Güncelleme Tarihi:
Yeşim Salkım fotoğrafları için tıklayın
1,5 saat sürecek olan müzikli gösterinin en ilginç yanı, Çağlayan'ın sahneye derin yırtmaçlı bir elbiseyle çıkacak olması.
Bir araya gelip, bir şov hazırlamanız birçok kişiyi şaşırttı...
- Armağan Çağlayan: Niye acaba? İki negatif insan yan yana gelmiş, ortalık yanacak diye mi rahatsız oldular? Kesinlikle bu yüzdendir.
İşte bu yüzden bir araya gelmeniz tehlikeli bulunuyor...
- Y.S: Hiç alakası yok. Çok keyifli bir şov hazırlıyoruz. Niye tehlikeli bir şey yapalım ki?
- A.Ç: Ne Yeşim Hanım ne de ben, başkalarının bilmediği bir şeyi orada söyleriz. Bu çok ayıp zaten.
- Y.S: Amacımız o değil ki... Bizim amacımız, insanları eğlendirmek.
- A.Ç: Espri yapılır, o ayrı bir şey ama... Tabii ki günlük magazinel olayların esprisini yapacağız.
- Y.S: Aslında bizim yaptığımız da tıpkı Cem Yılmaz ve Yılmaz Erdoğan’ın yaptığı gibi bir stand-up şov. Esprisiz şov olur mu? Ama yapılan espriler birilerinin canını yakmak adına olmayacak.
Beraber şov yapma fikri nasıl ortaya çıktı?
- A.Ç: Fikir Özgür Aras’tan çıktı.
- Y.S: Bunun üzerine Armağan’a, "Evet, birlikte bir şey yapalım, deneyelim. Sen de şarkı söyle" dedim. O
- A.Ç: Ben hemen şan dersleri almaya başladım. Bu bir şov da olsa, detone olmak istemem...
- Y.S: Ben işte Armağan’ın bu huyunu çok seviyorum. Çalışkan, detaycı... Onu hep ekranda izledim, gözlemledim. Neye itiraz ettiğine, nasıl itiraz ettiğine baktım. O yüzden çok sevdim onu. Dürüstlüğünü, dobralığını çok sevdim. Kendine güvenmesi çok hoşuma gitti. Agresif gözükse de bambaşka bir yüreği var. Çok iyi kalpli biri her şeyden önce...
- A.Ç: Çok teşekkürler. Hiç unutmam, benim için bir gün "Zalim adam ağladı" diye başlık atmışlardı. Adım zalime çıkmıştı...
- Y.S: Ben de birçoğuna göre zalim bir kadını zaten.
- A.Ç: Şovun adı da "Zalim Show" olur.
Şovunuzun ismi nedir gerçekten?
- A.Ç: Yok.
- Y.S: Kendi isimlerimizin marka olduğunu düşünüyoruz. Dolayısıyla şimdilik kendi adımızı kullanıyoruz.
Bakalım bu müthiş ikiliden nasıl bir performans çıkacak...
- A.Ç: Ben iyi bir şey çıkacak diye düşünüyorum. İnsanlar bizi izlediklerinde şaşıracaklar. Bu şov, uzun yıllar sonra ilk defa yapılan bir şey. Ben çok keyifli olacağına inanıyorum.
- Y.S: Emin olun, bizden çok güzel bir enerji çıkacak. Biz birbirimizle de eğleneceğiz, dövüşeceğiz. 1,5 saat
Neler yapacaksınız?
- Y.S: Bir kere bu şovda Armağan şarkı söyleyecek. Ama ilk olarak birlikte sahneye çıkacağız ve açılış şarkısını birlikte söyleyeceğiz. Sonra güncel olaylardan derlediğimiz, ki bunu yazan bir yazı grubumuz da var, esprilerimiz olacak. Ardından ben Armağan’a, "çekilebilirsin" diyeceğim.
- A.Ç: Tabii sesim bir oktavlık olunca direkt eziliyorum yani.
- Y.S: Armağan gidince, "Halk biraz ses duysun" diyerek tek başıma şarkılar söyleyeceğim.
