Güncelleme Tarihi:
İSTANBUL Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. İdris Bostan, İstanbul Deniz Otobüsleri İşletmesi, Denizcilik Müsteşarlığı ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ile tersaneyi müzeye dönüştürmek için çalışıyor. Tersanenin en önemli varlıklarından, üç taş havuz, başlarındaki kitabeler ve bekçi kulübeleri aslına uygun olarak restore edilecek. Havuzlarda Osmanlı’nın kullandığı kürekli, yelkenli ve buharlı gemileri temsilen aynı teknolojiyle gemiler inşa edilecek. Müzeyi gezenler, tarihi bir teknenin nasıl yapıldığını görecek, geminin içini gezebilecek. Aynı zamanda havuza su doldurup boşaltma işlemi de eskiden nasıl yapılıyorsa, öyle yapılacak. Bazı gemilerin inşasıyla ilgili belgeler de toplanarak sinevizyonlarla müzeyi gezenlere sunulacak. Yenikapı’daki metro kazısı sırasında ortaya çıkan Theodosius Limanı’nın batık gemileri de burada sergilenecek.
Eski adıyla Tersane-i Amire, şimdiki adıyla Haliç Tersanesi’nin, Unkapanı Köprüsü ile Alibeyköy arasındaki sahil şeridinde, 40-45 bin kişi çalışıyor, yılda 150 gemi üretiyordu. Teknolojik gelişmeler ve filodaki büyüme dikkate alınarak ilk olarak Valide kızakları inşa edildi. 1787’de İtalya’daki Vezüv Yanardağ’ından gemilerle getirilen volkanik taşlarla, 19’uncu yüzyılda üç havuz yapıldı. 14, 28 ve 32 bin metreküplük havuzlar, yeraltından tünellerle birbirine bağlı.
İTÜ’nün temelleri atıldı.
İlk mühendislik okulu Mühendishane-i Bahri-i Hümayun, şimdiki adıyla İstanbul Teknik Üniversitesi, 1773’te Haliç Tersanesi’nde gemi mühendisi yetiştirmek için kuruldu. Cumhuriyet döneminin ilk gemileri burada üretildi. Tersanede şimdi şehir hatları gemilerinin bakımları yapılıyor.