Güncelleme Tarihi:
Adapazarı'ndaki prefabrik konutlarda 8 bin 103 kişi, konteynırlarda da 131 kişi yaşıyor. Depremde kiracı oldukları için hak sahibi olamayan, ekonomik güçleri zayıf olduğu için prefabrik konutlardan çıkamayan depremzedeler, 30 metrekarelik yaşam alanında yoklukla mücadele ediyor.
Sıcak ve soğuğa karşı korunmasız, altyapısı eskiyen ve yenilenmeyen bu küçük konutlardaki olumsuzluklardan en fazla etkilenen kesim ise çocuklar oluyor.
Prefabriklerde yaşamayı sevmediğini söyleyen 9 yaşındaki Hatice Keskin, ev özlemini “Tek isteğim, bir evimiz olsun. Artık, evde bir odam olsun istiyorum. Prefabrikler kışın çok soğuk oluyor, yazın ise pişiyoruz. Tek hayalim, depreme dayanıklı bir evimizin olması” sözleriyle dile getiriyor.
Aileler ise maddi imkanları olmadığı için, çocuklarını dengeli besleyemediklerinden şikayetçi. Dernekkırı prefabriklerinde yaşayan Taşkın ailesi, “Maddi imkanımız olmadığı için çocuklarımıza süt bile alamıyoruz. Prefabriklerde herkes sıkıntı çekiyor ama en büyük sıkıntı ve çileyi çocuklar çekiyor” diyor.
Psikolog Durul Mert de AA muhabirine, prefabrik konutlarda yaşayan çocuklarda, kendilerine ait bir odaları olmadığı için (benlik saygısı) oluşmadığını, bu nedenle büyük bölümünde özgüven eksikliği görüldüğünü söyledi.
Normal koşullarda yaşayan çocuklar ile prefabrik konutlarda yaşayan çocukların psikolojilerinin çok farklı olduğunu belirten Mert, şöyle dedi:
“Depremin üzerinden 5 yıl geçmesine karşın, bu çocuklarda deprem psikolojisi ön plana çıkıyor. Depremden korkan çocuklar karanlıkta yatamıyor, bazıları ise altını ıslatıyor. Sosyal, ekonomik ve psikolojik sorunları bulunan bu çocuklar, çok iyi analiz edilmeli ve topluma uyum sağlayabilmeleri için tedavi edilmelidir.”