8 kilogramlık çocuğa böbrek nakli
Güncelleme Tarihi:
A.A
Oluşturulma Tarihi: Ocak 08, 2010 09:44
Akdeniz Üniversitesi Hastanesinde gerçekleştirilen operasyonla Türkiye'nin kilogram olarak en hafif bebeğine babaannesinden alınan böbrek nakledildi.
Denizli'de yaşayan Emine ve Mustafa Özbay çiftinin ilk ve tek çocukları olan 21 aylık Bekir'e henüz 1,5 aylıkken bir çeşit böbrek yetmezliği rahatsızlığı olan konjenital nefrotik sendrom teşhisi konuldu.
Oğullarının tedavisini İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesinde sürdüren aile, Akdeniz Üniversitesi Hastanesinde geçen yıl bir bebeğe böbrek nakledildiğine ilişkin haberleri görünce Antalya'ya gelmeye karar verdi.
Yaklaşık 3 ay önce Akdeniz Üniversitesi Hastanesinde tetkiklere başlandı. İnceleme sonucu, minik Bekir'e babaannesinden böbrek nakli yapılabileceği anlaşıldı. Akdeniz Üniversitesi Organ Nakli Merkezi Cerrahi Sorumlusu Doç. Dr. Alihan Gürkan başkanlığındaki ekip tarafından gerçekleştirilen operasyonla 21 aylık ve 8 kilogram ağırlığındaki Bekir'e babaannesi Dudu Özbay'ın böbreği nakledildi. Küçük bebeğin sağlık durumunun iyiye gittiği, yakında taburcu edilebileceği bildirildi.
Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Organ Nakli Merkezi Müdürü Prof. Dr. Gültekin Süleymanlar, düzenlenen basın toplantısında, geçen yıl merkezin büyük başarılara imza attığını, 59'u kadavradan olmak üzere 324 böbrek, 17 karaciğer, 6 pankreas, 6 kalp nakli gerçekleştirildiğini kaydetti.
Merkezde yapılması zor, pek çok merkezin teşebbüs edemeyeceği vakalara müdahale ettiklerini söyleyen Prof. Dr. Süleymanlar, organ nakli gerçekleştirilen hastaların sağlığına kavuştuğunu görmekten keyif aldıklarını ifade etti.
Emine ve Mustafa Özbay çiftinin minik oğulları Bekir'in ameliyatının bu yıl gerçekleştirilen en önemli vaka olduğuna işaret eden Süleymanlar, “Böbrek naklinde 10 kilogram sınırdır, bunun altında böbrek nakli işine girilmez diye genel bir kural vardır ama biz Türkiye'nin kilogram olarak en hafif bebeğine böbrek naklini gerçekleştirdik” diye konuştu.
Organ Nakli Merkezi Cerrahi Sorumlusu Doç. Dr. Alihan Gürkan da çocuk hastaların özellikle boyutlarının küçük oluşu nedeniyle zor vakalar olduğuna işaret etti.
Çocukların küçük bedenlerine nakledilen organların bağlantısını yapmanın zor olduğuna değinen Gürkan, “Şu anda Bekir'in karnının hepsi babaannesinden aldığımız böbrek tarafından işgal edilmiş durumda. Karnının içinde böbrek koyabileceğimiz nokta bile yoktu” dedi.
Akdeniz Üniversitesi Hastanesinde çocuklara yapılan nakillerde de önemli bir başarıya imza attıklarını söyleyen Doç. Dr. Gürkan, geçen yıl 9'u kadavradan olmak üzere 44 çocuğa nakil yapıldığını bildirdi.
Çocuk nefroloji uzmanı Doç. Dr. Sema Akman ise konjenital nefrotik sendromun hekim ile ailenin iş birliği içinde çalışması gereken bir hastalık olduğunu kaydetti.
Bu hastaların kilo almasının ve büyümesinin çok zor olduğunu belirten Akman, hastaların her gün ilaç almadığı takdirde hayatta kalamadığını vurguladı.
Sema Akman, nakil için hastanın 10 kilograma gelmesini bekleyemediklerini, bunun risk olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
“Bu tanıda zamanla yarışılır. Hazır hale geldiğini düşündüğümüz en uygun zamanda naklin yapılması gerekir. Bekir şu anda 21 aylık olmasına rağmen 8 aylık bir çocuğun ağırlığına ulaşmış durumda ama hastalıkta bu bile başarıdır. Çünkü bu bebekler büyük bir beslenme geriliği içindedir. Olabilecek en uygun teknik olarak karın içine böbreğin yerleştirileceği en uygun zamanda naklin yapılması gerekir. 10 kiloya gelsin diye beklemek hastayı riske atmak demektir. Çünkü hasta bu kiloya ulaşacak kadar yaşayamayabilir. Bu bebeklerin hayatta kalabilmesinin tek yolu bu böbrek nakilleridir. Bu da büyük bir cerrahi beceri gerektiriyor. Ailenin buna yatkın olması gerekiyor. Geçmişte bu tanıyla izlediğimiz hastalarda aile bu tedavi konusunda birlikte davranmaya yaklaşmadığı için kaybettiğimiz vakalar oldu. Burada ailenin önemi çok büyük.”
Anne Emine Özbay da ilk ve tek çocuğu olan Bekir'e henüz 1,5 aylıkken teşhisin konulduğunu, bu tarihten beri hastanede olduklarını kaydetti.
