OluÅŸturulma Tarihi: Mart 28, 2004 00:00
Mesai arkadaşlarına karşı son derece yardımsever, müşterileriyle sanki ailelerinden biriymişçesine samimiydi. Ayın sonunu getirmekte zorlanan şube personeli soluğu onun yanında alır, verdiği borçla rahatlardı.12 yıl çalıştığı Ziraat Bankası Caddebostan Şubesi’nde yatırım hesabı açtıran emeklilerin gönüllü meleği gibiydi. Rica ettiklerinde parayı kapılarına kadar götürürdü. Çevresi genişti. Hastaya doktor, davacıya avukat ondan sorulurdu. Kemal Sunal öldüğünde ailesiyle yas tutmuştu. Dilek Dizdaroğlu, 2002 Ekimi’nde patlayan zimmet skandalı sonrasında trilyonlarla ortadan kaybolunca ne müşterileri inanabildi olana ne de arkadaşları.TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu üyesi Hamza Albayrak, bu yılın ilk günlerinde gazetecilerle konuşurken sözü Ziraat Bankası’nın Caddebostan Şubesi’ndeki dolandırıcılık olayına getirdi. ‘Çoğu kişi farkında değil ama son zamanların en büyük yolsuzluğu Ziraat Bankası’nın Caddebostan Şubesi’nde yaşandı’ dedi. ‘Zararın 600 milyar lira olduğu sanılıyordu, araştırılınca 6 trilyonu buldu. Bankaya toplam maliyetin 8.5 trilyon lirayı aşması bekleniyor...’AKP’li milletvekili iki hafta sonra konuyu TBMM KİT Komisyonu gündemine taşıdı. Teklifi üzerine skandalı araştırmak üzere Başbakanlık Teftiş Kurulu eşgüdümünde özel soruşturma komisyonu kurulmasına karar verildi. Ayrıca KİT Komisyonu Ziraat Bankası’nın 1998, 1999, 2000 yıllarındaki hesaplarını onamayı reddetti.11 Kasım 2002’de Vatan Gazetesi’nce gündeme getirilen, gazetenin beş gün boyunca manşetten sürdürdüğü habercilikle kamuoyuna malolan zimmet skandalı bankanın prestijini daha önce olmadığı kadar sarsmış, birkaç ay sonra da genel müdürünü koltuğundan etmişti. Dolandırılanların arasında Kemal Sunal ve Eşref Bitlis’in eşleri, Necdet Üruğ, Muhittin Fisunoğlu gibi pek çok tanınmış isim olduğu için olay günlerce konuşuldu.
Haber bültenlerinde, bankasını binbir yolla soymuş işadamlarıyla karşılaşmaya alışık alicenap Türk milleti 6.5 trilyonluk soygunun faili olarak karşısına Dilek Dizdaroğlu çıkarılınca biraz şaşırdı, anlamakta zorlandı. 50’sine merdiven dayamış, emekliliği gelmiş, mazbut görünümlü bir annenin tek başına şeytani planlar yaptığı söyleniyordu. Suçlanan kişi aniden ortadan kaybolmak yerine basında kendini savunmaya çalışıyordu.Ama asıl şaşıran ona hesaplarını teslim eden mudiler ve başka şubelere sürülen mesai arkadaşları oldu. Söyledikleri aynıydı: ‘Dilek Hanım bunları yapmış olamaz!’ALBAY KIZI, ALBAY EŞİGizlisi, saklısı yoktu Dizdaroğlu’nun. Çevresindekiler ailesini tanırdı. Emekli Albay A.İ.S’nin iki kızından biriydi. 