Mesude ERŞAN
Oluşturulma Tarihi: Haziran 24, 2006 00:00
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Bahçeci, bugüne kadar doğal yollarla bebek sahibi olamayan 6 bin 500 ailenin yüzünü güldürdü, 8 bin 441 çocuğun doğmasına vesile oldu. 1996’da kurduğu Alman Hastanesi Tüp Bebek Merkezi-Bahçeci Kliniği, bugün dünyanın yılda en çok tüp bebek yapan merkezleri arasında. 48 yaşındaki Prof. Dr. Bahçeci, "Japonya’daki KATO, İspanya’daki IVI’den sonra üçüncü kuruluşuz. embriyonlara iyi davranan merkez, başarılı merkezdir" diyor.
Tüp bebek uygulamalarının başarısından merkez ne kadar sorumlu?
- Bütün merkezler kullandıkları tıbbi malzemeleri aynı yerlerden alıyor. Hizmeti farklı kılan çalışanları. Başarıyı etkileyen birçok faktör var. Çok sayıda yumurta elde etmek için iyi bir stimülasyon yapılmalı. Bu sayede içinden en iyileri seçme imkanı doğuyor. Yumurta transferi başarılı olmalı. Her türlü dış faktörden etkilenen embriyonlara iyi davranmak, gebelik şansını artırıyor. Bana göre iyi merkez, embriyonlara iyi davranan merkezdir. Ufak detaylar çok farklı sonuçlar çıkarıyor. Gebelikten sonraki yöntemlerin başarıdaki etkileri küçük.
Türkiye’de ICSI (mikroenjeksiyon) yönteminin bu kadar çok kullanılması sizce doğru mu?
- Birçok Avrupa ülkesinde baba adayının canlı sperm sayısı 500 binin altındaysa ICSI (laboratuvar ortamında yumurtanın sperm ile döllenmesi ve rahime yerleştirilmesi) yapılıyor. Üstündeyse aşılama uygulanıyor. Gebelik elde edilene kadar tekrar tekrar deneniyor. Türkiye’de 3-5 milyon spermi olan hastaya bile ICSI uygulanıyor. Çünkü çiftlerin mali gücü tekrara yetmiyor. Klasik tüp bebek yönteminde gebelik başarısı yüzde 5’i geçmez. Zaten spontan gebeliğin oranı aynı. Bu yöntemle zaman, para kaybettirmenin anlamı yok.
ICSI’nin bebeklerde sakatlık riskini artırdığı yönünde bazı araştırmalar var...
- Kromozal anomali riskini çok küçük oranda artırıyor. Dış gebelik, enfeksiyon, düşük, kanama gibi komplikasyonlar da düşük oranda görülebilir. Fakat bunlar uygulamanın güvenilirliğini tehdit etmez. Türkiye’de, Avrupa’da hastaların onayıyla her yıl binlerce aileye başarıyla uygulanıyor.
Bazı hekimler tüp bebek (IVF) yönteminin gereğinden fazla kullanıldığını söylüyor. Merkezlerde gerekli, gereksiz tüp bebek yapılıyor mu?
- IVF’nin son başvurulacak tedavi yöntemi olduğu doğru değil. Bunu savunanlar tüp bebek merkezinde çalışmayanlar. Yöntem hastaya göre seçilir. Yeni evli hastaya, üç yıl beklemeyi önerebilirsiniz. Zaten yüzde 65’i tedaviye gerek kalmadan gebe kalır. Ama kadının tüpleri kapalıysa ilk tercih tüp bebek yöntemleri olacaktır. Endometriosiz’li (çikolata kisti) hastayı ele alalım; kist ameliyatla alınır ve beklenirse yüzde 65’i gebe kalamaz. Bu hastalar için üç seçenek var: İlaç, tekrar ameliyat veya IVF. Tekrar ameliyatta gebelik başarısı yüzde 24. Bunun yerine IVF’nin ilk denemesinde gebelik başarısı yüzde 34, ikincide yüzde 70. Bence tüp bebek yöntemi gereksiz yere kullanılmıyor. 3-5 sene erken tüp bebek yapan merkezler olabilir. Ama 70 kuruluşu kontrol etmek mümkün değil.
Tüp bebek imkanı toplumda yaygın olarak biliniyor mu?
- Hayır. Birçok kişi öcü gibi bakıyor. Türkiye’de nüfusa ve kısırlık görülme oranlarına göre, yılda 60 bin tüp bebek yapılmalı. Şu anda 28 bin dolayında yapılıyor.
Her gün yeni merkezler açılıyor. Bu kadar çok merkeze ihtiyaç var mı?