Akdeniz Üniversitesi Hastanesinde kendi oğlu gibi küçük bir bebeğe böbrek nakli gerçekleştirildiği haberini görünce oğlunu Antalya'ya getirmek istediğini belirten Özbay, “İyi ki de getirmişim. Oğlumun yaşayacağına dair içimde her zaman ümit vardı. Onun yaşamasını çok istedim. Şimdi de nakil olduğu için çok mutluyum. Çocuğumun sağlığına kavuşacağına inanıyorum” dedi.
Oğullarının tedavisini İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesinde sürdüren aile, Akdeniz Üniversitesi Hastanesinde geçen yıl bir bebeğe böbrek nakledildiğine ilişkin haberleri görünce Antalya'ya gelmeye karar verdi.
Yaklaşık 3 ay önce Akdeniz Üniversitesi Hastanesinde tetkiklere başlandı. İnceleme sonucu, minik Bekir'e babaannesinden böbrek nakli yapılabileceği anlaşıldı. Akdeniz Üniversitesi Organ Nakli Merkezi Cerrahi Sorumlusu Doç. Dr. Alihan Gürkan başkanlığındaki ekip tarafından gerçekleştirilen operasyonla 21 aylık ve 8 kilogram ağırlığındaki Bekir'e babaannesi Dudu Özbay'ın böbreği nakledildi. Küçük bebeğin sağlık durumunun iyiye gittiği, yakında taburcu edilebileceği bildirildi.
Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Organ Nakli Merkezi Müdürü Prof. Dr. Gültekin Süleymanlar, düzenlenen basın toplantısında, geçen yıl merkezin büyük başarılara imza attığını, 59'u kadavradan olmak üzere 324 böbrek, 17 karaciğer, 6 pankreas, 6 kalp nakli gerçekleştirildiğini kaydetti.
Merkezde yapılması zor, pek çok merkezin teşebbüs edemeyeceği vakalara müdahale ettiklerini söyleyen Prof. Dr. Süleymanlar, organ nakli gerçekleştirilen hastaların sağlığına kavuştuğunu görmekten keyif aldıklarını ifade etti.
Emine ve Mustafa Özbay çiftinin minik oğulları Bekir'in ameliyatının bu yıl gerçekleştirilen en önemli vaka olduğuna işaret eden Süleymanlar, “Böbrek naklinde 10 kilogram sınırdır, bunun altında böbrek nakli işine girilmez diye genel bir kural vardır ama biz Türkiye'nin kilogram olarak en hafif bebeğine böbrek naklini gerçekleştirdik” diye konuştu.
Organ Nakli Merkezi Cerrahi Sorumlusu Doç. Dr. Alihan Gürkan da çocuk hastaların özellikle boyutlarının küçük oluşu nedeniyle zor vakalar olduğuna işaret etti.
Çocukların küçük bedenlerine nakledilen organların bağlantısını yapmanın zor olduğuna değinen Gürkan, “Şu anda Bekir'in karnının hepsi babaannesinden aldığımız böbrek tarafından işgal edilmiş durumda. Karnının içinde böbrek koyabileceğimiz nokta bile yoktu” dedi.
Akdeniz Üniversitesi Hastanesinde çocuklara yapılan nakillerde de önemli bir başarıya imza attıklarını söyleyen Doç. Dr. Gürkan, geçen yıl 9'u kadavradan olmak üzere 44 çocuğa nakil yapıldığını bildirdi.
Çocuk nefroloji uzmanı Doç. Dr. Sema Akman ise konjenital nefrotik sendromun hekim ile ailenin iş birliği içinde çalışması gereken bir hastalık olduğunu kaydetti.
Bu hastaların kilo almasının ve büyümesinin çok zor olduğunu belirten Akman, hastaların her gün ilaç almadığı takdirde hayatta kalamadığını vurguladı.
Sema Akman, nakil için hastanın 10 kilograma gelmesini bekleyemediklerini, bunun risk olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
“Bu tanıda zamanla yarışılır. Hazır hale geldiğini düşündüğümüz en uygun zamanda naklin yapılması gerekir. Bekir şu anda 21 aylık olmasına rağmen 8 aylık bir çocuğun ağırlığına ulaşmış durumda ama hastalıkta bu bile başarıdır. Çünkü bu bebekler büyük bir beslenme geriliği içindedir. Olabilecek en uygun teknik olarak karın içine böbreğin yerleştirileceği en uygun zamanda naklin yapılması gerekir. 10 kiloya gelsin diye beklemek hastayı riske atmak demektir. Çünkü hasta bu kiloya ulaşacak kadar yaşayamayabilir. Bu bebeklerin hayatta kalabilmesinin tek yolu bu böbrek nakilleridir. Bu da büyük bir cerrahi beceri gerektiriyor. Ailenin buna yatkın olması gerekiyor. Geçmişte bu tanıyla izlediğimiz hastalarda aile bu tedavi konusunda birlikte davranmaya yaklaşmadığı için kaybettiğimiz vakalar oldu. Burada ailenin önemi çok büyük.”
Anne Emine Özbay da ilk ve tek çocuğu olan Bekir'e henüz 1,5 aylıkken teşhisin konulduğunu, bu tarihten beri hastanede olduklarını kaydetti.
Akdeniz Üniversitesi Hastanesinde kendi oğlu gibi küçük bir bebeğe böbrek nakli gerçekleştirildiği haberini görünce oğlunu Antalya'ya getirmek istediğini belirten Özbay, “İyi ki de getirmişim. Oğlumun yaşayacağına dair içimde her zaman ümit vardı. Onun yaşamasını çok istedim. Şimdi de nakil olduğu için çok mutluyum. Çocuğumun sağlığına kavuşacağına inanıyorum” dedi.