1954’te İstanbul’da doğdu, aynı şehirde üniversiteyi bitirdi. Komando teğmeni A. Dizdaroğlu’yla evlendiğinde 19 yaşındaydı. Eşinin memleketi Alanya’da görkemli bir düğün yaptılar. Dört yıl sonra oğulları doğdu. 1984’te, eşi Yüksekova’da bölük komutanıyken o da Ziraat Bankası’nda çalışmaya başladı. Ertesi yıl tayinleri İstanbul’a çıktı. Levent Şubesi senet servisinde çalışmaya başladı. Bütün bir günü masasındaki beş senetin tahakkukuyla geçirdiği olurdu. Yoğun iş temposunda hevessiz çalışması servis arkadaşlarının tepkisini çekiyordu.1990’da eşi
Fenerbahçe Orduevi Otel Kısım AmirliÄŸi’ne atanınca bir anda çevreleri geniÅŸledi. Muhittin FisunoÄŸlu, Necdet ÃœruÄŸ gibi komutanlarla tanışma fırsatı buldular. ANAP milletvekili kayınbiraderinin desteÄŸiyle önce SelamiçeÅŸme, sonra çok baÅŸarılı ya da çok torpillilerin atandığı Caddebostan Åžubesi’ne geçti. EÅŸi Aksaray ve ardından Kalender Orduevi komutanlıklarına atanınca çevreleri daha da geniÅŸledi. Herkese verilen faizin iki katını alan ÅŸanslı mudiler yakın arkadaÅŸlarına fısıldamaya baÅŸlamıştı: ‘Paranı Dilek’e götür...’HAVUZ SU Ä°STER1990’ların ikinci yarısında Menkul Kıymetler Servisi’nin demirbaşı olmuÅŸtu. Mudiler bankaya deÄŸil, ona geliyordu. Åžubedeki bireysel mevduat arttıkça müdürleri sevinir, ÅŸube Ankara’dan takdir alırdı.1996’da sahte imzalarla hesaplardan para çekilmeye baÅŸlandı. Mudilerden H.Y’nin mevduatı buharlaşıverdi. DizdaroÄŸlu, asıl tehlikeli kumarını iki yıl sonra, temmuz ayında oynadı. Yasak olmasına karşın arkadaÅŸlarıyla havuz hesabı açtı. Ä°steyenin parası havuza alınıyor, repodan mucizevi getiriler sunuyordu.Yüksek enflasyon ortamında kazanç katlandıkça, katlandı. Ä°nanılmayacak iÅŸler yapıyor, büyük risklere giriyorlardı. Yatırımcıların, mudilerin hesapları yetmeyince kamu kuruluÅŸlarına geldi sıra. Tarım Ä°l Müdürlüğü’nün hesabından havuza aktarılan parayı, baÅŸka birimde çalışan dikkatli müşteri temsilcisi yakaladı. Müdürün huzurunda sert bir tartışma yaÅŸandı, Ankara bunu duymadı. Ardından 390 numaradaki banka pasifleri hareketlendi: Bloke’ler, devletin istimlak bedelleri...Tek sorun beklenmedik anda çıkıp gelen, yüksek miktarda para çekmek isteyen mudilerdi. Bakiyelerinin ‘sıfır’ olduÄŸunu öğrendiklerinde renkleri atardı, birazdan güleryüzlü Menkul Kıymetler Servisi elemanları parayı sihirbaz gibi ortaya çıkarınca rahatlarlardı. Sihir, diÄŸer müşterilerin hesabından aktarılan paralardı. Åžubenin eski çalışanlarından birinin Hürriyet’e söylediÄŸine bakılırsa semt sakinleri büyük servetlerini mirasla edinmiÅŸti!SUNAL ÇEK KESÄ°NCEMudilerden S.P, 2000 yılı sonbaharında parası için banka kapısına dayandığında iÅŸin içinden çıkmak pek kolay olmadı. Konu Ankara’ya