500 kişi arasından seçildiler

Milyonda bir yaşanacak bir olay sizin başınıza geliyor ve oğlunuzun aslında öz çocuğunuz olmadığını, hastanede bir başkasının çocuğuyla karıştırıldığını öğreniyorsunuz... İşte bu konuyu eğlenceli bir dille ele alan Star TV’nin yeni dizisi "Milyonda Bir", 30 Haziran’da yayınlanmaya başlayacak. Dizinin, 500 kişi arasından seçilen üç genç oyuncusuyla konuştuk.

Oyunculuğa nasıl başladınız?Duygu Gök (24): Ben Erberk Ajans’ta müşteri temsilcisi olarak çalışıyordum. Orada bana sürekli "Neden sen de oyuncu olmuyorsun?" diyorlardı. Ben de cast bölümüne girmeye karar verdim ve reklam çekimlerine başladım. 1 buçuk yıl boyunca reklamlarda çalıştıktan sonra, oyunculuk ilgimi çekmeye başladı. Böylece dizilerde yer almaya başladım.

Cenk Gürpınar (24): "Hayat Bilgisi" dizisinde de oynayan bir arkadaşım var, adı Ümit Argın. Onun tavsiyesiyle ajansa yazılıp oyunculuğa adım attım. "İlk Göz Ağrısı", "Hayat Bilgisi", "Acemi Cadı", "Selena" dizilerinde rol aldıktan sonra bu proje için teklif geldi, ben de kabul ettim.

Erdi Bolat (20): Kimse bana "Oyunculuk yap" demedi. İki yıl önce "Benimle Dans Eder misin" yarışmasına katıldım. İnsanlar beni sevdiler ve derece aldım. Yarışmadan sonra İstanbul’da yaşamaya başladım. "Romantika" adlı müzikli oyunun dans kadrosunda yer aldım. Melek Baykal ve Zeki Alasya gibi değerli oyuncuların yanında, onları yakından takip etme fırsatı buldum.

 Oyunculuk dersleri almayı düşünmüyor musunuz?

D.G: Bu konuda henüz ders almadım. Daha sonra olabilir, ama şimdilik ihtiyaç duymuyorum. Zaten reklam çekimlerindeki bütün yönetmenler beni oyunculuk yapmam konusunda çok teşvik etti.

C.G: Üç yıl boyunca yardım amaçlı tiyatroda oynadım. Her türlü oyunculuğu yaptım. Dizi oyunculuğu için

ekstra bir eğitim alınması gerektiğini düşünmüyorum.

E.B: Eğitim almayı kesinlikle düşünüyorum ama bu sadece oyunculuk üzerine olmayacak. Daha çok yurtdışında sahne sanatları ve dans üzerine eğitim almak istiyorum.

Aileniz oyunculuk konusunda nasıl yaklaşıyor size?

D.G: Ailem beni çok destekliyor. Sonuçta sevdiğim bir işi yapıyorum. Benimle gurur duyuyorlar.

C.G: Annem eve gitmememden şikayetçi. Ama ben bu işi yapmasaydım da eve gitmezdim. En azından bahanemiz oldu...

E.B: Break dansta profesyonelim. Bu dans, bir sokak sanatıdır. Aydın gibi bir yerde de buna iş gözüyle bakılmaz. Ama şimdi geldiğim noktada beni destekliyorlar.

  "Milyonda Bir" nasıl bir dizi ve siz hangi karakterleri canlandırıyorsunuz?

D.G: Çok eğlenceli! Biz çok keyif alıyoruz bir kere. Ailevi yönden bakıldığında çok güzel, gençler açısından bakıldığında da çok eğlenceli. Dizide günlük hayatta herkesin yaşayabileceği olayları yaşıyoruz. Ben, Sinan ve Ali’nin aşık olduğu Burcu karakterini canlandırıyorum. Keyifli, merak uyandıran ve duygusal bir dizi. Herkes bu dizide kendinden bir parça bulacak.

C.G: Biz ekip olarak da çok iyi anlaştık. Bu yüzden çok olumlu bir dizi izleyecek seyirciler. Ben Ali’yi oynuyorum. Bu rol için ilk seçmeye katıldığımda seçileceğimden emindim. Çünkü yoksul ailenin değerlerle donanmış, çalışkan oğlu Ali’yi gerçekten çok sevdim. Onu tanıyan, iç dünyasının zenginliğini gören herkes de çok sevecek.

