Oluşturulma Tarihi: Mayıs 08, 2005 00:00
Fatih Akın’ın senaryosunu yazdığı Kebap Connection filmi bu cuma gösterime girdi. Crossing The Bridge-The Sound of İstanbul (İstanbul Hatırası) belgeselini çok yakında izleyeceğiz. Sezen Aksu’nun ‘Yanmışım Sönmüşüm Ben’ şarkısına film kalitesinde bir klip çekti. Cannes’a jüri üyesi olarak davet edildi. Giderken yanında İstanbul Hatırası’nı da götürecek. Belgesel festivalde özel bir gösterim yapacak. n Kebap Connection’ı izledikten sonra keşke bu filmi ben yönetseydim dediniz mi? - Hayır, hiçbir zaman. n Neden siz yönetmediniz? - Ben o senaryoyu 98’de yazdım. O yıllarda Temmuz’da, Duvara Karşı’yı falan çektim. O filmleri çekip, belli duyguları ifade ettikten sonra bu filmi çekmeye gerek duymadım açıkçası. Ben o konuları ve tarzı, kısa metrajlarımda bile yapmıştım. Ben çekseydim kendimi tekrarlamış olacaktım ama kendimi tekrarlamak için çok gencim ben. Daha keşfedilecek çok şey var. n Kebap Connection da, İstanbul Hatırası da siz Altın Ayı aldıktan yani sanatçılığınız onaylandıktan sonra çekildi. Artık daha özgüvenli misiniz? - Tabii. Artık istediğimi istediğim şekilde yapabiliyorum. Çünkü ben kendimi ispatladım. Artık sanatçıyım ve istediğimi yapmakta özgürüm. Altın Ayı’dan önce özellikle de çok genç olduğum için Almanya’da ciddiye alınmıyordum. Altın Ayı’dan sonra ciddi bir lige sıçradım. n Filmin afişinde, ‘Kebap, Kung-Fu Ve Bir Bebek’ yazıyor. Siz Kung-Fu yapıyor musunuz? - Yedi yaşındaydım, bir gün Bruce Lee seyrettim ve Kung-Fu yapmaya başladım. Hálá da yapıyorum. Ama bu işler böyledir yedi yaşındaysan ve Bruce Lee’yi görürsen saplanır kalırsın. Etkisi hayat boyu devam eder. Kung-Fu çok evrensel bir olay. Vizyonumu genişletiyor. Ama şöyle de bir şey var tabii. Ben kimseden dayak
yemek istemiyorum. n Kuşağınız ne renk?- Ben o tür bir Kung-Fu yapmıyorum. Ben Bruce Lee’nin yaptığı gibi Kung-Fu yapıyorum. O 60’larda kendine ait bir spor yarattı. Bu bir sentez. İçinde güreş ve Thai-Box da var.KAN KARDEŞİM BİR YUNANFilmde Türk-Alman ilişkileri kadar Türk-Yunan ilişkileri de anlatılıyor. Sizin hayatınızda Yunanlılar ne kadar var? - Benim kan kardeşim Yunan. O da benim gibi Almanya’da doğmuş, büyümüş. Oyuncu. Birbirimizi çok seviyoruz. Bana Almanya’nın en büyük hediyesi nedir biliyor musunuz? Yunanlılarla ve İspanyollarla birlikte büyümek. Onların kültürlerinden beslendim. n Uzo mu rakı mı? - Yerine göre. Rakı ile bayağı uğraşman gerekiyor. Vaktim varsa rakı içerim, yoksa küçük bardakta lık lık uzo iyi gidiyor. n Film zeytinyağlı yaprak sarması düellosu ile sona eriyor. Duvara Karşı’da da unutulmaz bir dolma sahnesi vardı. Dolmayı çok mu seviyorsunuz? - Dolma bana çok erotik geliyor. Dolduruyorsun... Sarıyorsun.... Sevgi ile yapıyorsun. Ama Türk dolması ile Yunan dolması arasında bir fark yok. Yunanlılar biraz daha fazla zeytinyağı koyuyor o kadar. Ben az zeytinyağlısını seviyorum. n Siz nasıl bu kadar zayıfladınız?- Yöntemimi satmak istiyorum. Para verirseniz söylerim.n Alalım. Ne kadar? - Yok canım. Spor, hareket, çalışmak ve sağlıklı yemek. Ben yaşam şeklimi değiştirdim. n Sizin bir üst komşunuz varmış, o enteresan reçeteler yapıyormuş diye duyduk. - Kim uyduruyor böyle şeyleri. Öyle bir şey yok. Rahatsızdım ben. Bel fıtığı oldum. Baktım ki bu böyle gitmiyor. Ya kilo verecektim ya da daha az çalışacaktım. Az çalışmayı kabul etmeyeceğim için zayıfladım. En verimli çağım. 32 yaşındayım. En iyi futbol yaşındayım.
Diyet de yapmıyorum. Artık zehir yemiyorum, o kadar. n Cannes’da jüri nasıl olunuyor?- Sizi arıyorlar Cannes’dan ‘Böyle bir şey yapmak ister misin?’ diye soruyorlar. n İlk telefon geldiğinde ne hissettiniz?- Süpeeeer bir şekilde sevindim. Ve gurur duydum ya. Bir sürü şey öğreneceğim, bir sürü ilginç insanla tanışacağım. Salma Hayek, Emir Kusturica, John Woo... Harika olacak.n Filmler hakkında karar verirken nelere dikkat edeceksiniz? - Sonuçta bu bir his. Keskin sınırlarım yok. Filmin ruhuma değmesi lazım. Değerse diğer jüri üyelerini ikna etmeye çalışacağım ya da onlar beni ikna edecekler. SEZEN AKSU’NUN KAPISINDAN KOVULMADIMKapısından kovulduğu Sezen Aksu’ya klip çekti’ diye
haber oldunuz.- Yanlış. Ben Sezen Aksu’nun kapısından kovulmadım. 10 sene önce ilk kısa filmimi çektiÄŸimde Ä°stanbul’a gelip, Sezen Aksu’nun evini aradım. Çünkü Belalım ÅŸarkısını kullanmak istiyordum. O zamanlar da kimseyi tanımıyordum. 22 yaşında bir film öğrencisiydim sadece. Etiler’de oturduÄŸunu söylediler. Gittim ve önüme gelene ‘Sezen Aksu nerede oturuyor?’ diye sordum. Haliyle polisin dikkatini çektim. Psikopat olduÄŸumu düşündüler ve beni Etiler’den kovdular. BU ÃœLKE YUGOSLAVYA OLSUN Ä°STEMEMBatının Türkiye’ye bakışı çok farklı. Türklere barbar falan diyorlar. Ermeni ve Kürt sorunu çok farklı ÅŸekilde yansıyor. Ä°stanbul Hatırası’nda hem buradakiler hem oradakiler sorunu anlasın istedim. Haksızlığa karşıyım. Ben bu ülkeyi çok seviyorum ve bu ülke Yugoslavya olsun istemiyorum. Â
button