yansıdı. MüfettiÅŸ Mustafa Adaklı ÅŸubede aylarca kamp kurdu, hesapları inceledi. S.P.’den çekilen 20 milyarın havuza girip, sonra Kemal Sunal’ın hesabına yatması müfettiÅŸin dikkatini çekti. Parayı izledi, ÅŸifreyi çözdü. Bir günde 14 müşteriden Sunal’ın hesabına 370 milyar lira aktarılmış, aynı gün para çek karşılığı ödenmiÅŸti. Hesabı boÅŸaltılanlardan biri de Albay A. DizdaroÄŸlu’nun emeklilikten sonra idari müdürlüğünü üstlendiÄŸi Spastik Çocuklar DerneÄŸi’ydi.Hesapları aylarca inceleyen müfettiÅŸ ne geçmiÅŸteki zimmet olaylarını tespit edebildi ne de bilgisayarlardaki ‘Adiyen Cüzdan Yazma’ komutunu. Paralar repo dönüşüyle yerine kondu. Åžube müdürü Sevim BaloÄŸlu’na ‘kınama’, DizdaroÄŸlu’na ‘yükselmenin durdurulması’ cezası verildi. 15 milyarlık zararı DizdaroÄŸlu ödedi. MüfettiÅŸe teftiÅŸ piyangosu vurdu, Amerika’ya gönderildi... 2001’de 19 Ocak Krizi patladığında ÅŸubedeki repo trafiÄŸi artmış, günde 500 iÅŸleme kadar çıkmıştı. Kimin ne kadar parası olduÄŸunu hesaplayamayan DizdaroÄŸlu artık mudilere talep ettiklerini ödüyordu. Birkaç büyük mevduat sahibi durumu fark etmiÅŸti. Büyük meblaÄŸlar isteyip, aldılar. Ä°pin ucu kaçmıştı. Menkul Kıymetler Servisi’ndeki dolap dolusu mudi imzalı boÅŸ kasa fiÅŸleri uçuÅŸuyordu etrafta. Hesaplardan çekilen yetmediÄŸinde servise müşterilerin elden teslim ettiÄŸi mevduat, hesaba hiç girmeden, para isteyene aktarılıyordu. Daha sıkıştıklarında birkaç kilometre ilerideki BaÄŸdat Döviz’den gazeteye sarılı balyalarla para getirilip, elden veriliyordu. Nakit parayı ÅŸubeden çıkarmanın yolu da bulunmuÅŸtu: BaÄŸdat Döviz’den dolar alımı. Parayı DizdaroÄŸlu’nun oÄŸlunun ya da baÅŸka birinin hesabına göndermek BaÄŸdat Döviz’in eski Ziraat çalışanlarından müdürü E.Ç’nin iÅŸiydi. SONUN BAÅžLANGICI24 Ekim 2002 sabahı Menkul Kıymetler Servisi’nde terslenen mudi, Kadıköy Merkez Åžubesi’ne gidip olayı anlattı. Åžube Müdürü Onur YiÄŸit bilgilendirildi. Birkaç ay önce göreve baÅŸlayan YiÄŸit, toplantısı bitip ÅŸubeye döndüğünde müdür yardımcısına durumu sordu. Cevap kısaydı: ‘Vergi numarasıyla ilgili sorun vardı.’ V.Z.’nin evini aradı, ailesiyle görüşüp bankaya davet etti. Mudi sorunun çözüldüğünü söylüyordu. Biraz üsteleyince ‘Söyleyemem, söz verdim’ dedi. Ardından her ÅŸeyi anlattı: DizdaroÄŸlu hata yaptığını, müdür duyarsa azar iÅŸiteceÄŸini belirtip V.Z’ye parasını en geç 19.00’da evine getireceÄŸine söz vermiÅŸti. (Biz de BaÄŸdat Döviz’den gelip banka karşısındaki bir dükkana, o gün DizdaroÄŸlu’na verilmek üzere 30 milyar lira gönderildiÄŸini tespit ettik.) YiÄŸit mudiyle, memurunu yüzleÅŸtirdi. Merkez ÅŸubeye haber verdi. DizdaroÄŸlu, ertesi günden geçerli olmak üzere, Kadıköy