70’lik delikanlı setten sete koşuyor

Güncelleme Tarihi:

70’lik delikanlı setten sete koşuyor
Oluşturulma Tarihi: Ekim 10, 2006 00:00

Cüneyt Arkın, Dünyayı Kurtaran Adamın Oğlu’ndan hemen sonra Çılgın Dersane filminde beden eğitimi hocası olarak kamera kerşısına geçti. 70 yaşında olmasına rağmen atletik vücudu ve performansıyla dikkatleri çeken Akın, "Yaşıma bakmayın, vurdum mu deviririm" diyor.

Maşallah performansınız çok etkileyici...

- 70 yaşındayım. Haftada 2-3 tane halı saha maçım var. 15 günde bir karate antremanına gidiyorum. Karate antremanı 10 ton yük taşımış kadar yoruyor. Yaşlılık aslında bedende olmuyor da zihinde oluyor. Ben devamlı matematik problemleri çözerim. 25 yaşına kadar insan biriktiriyor, sonra da harcıyor. Onun için ben 25 yaşına kadar iyi biriktirdiğimi düşünüyorum. Köylü çocuğuyum. Tabiatın içinde, böcekler, kuşlar, yağmur, yıldız içinde yaşadım. Benim babam 98 yaşında vefat etti, 92 yaşında onun bileğini bükemiyordum. Şimdi gençler her şeyin fast food’unu yaşıyor ve sağlıksızlar.

n Şimdi çürük bir gençlik mi var demek istiyorsunuz?

- Şimdi zenginleştikçe, teknoloji işe karıştıkça insanlar bir telaş, panik ve ruh hastalığı içindeler. Sinir sistemleri laçka... Bu bütün hastalıkların da davetiyesi zaten. Hareketsizlik var gençlerde. Bütün hastalıkların başı hareketsizlik, en iyi tedavi de hareketliliktir.

n Spor hayatınızda çok çeviksiniz, peki normal hayatınızda da hiperaktif misinizdir?

- Hayır, son derece sakinim. Benim çalışma odam geniştir, kitaplarım ve yaptığım resimlerimle dolu bir odadır orası. Ben bir ay sokağa çıkma ihtiyacı duymayabilirim. Tabii kedim var, bahçem, balkonum, kendi ektiğim çiçekler, güller, kuşlarımla, her türlü meyve ağaçlarımla mutluyum.

n Az önce sette bir genci yere serdiniz. Sizce onun vücudu sadece görüntüden mi ibaretti?

- Çok iyi çocuklar... Yok, o çalışmış ve Türkiye birincisi olabilir. 6 yaşından beri vücut çalıştırıyor. Normal ölçülerin ötesinde ve de çok güçlü bir çocuk...

n Ciddi ciddi vurduğunuzu ve iç organlarının bile yer değiştirdiğini söyledi bana...

- (Gülüyor) Vurdum... Vur dediler vurdum. Ama o kadar da vurmadım, vurur gibi de yaptım... Karate çok facia bir spordur, öldürür. Karaciğerine, dalağına vuruyorum. Aşağı yukarı 15 çekim yapıldı, 5 kerede 15 çarp, 75 kere vurmuşumdur. Hele çenesine vurursan düşer, bayılır hemen. Vurur gibi yapacaksın...

n Gençlik filminde oynuyorsunuz...

- Evet, günümüzün gençliğini ele alıyor film, önemli bence. Ben 12 yıldır Anadolu’yu dolaşıyorum. Alkol ve uyuşturucu içinde gençleri tanıdım. Onların sorunlarını dinliyorum. Türk gençliğinin durumu iyi değil... Bir kere çökmüş bir eğitimimiz var. Gençler bir üniversite eğitiminin sonunda iş bulup bulamayacaklarından emin değiller. Gelecek korkusu yaşıyorlar. Çocukları tüketim fetişizmi, bir yalnızlık, bir kişiliksizlik hapsetmiş. Şaşkın haldeler, en küçük sorunda panikliyorlar. Ve anti depresif ilaçlar kullanıyorlar. Bu ilaçlar peynir ekmek gibi satılır hale geldi. Bu şaşkın gençlik internet başında, sanal dünyada her şeyi hallediyorlar ama sokağa çıktıklarında gerçekle başa çıkamıyorlar. Çılgın Dershane bunu anlatıyor.

n Dövüş bir sanat mıdır yoksa felsefe mi?

- Felsefedir... Aynı zamanda sanattır, estetiği vardır. Dikkat ederseniz bale estetiği vardır hareketlerde. Yerçekimini yenersiniz karatede. 100 kilo adam karate yaptığı zaman 30 kiloya iner. Türkiye’ye karateyi biz getirdik. Ben karateye başladığım zaman biraheneler kapandı dershane oldu. Karatenin felsefesi, seni insan olarak seviyorum, saygı duyuyorum... En önemlisi de nefsinizi terbiye edip, gücümüzü kontrol etmemiz...

n Dünyayı Kurtaran Adamın Oğlu ne durumda?

- Teknik animasyonlarla uğraşıyorlar şu anda. Kasim ayında bütün dünyada gösterime girecek. 2 bin kopya ile çıkıyoruz.

n Dünyayı Kurtaran Adam filminiz yerildi, en kötü filmler arasına girmişti...

- Yoo, yerilmedi sadece kimse anlayamadı o filmi. O bir kült filmdir. Çok mu iptidai, çok mu modern, çok mu gülünç, çok mu ciddi bu hep tartışıldı. Batıda nereye gitsem sinema kulüplerinde gençler tekrar izliyorlar filmi.

Kahraman olduğum için dört kuşak beni izledi

Ben Türk sinemasında kahramandım. Benimle beraber Türk gençliği de kahramandı. Onun için dört kuşak beni izledi ve bütün illerde beni ailelerinden biri gibi kucakladılar. Bizim çok önemli destanlarımız var hepsi kahramanlık üzerine. Aslında bizim kahramanlarımız bir tür eşkıyadan gelir. Köroğlu, çok büyük bir kahramandır ama eşkıyadır. Türkülerimiz, beş hava varsa bir tanesi eşkıya havasıdır. Benim kalıcığım kahraman olmaktı. Zaten televizyon da fazla kahraman çıkaramıyor dikkat ederseniz.

n İlk gençlik dönemlerinizde sizin gibi dövüşen sanatçı arkadaşınız var mıydı?

- Yoktu, hayır. Hiç olmadı. Ben Medrano sirkinde bir yıl çalıştım ve ne var ne yoksa ilk ben getirdim Türkiye’ye... Şu anda da gençler arasında kimse yok. Eğer kahraman olamıyorsanız Türk halkının gözünde hemen eriyor, çabuk unutuluyorsunuz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!