6 asırda birikti 50 senede yozlaştırıldı

Güncelleme Tarihi:

6 asırda birikti 50 senede yozlaştırıldı
Oluşturulma Tarihi: Nisan 13, 2013 00:00

Çalışmaları ile Aydın Doğan Ödülü’ne değer bulunan Türk Musikisi Vakfı’nın kuruluş serüvenini, bugüne kadar yaptıkları çalışmaları ve yapmayı planladıklarını Türk Musikisi Vakfı Başkanvekili Ömer Faruk Berksan ile konuştuk.

Haberin Devamı

Niçin Türk musikisiyle ilgili bir vakıf kurma ihtiyacı duyuldu?
- Atatürk’ten sonra Türk musikisi ihmal edildi. Adeta gericiliğin bir sembolü gibi takdim edildi. Dolayısıyla seveni, anlayanı, izleyicisi azaldı. Aslında musikimiz kültürümüzün en önemli dallarından biridir. Kalite olarak dünya musiki kültürleri ile yarışacak derinliğe ve geçmişe sahiptir. Musikimizin uğradığı haksızlığın giderilmesi, tamir edilmesi ve tekrar doğal gelişimine imkân verilmesi gerekiyordu. İşte Türk Musikisi Vakfı bu gibi temel konularda çalışmalar yapmak üzere kuruldu.

Türk Musikisi Vakfı kimler tarafından ne zaman kuruldu?
- 1976 yılında, Aydın Bolak başkanlığında, 38 değerli ve tanınmış kişi tarafından kuruldu. İşadamlarından Vehbi Koç, Sakıp Sabancı, Şarık Tara, Mehmet Karamehmet, Asım Kocabıyık; sanatçılardan Alaeddin Yavaşça, Nevzad Atlığ, Selahattin İçli, Erol Sayan; ayrıca Ayhan Songar, Uğur Derman aklıma ilk gelenler. Önceki başkanlarımızdan Rahmetli Prof. Ercüment Berker, amaç maddesine düşüncemizi daha doğru ifade eden şu ilaveyi yapmıştı: “Kültürümüzün soylu ve güçlü bir değeri olan, dünya kültür değeri olarak büyük önem taşıyan Türk müziğini, köklerinden kopmadan geleceğe ulaştırmak amacıyla...”

Haberin Devamı

Sözünü ettiğiniz amaçların ne kadarını gerçekleştirebildiniz?
- Altı asırdan uzun bir sürede birikerek günümüze gelen bu derin kültürü, 50 senede tüketirseniz, yozlaştırırsanız, onu geri kazanmak kolay olmuyor. Biz belki çok mesafe kat ettik ancak yapabildiğimiz en önemli hizmet, bu kültürün önemini tekrar ülkemiz insanına az da olsa hissettirebilmek olmuştur. Bunun sonucunda bir tarafta Cumhurbaşkanlığımız musikimizi himayesine almış, diğer tarafta Aydın Doğan Vakfı bu yıl Türk musikisi dalında ödüllendirmeye karar vermiştir. Göreceksiniz, bunu daha pek çok atılımlarımız takip edecek. Atatürk’ten sonra başta Üsküdar Musiki Cemiyeti, İstanbul Üniversitesi Korosu gibi bir elin parmakları kadar kalan Türk musikisi toplulukları sayısı, bugün 1000 adedi aşmıştır ve süratle yükselmektedir.

Günümüzde giderek yükselen ‘popüler müzik’, ‘arabesk’ gibi türler var. İktisadın ‘Kötü para iyi parayı kovar’ kuralı müzik alanında da işliyor mu? Bu nasıl engellenebilir?
- Popüler müzik tarihin her döneminde ve her kültürde var olmuş, her zaman da var olacaktır. ‘Popüler’, adı üstünde, geniş halk kitlelerine yönelik olandır. Popüler müziklere toptan ‘iyi’ veya ‘kötü’ diye bir yaklaşım sergilenmesini doğru bulmayız. Birisi halkın günlük eğlence ihtiyacına karşılık gelir, diğerinin ise sanatsal yönleri ağır basar; doğal olarak geniş kalabalıklara hitap etmez. Biz klasik müziğimizi popülerleştirme gayreti ile piyasalaştırarak temel prensiplerinden ödün veren ve nihayet yozlaştıran anlayışa karşıyız. Bu konuda başta Kültür Bakanlığımız olmak üzere devletimizin kültür değerimizi korumaya almasını ve yoz müzikle arasındaki sınırların sağlamlaştırılmasına katkılarının artmasını arzu ediyoruz.

Haberin Devamı

Cumhuriyetin ilk yıllarında ‘Riyaset-i Cumhur İncesaz Heyeti’ vardı. Bugün de vakfınızın çabalarıyla bir Türk musikisi kurumu cumhurbaşkanlığı himayesine alınarak bir ‘Cumhurbaşkanlığı Türk Musikisi Korosu’ kuruldu. Bu gelişmeyi nasıl değerlendirebilirsiniz?
- Çok anlamlı, adeta bir iade-i itibar olayıdır. Ölümünden 75 yıl sonra Atatürk’ün hatırasına gerçek saygının ne olduğu gösterilmiş oldu. Çünkü Atatürk’ün var ettiği, Osmanlı sarayından devraldığı halde kapatmayıp yaşattığı bir kurum, ölümünden sonra ortadan kaldırılmıştı. Tekrar gündeme getirmek ise akıl almaz şekilde “Atatürk’e karşıtlık ve gericilik” gibi karşılık görüyordu! Kendi devletimiz, sadece Batı müziğine en üst makamının adını layık görüyor ve kendi müziğini dışlıyor gibi bir görüntü vardı. Sayın Cumhurbaşkanımız bu tavrıyla, hem devlet anlayışı hem de musiki kültürümüz açısından iki başlı tarihi bir hatadan dönülmesini sağladı; gurur duyuyoruz.

Haberin Devamı

Bu günlerde her belediyenin bir mehter takımı, bir tasavvuf müziği korosu var. Böyle bir gelişme Türk müziği korolarında da olursa bir yozlaşma ortaya çıkar mı? Nasıl bir ölçü oluşturulmalı?
- Bu sayısal çokluk maalesef kalitede geriye düşmeyi de beraberinde getiriyor. Derin tarihi kökleri olan bu gibi ciddi kurumlar, her önüne gelenin çekip çevirebileceğini sanacağı kadar ucuz olmamalı. Bu gibi oluşumlar çok yanlış ve işi soysuzlaştırmaktan başka bir işe yaramıyor. Bir kontrol mekanizması mutlaka geliştirilmeli. Bu konuda vakfımız devletimizin ilgili birimlerine seve seve lojistik destek sağlayabilir.

Türk musikisi önemli bir trend yakaladı

Bu önemli ödül, Aydın Doğan Vakfı’nın kuruluşundan beri, ilk kez Türk musikisi dalında veriliyor. Bu durum, Türk musikisinin son dönemlerde önemli bir trend yakaladığının da göstergesi. Ödülün vakfımıza verilmiş olması ise ayrıca manidar bir gelişmedir. Çünkü Türk musikisinin yükselişe geçişiyle ilgili örnek olaylardan birçoğunun perde gerisinde vakıf olarak biz yer aldık. Birçok önemli işin ve olayın dinamiğini oluşturup takip ettik, uğraştık ve olumlu sonuçlar aldık. Elbette ödüllendirilelim diye yapmadık ama önemli ve prestijli bir ödüle layık görülmekten de büyük onur duyduk. Şevk kazandık.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!