ÅŸubesine atandı. Yıldırım hızıyla gelen atama ÅŸoka girmesine neden olmuÅŸtu. ‘Eve gidip notlarıma bakayım, her ÅŸey aydınlanacak’ derken ‘Öldürseniz bu ÅŸubeden çıkmam’ diye bağırmaya baÅŸladı. Ä°stisnasız her akÅŸam eÅŸini almaya bankaya gelen A.D de oradaydı. Kasa fiÅŸlerinin aranması gece geç saatlere kadar sürdü. Saat 11’de ÅŸubeyi kapatıp hep birlikte çıktılar. Gece 02.00’de Onur YiÄŸit’in telefonu çaldı. Arayan polisti, bankanın alarmı çalıyordu. Giyinip koÅŸtu, içerde kimse yoktu. Yangın çıkmış olsa tüm kayıtlar yanacaktı.Bankadaki özel kasası hálá mühürlü duruyor25 Ekim’de ÅŸubedeki üç iç denetim elemanı Ankara’ya durumu iletti. 28’inde gelen müfettiÅŸ Yener Çakmak ilk soruÅŸturmada 600 milyarlık açığı çıkarıp, DizdaroÄŸlu’na o günlerde genel merkezden yurtdışına çıkış izni verildiÄŸini görünce paniÄŸe kapıldı. Olaydan tam 10 gün sonra Kadıköy Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunuldu. 11 Kasım’da Vatan gazetesi dört gün üst üste yazınca yolsuzluÄŸu Türkiye duydu.DizdaroÄŸlu bankaya Lape Hastanesi’nden Dr. Gülay SolakoÄŸlu’nun imzasını taşıyan 5 Kasım tarihli ‘uyum bozukluÄŸu’ raporunu gönderdi, izne çıktı. Ä°ki gazeteye telefonla görüş bildirip, 14 Kasım’daki tutuklama kararının ardından ortadan kayboldu. Evine ve babasının evine ihbar üzerine yapılan baskınlardan kurtuldu. Yurtdışına kaçtığı iddialarına karşın, yakın zamana kadar kuaförüne gitmeyi sürdürdü. Bir ara Çapa Tıp Fakültesi Psikiyatri Servisi’nde tedavi oldu. Bankanın alt katındaki özel kasası hálá açılmadı. Ä°ddialara göre emeklilik hakkını aldı. Geçen yıl ve bu yıl bankaya vergi iadesi zarfını bile göndermeyi ihmal etmedi.Raporlarda DizdaroÄŸlu’nun zimmetine geçirdiÄŸi kayıtlı miktar 200 milyar lira civarında. Hürriyet’in görüştüğü uzmanlar bu miktarın en fazla 1 trilyonu bulabileceÄŸini, gerisinin fazla ödemeden kaynaklandığını savunuyor. Banka 148 müşterinin telebini inceleyip toplam 5.9 trilyon lira ödedi. MüfettiÅŸin ‘ödenmeli’ raporuna raÄŸmen 40 mudiye toplam 580 milyar liraları verilmedi, alacak davaları devam ediyor. DizdaroÄŸlu hakkında iki tutuklama kararı var. Yolu polise düşerse yakalanacak. Yurtdışına kaçtıysa kurtuldu sayılır, çünkü interpole bildirilmedi. 4389 sayılı Bankacılık Yasası’nın suçüstü hükümlerine göre 12 yıla kadar hapis istemiyle tek başına yargılandığı ana dava, 19 ayda iki ÅŸehir, 4 mahkeme dolaÅŸtı. Åžu anda Ä°stanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde duruÅŸma gününü bekliyor. DizdaroÄŸlu ayrıca Kemal Sunal’ın hesabında vefatından sonraki usulsüzlüklerle ilgili Gül Sunal’la birlikte yargılanıyor. BaÅŸ MüfettiÅŸ Sabahi Yulukar’ın 10 aylık çalışmayla hazırladığı, ana