- Devlet destekliyor, yenileri açılıyor. 79 merkezin içinde iyilerin yanında kötüleri de var. Rekabetten yanayım. Aynı zamanda kontrolden de. Merkezler altyapı ve uzman hazırlığını iyi yapmalı. Yeni merkez açacaksam, bu işi en az benim kadar iyi yapan doktor seçiyorum. Embriyoloji uzmanı şeflik yapacak bilgiye sahip olmalı.
TÜP BEBEK EVLİLİK GİBİ, İYİ BAŞLAMALI
Hastalar merkez seçiminde hangi özelliklere dikkat etmeli?
- Çok zor bir soru. Bilimsel, net kriterler yok. Kurumsallaşma, merkezlerdeki araştırma sonuçlarının uluslararası tıp dergilerinde yayımlanması gösterge olabilir. Bizde hasta hastayı getiriyor. En doğru yöntem bu. Gebelik oranları standartların altında çıkan merkezler, hasta kabulünü erteleyerek sorunlarını çözmeli. Yüzde 10-15’lik gebelik oranı başarısızlıktır. Bu konuda Sağlık Bakanlığı harekete geçmeli. Örneğin Almanya’da her hasta bakanlığa bildiriliyor, sonuçlar bir merkezde toplanıyor. ABD’de veriler merkezi otoriteye bildiriliyor. Değerlendirme internetten yayımlanıyor, hasta bu bilgiye ulaşabiliyor.
BENCE 45 YAŞ DÜŞÜK BİR SINIR
Tüp bebek uygulamasında hastaya nasıl destek veriyorsunuz?
- Türkiye’de bu hastalara yönelik ilk psikolojik destek birimini biz kurduk. Psikiyatristin başkanlığında 2 psikolog çalışıyor. Metobolik bozukluk olan hastaları geçmişte başka kliniklere yönlendiriyorduk. Artık aile doktorumuz ilgileniyor. Bünyemize bir dahiliyeciyi kattık. Hastalara check-up yapıyoruz. Eğitim veriyoruz. Bunlar için ek ücret talep etmiyoruz. Tüp bebek tedavileri evlilik gibidir. İyi başlaması ve hastaların kontrol altında tutulması gerekir. Hasta mutluluğu başarıyı etkiliyor.
Donör yumurtasıyla anne olmak isteyen kadınlar, KKTC’ye gidiyor. KKTC’nin koyduğu 45 yaş sınırı akılcı mı?
- Bilgisi, deneyimi olmayan birçok doktor bu konuda fikir beyan etti. Dünyadaki uygulamaları araştırdık, yazılı kural olmasa da yaş sınırı olarak 49-50’nin benimsendiğini gördük. Bence 45 düşük bir sınır. Zaten çocukları, babaanneler, anneanneler büyütmüyor mu? Yasa uygunsa, hasta çok arzu ediyorsa yapılabilir. 50 yaşın üstündeki gebelik ise çok anlamlı değil. Sağlık sorunu çözülse bile sosyal nedenlerle karşıyım.
Her kesimden tüp bebek hastası geliyor mu?
- Çocuk sahibi olmak isteyenlerin yüzde 80’ni hiçbir şey engellemez. Bize her sosyal katmandan, akla gelecek her türlü kişi başvuruyor. Kadınlar daha çok istekli. Erkek de "çocuğum olsun" dediğinde bütün engeller aşılıyor.
TÜP BEBEKTE BAŞARI ORANLARI(*)
24 yaşın altındaki hastalarda gebelik oranı
yüzde 64,4
25-29 yaşları arasındaki hastalarda
yüzde 64,5
30-34 yaş grubundaki hastalarda yüzde 57,7
35-39 yaş grubundaki hastalarda yüzde 47,8
40 yaşın üzerindeki hastalarda yüzde 22,8.
DONDURULMUŞ EMBRİYONDA
BAŞARI ORANLARI
24 yaşın altındaki hastalarda gebelik oranı
yüzde 69,2
25-29 yaşları arasındaki hastalarda yüzde 69,9
30-34 yaş grubu hastalarda yüzde 61,7
35-39 yaş grubundaki hastalarda yüzde 41,4
40 yaşın üzerindeki hastalarda yüzde 31,9.
(Yapay döllenmeyle elde edilen embriyonların bir kısmı donduruluyor. İlk denemede başarı sağlanamadığında bunlar kullanılıyor.)
(* 2005’e kadar Alman Hastanesi Tüp Bebek Merkezi’ne başvuran 3 bin 623 hastadan elde edilen sonuçlar)