık, çünkü benim en popüler şarkılarım, insanların en çok aşina oldukları şarkılarım o yıllardan kalma olanlar.

‘Home Again’ adlı son stüdyo albümünüz geçtiğimiz yıl çıktı. O zamandan bu yana nelerle uğraşıyorsunuz, yeni bir albüm daha kaydetmeyi düşünüyor musunuz?

- Aslına bakarsanız şimdilerde dinleniyorum, çok da iyi zaman geçiriyorum, Ama yeni materyaller üzerinde de çalışıyorum, şarkılar yazıyorum. Albümle ilgili herhangi bir tarih belirlenmiş değil çünkü şimdilik sadece bazı fikirler üzerinde çalışıyorum. Olay şimdilik stüdyo ve prodüksiyon aşamasına taşınmadı bile, bu sebeple herhangi bir tarih de belirlemedim.

Fanlarınız Home Again’in diğer albümlerinizden farklı olduğunu düşünüyorlar. Önceki albümlerinizle karşılaştırıldığında neredeyse tam bir dans albümü olduğunu söylüyorlar. Yeni albüm için böyle bir durum geçerli olacak mı ve yine birçok DJ ile çalışmayı düşünüyor musunuz?

- Henüz o aşamaya bile gelmedim ama ‘Home Again’de olduğu gibi kulüp DJ’leri ile -hatta kulüp tayfasıyla diyeyim- çalışmayı düşünmüyorum, en azından bunu söyleyebilirim. Bu durumda yeni albümün daha farklı bir sound’a sahip olacağını söyleyebilirim. Dans müziği ağır basmayacak.

YENİ ALBÜMDE ERİC CLAPTON PARÇASI

Home Again için bir Depeche Mode şarkısı (But Not Tonight) yorumlamıştınız, yeni albümünüz için de böyle bir fikir var mı kafanızda?

- O şarkıyı çok severim, özellikle sözlerini. Kendi şarkılarımda da bu tip şeyler söylüyorum zaten. Evrenin bir parçası olmak, ay, güneş, yıldızlar, doğa... Bu temaları çok seviyorum. Ve yine evet, yeni versiyonlarını yaratmayı düşündüğüm birkaç şarkı var kafamda. Bir tanesinden bahsedebilirim. Cream adlı bir gruba ait olan bir şarkıyı yorumlamayı düşünüyorum.

Eric Clapton’ın Cream’i mi?

- Evet. İnsanlar sadece disko müzik dinlediğimi düşünüyorlar ama öyle değil! Rock, soul, pop, dans, indie, her türlü müziği dinliyorum ben! Yeni albümümde bu çeşitliliği sergilemek istiyorum.

80’ler sound’undan etkilenen ve onu kendi tarzlarıyla birleştirip yeniden keşfeden genç gruplar için neler söyleyebilirsiniz? Büyük ticari başarılara imza atan ve dünya çapında büyük ses getiren pek çok genç topluluk var.

- The Killers’ı beğeniyorum, bence çok iyiler. Bu zaten bir kısır döngü sanırım. 80’li yıllarda albüm çıkaran gruplar da ‘70’lerden ve o dönem çıkan albümlerden, müziklerden etkileniyorlardı. Ama asıl Gorillaz’a bayılıyorum, işte orijinal bulduğum grup! Ortaya koydukları iş çok heyecan verici.

CİNSEL KİMLİĞİM MÜZİĞİMİN PARÇASI

Bir röportajınızda Scissor Sisters’dan Jake Shears’ın sizden ve yaptığınız işten çok etkilendiğini ve cinsel tercihi konusunda açık olmaya karar verdiğini okumuştum. Gençler için hálá ilham kaynağı olduğunuzu düşünüyor musunuz?

- Duyduğumda çok hoşuma gitmişti. Sanırım benim bir şarkımı duyup sesimin ne kadar farklı, ne kadar orijinal olduğunu düşünmüş ve bundan çok etkilenmiş. Böyle bir etki bırakmak çok güzel, yani müzikle ilgilenen bir insanı etkilemek ve onun daha sonra bu işe soyunmasını ve nasıl hissettiği konusunda özgür davranabilmesini sağlamak, bu çok gurur verici aynı zamanda.

Sizin böyle bir ilham kaynağınız var mıydı peki?

- Sanırım beni böyle birinin etkilemesi gerekmedi. Zaten cinsel kimliğini gizleme gereği duymadan, bu konuda çok dürüst davranabilen, bu şekilde çıkış yapmaktan korkmamış olan ilk sanatçılardan biriyim. Ben kimliğimi, yaptığım müziğin, ortaya koyduğum işin bir parçası gibi gördüm, bu sebeple de başından beri hep açık oldum bu konuda.

ESKİ GRUP ARKADAŞI RAHİP OLDU

Bundan 20-25 yıl kadar önce dünyayı sallayan pek çok grup şimdilerde birleşip yeni albümlerini yayınlıyorlar. Sizin The Communards ile ilgili böyle bir... (soru yarım kalıyor)

- Ne sormak üzere olduğunu biliyorum, hiç başlama! Tekrardan birleşmelere hayır! Söz konusu bile değil, olamaz, olmayacak! Hayır, hayır ve yine hayır! Zaten The Communards’taki grup arkadaşım Richard Coles artık bir rahip! Eskiden gelen güçlü bir bağ var aramızda. Birbirimizi gördüğümüzde konuşuyoruz, haberleşiyoruz da tekrar bir araya gelip müzik yapmamız söz konusu değil. Oralardan geçtik artık!

GENÇLER 80’LERİ ŞİMDİ KEŞFEDİYOR

80’ler sound’unun, tavrının, yani retro ruhun geri dönüşü çok hoş. Cidden enteresan işler çıkaran yeni isimler ve gruplar var. Ama son derece ruhsuz, kendilerine ait bir duruşa sahip olmayan, yapmacık ve taklitçi isimler de var tabii. 80’lerde böyle değildi. Ne bileyim, o dönemde ortaya çıkan ve şimdilerde 80’ler ya da retro olarak adlandırdığımız grupların kendilerine ait bir duruşları, bir karakterleri vardı. Özgün ve tavır sahibiydiler. Sahnedeki duruşlarından giydikleri kıyafetlere kadar her şeyleriyle o dönemin ruhunu yansıtıyorlardı. Şimdiki gençler o dönemlerin farkına yeni yeni varıyorlar, o zaman yapılmış olanları henüz keşfediyorlar. Bir Talk Talk şarkısı duyup ‘aaa, bu ne kadar da iyiymiş!’ diyorlar. Çünkü o zaman yapılan işler gerçekten de çok iyiydi, en önemlisi orijinaldi.
Ayhan ABAYHAN
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!