metni 110, ekleri 32 bin sayfalık rapor bankanın yeni yönetimince tam beÅŸ ay bekletildi. Nihayet geçen hafta, sadece alacak davalarının dosyasına girdi. Banka aradan 19 ay geçmesine karşın raporda belirtilen fazla ödemeleri geri almak amacıyla hiçbir giriÅŸimde bulunmadı. BÄ°R OTOMOBÄ°L PARASI KADAR SÃœRPRÄ°ZMudilerden E.D otomobil almak için repodaki parasını çekmeye geldiÄŸi gün DizdaroÄŸlu’ndan ‘Bugünlerde büyük borç ödemelerim var, bana biraz izin verin. Size sürpriz yapacağım’ cevabını almıştı. Ä°ki ay sonra geri döndüğünde hesabında otomobil alacak kadar ek para vardı.BAKÄ°YESÄ° SIFIR ÇIKTI PARALAR TORBAYLA GELDÄ°2002 başında torbalı para trafiÄŸi iyice hızlandı. A.D’nin Fenerbahçe Orduevi’ndeki eski komutanı N.M, Hürriyet’e anlattığına göre, ucuz kurtulmuÅŸtu. Åžubat ayında para çekmek istedi. DizdaroÄŸlu o sabah ÅŸubede deÄŸildi. Hesap bakiyeniz ‘sıfır’ dendi. Åžubedeki bir baÅŸka tanıdığı ricası üzerine tekrar sisteme baktı. KuruÅŸ bile yoktu hesapta. DizdaroÄŸlu döndü, para ortaya çıktı. Ertesi gün çekmek üzere sözleÅŸtiler. Tekrar gittiÄŸinde tam iki saat beklemesi gerekti. Dışarıdan torba içinde gelen paradan istediÄŸi miktar ödendi. Åžaşırmıştı. Bir gün sonra, ne olduÄŸunu sormak amacıyla ÅŸubedeki diÄŸer tanıdığına telefon ettiÄŸinde şüphesinde haklı olduÄŸunu gördü: ‘Sisteme bakıyorum, para yerinde. Dün yoktu. Burada tuhaf ÅŸeyler oluyor, benden tavsiye hesabınızı baÅŸka ÅŸubeye alın.’BÄ°LGÄ°SAYARIMIZ BOZUK, SÄ°STEM KAPALIHesap ekstresi isteyen mudiler Ziraat Bankası’nın Caddebostan Åžubesi’nde hep aynı gerekçeyle karşılaşıyordu: ‘Şu anda bilgisayarlarımız bozuk, sistem kapalı.’ Bankaya sık uÄŸrayanlara ise geçersiz banka cüzdanları veriliyor, her iÅŸlemde cüzdan deÄŸiÅŸtiriliyordu. MüfettiÅŸlerin bile bilmediÄŸi bu yazılım açığı, tıpkı diÄŸer ÅŸubelerde trilyonluk yolsuzluklarda kullanılan geçmiÅŸ valörlü hesap açma komutu gibi, skandal patladıktan sonra iptal edildi. KÖPEÄžE TAKSÄ°, VAKKO’YA DÃœZÄ°NEYLE SÄ°PARİŞÇevresindekiler Dilek DizdaroÄŸlu’nun eÅŸinin çok zengin bir aileden geldiÄŸini, Alanya’da geniÅŸ arazileri olduÄŸunu düşünüyordu. Bu nedenle lüks yaÅŸamı dikkat çekmedi. Bazen köpeÄŸini özlüyor, taksi gönderip evden getirtiyordu. Cömertti. Yılbaşında hediye olarak dağıtmak üzere banka yakınındaki bir maÄŸazadan yüze yakın deri cüzdan, anahtarlık alır, parasını cebinden öderdi. Suadiye’deki Vakko’nun personeli gazetelerde fotoÄŸrafını gördüklerinde ‘En iyi müşterilerimizden birini kaybettik. Ayda bir gelir, otomobil dolusu alışveriÅŸ yapardı’ demiÅŸti. Feneryolu’ndaki lüks evini büyük bir harcamayla restore ettirmiÅŸti. Ayrıca biri dubleks iki dairesi daha vardı.Â
button