- A.Ç: İkinci kez sahneye gelirken ise yırtmaçlı bir elbiseyle çıkıyorum.
Gerçekten mi?
- A.Ç: Evet. Bir oktavlık sesim olunca, ben de yırtmaçlı elbiseyle çıkıyorum. Biliyorsunuz bir oktavlık sesi, ancak o yırtmaç kurtarır.
Yani elbise giyeceksiniz?
- A.Ç: Niye giymemeyim, şov için giyerim tabii.
- Y.S: Benim siyah, derin yırtmaçlı bir elbisem var, giymesi için onu vereceğim Armağan’a. Otriş falan da takacak.
- Y.S: Ona ben karar vereceğim...
- A.Ç: Çok derinnnnn bir yırtmaç olacak. Mevzu derin çünkü...
Makyaj yapacak mısınız?
- A.Ç: Hayır canım. Kafama peruk da takmayacağım. Ben asla Huysuz Virjin gibi sahnede olmayacağım. Benim yapacağımı Seyfi Bey’in Huysuz Virjin’i ile mukayese etmemek gerek. O elbise, esprinin bir parçası sadece. Ayrıca Huysuz Virjin gerçekten bir tanedir ve asla onun yerini kimse dolduramaz.
- Y.S: Neyse, Armağan derin yırtmacı, bir oktavlık sesi ve bir oktavlık şarkıları söylemeye başlayacak. Yani aslında Armağan o şovda, o şarkıları herkesin söyleyebildiğini, hatta daha da iyisini yapabileceğini gösterecek.
- A.Ç: Bir oktavlık şarkılar... Bu, literatüre yeni armağanımdır. Bir oktavlık şarkı demek, bulaşık yıkarken bile detone olmadan söyleyebileceğin şarkılar demektir.
- Y.S: Armağan bu bir oktavlık şarkıları söyleyip sahneden indikten sonra, ben çok ağır, hakikaten herkesin okuyamayacağı bir repertuvarla sahneye çıkacağım.
- Y.S: Şunu göreceğiz; ben o ağır şarkıları okurken seyircinin sıkıldığını, hiç kimsenin dinlemediğini, "Bir an önce şu Armağan gelse de bir oktavlık şarkıları o güzel yırtmacıyla söylese" dediğini göreceğiz. Sonra Armağan gelecek ve bana, "Çekilebilirsin halk beni istiyor" diyecek. Sonra güncel magazin olaylarından espriler yapacağız. Umarım seyircilere keyif veririz.
Diyelim ki olmadı, bu şov tutmadı. Üzülür müsünüz?
- A.Ç: Böyle bir ihtimal var tabii. Açıkçası üzülürüm.
- Y.S: Olabilir tabii. İnsanlar sevmeyebilir, beğenmeyebilir. Bu bizi üzer. "Denedim, gördüm, yapamadım" demek çok daha doğru. Fakat biz istikrarlı davranıp bu işi sürdürürsek, inanıyorum ki altı ay sonra kimse önümüzde duramaz.
ARMAĞAN ÇAĞLAYAN: YEŞİM’E KARŞI ÖNYARGILIYDIM
Zamanında Yeşim Salkım’la ilgili haberlerden, ben de çok etkilenmiştim. Rumeli Hisarı’nı alıp, Sezen Aksu’yu çıkarmaması mesela... Haberleri okuyunca sinir olmuştum. "Yapmıştır" diye düşünüyordum. Ama sonra, onu dinleyince anladım ki bütün bunlar bambaşka şeylermiş. Ayrıca şunu da söylemek isterim ki, bu kadar güç kimin
YEŞİM SALKIM: ARMAĞAN’LA HALKIN GÖRDÜĞÜNÜ GÖRECEĞİM
Armağan’la çalışmanın bana en büyük faydası nedir biliyor musunuz? Ben uzun süre halktan uzak yaşadım. Armağan’la birlikte, olayları halkın gördüğü gibi görmeye başlayacağım. Bu bana çok büyük bir katkı. Çünkü ben yıllarca halktan çok kopuktum. Olayları onların gördüğü gibi görüp, değerlendiremiyordum.