E.B: Dizideki Sinan rolü için çok kişiyle yarıştım ve ipi göğüsledim. Sinan başlarda şımarık, zengin çocuğu gibi görünse de ilerleyen zamanlarda ne kadar özel biri olduğunu gösterecek ve herkesin gözdesi olacak. Dizinin kurgusu da ilginç. Normalde hiçbir şekilde yan yana gelemeyecek iki ailenin çocuklarının hastanede karışmasıyla ortaya ilginç bir bağ çıkıyor. Karışan çocuklar da aynı kıza aşık oluyorlar.

"Milyonda Bir" dizisi için teklif geldiğinde nasıl karşıladınız?

D.G: "Milyonda Bir" için görüşmeye gittiğimde aslında başka bir dizi için de benden cevap bekliyorlardı. Ama bu proje bana o kadar iyi anlatıldı ki, başarılı olacağına inandım ve burada olmak istedim.

C.G: Teklif geldiğinde çok şaşırmadım. Hedefim sinemada ilerlemek.

E.B.: Geçen yaz oynadığım dizi 38 bölüm sürdü. Oradaki karakterim bana uygun değildi tam olarak. Ama tecrübe oldu ve kendimi geliştirmemde yardımcı oldu. "Milyonda Bir", tam bana göre bir dizi.

Oyunculuğa nasıl başladınız?Duygu Gök (24): Ben Erberk Ajans’ta müşteri temsilcisi olarak çalışıyordum. Orada bana sürekli "Neden sen de oyuncu olmuyorsun?" diyorlardı. Ben de cast bölümüne girmeye karar verdim ve reklam çekimlerine başladım. 1 buçuk yıl boyunca reklamlarda çalıştıktan sonra, oyunculuk ilgimi çekmeye başladı. Böylece dizilerde yer almaya başladım.

Cenk Gürpınar (24): "Hayat Bilgisi" dizisinde de oynayan bir arkadaşım var, adı Ümit Argın. Onun tavsiyesiyle ajansa yazılıp oyunculuğa adım attım. "İlk Göz Ağrısı", "Hayat Bilgisi", "Acemi Cadı", "Selena" dizilerinde rol aldıktan sonra bu proje için teklif geldi, ben de kabul ettim.

Erdi Bolat (20): Kimse bana "Oyunculuk yap" demedi. İki yıl önce "Benimle Dans Eder misin" yarışmasına katıldım. İnsanlar beni sevdiler ve derece aldım. Yarışmadan sonra İstanbul’da yaşamaya başladım. "Romantika" adlı müzikli oyunun dans kadrosunda yer aldım. Melek Baykal ve Zeki Alasya gibi değerli oyuncuların yanında, onları yakından takip etme fırsatı buldum.

Oyunculuk dersleri almayı düşünmüyor musunuz?

D.G: Bu konuda henüz ders almadım. Daha sonra olabilir, ama şimdilik ihtiyaç duymuyorum. Zaten reklam çekimlerindeki bütün yönetmenler beni oyunculuk yapmam konusunda çok teşvik etti.

C.G: Üç yıl boyunca yardım amaçlı tiyatroda oynadım. Her türlü oyunculuğu yaptım. Dizi oyunculuğu için ekstra bir eğitim alınması gerektiğini düşünmüyorum.

E.B: Eğitim almayı kesinlikle düşünüyorum ama bu sadece oyunculuk üzerine olmayacak. Daha çok yurtdışında sahne sanatları ve dans üzerine eğitim almak istiyorum.

Aileniz oyunculuk konusunda nasıl yaklaşıyor size?

D.G: Ailem beni çok destekliyor. Sonuçta sevdiğim bir işi yapıyorum. Benimle gurur duyuyorlar.

C.G: Annem eve gitmememden şikayetçi. Ama ben bu işi yapmasaydım da eve gitmezdim. En azından bahanemiz oldu...

E.B: Break dansta profesyonelim. Bu dans, bir sokak sanatıdır. Aydın gibi bir yerde de buna iş gözüyle bakılmaz. Ama şimdi geldiğim noktada beni destekliyorlar.

"Milyonda Bir" nasıl bir dizi ve siz hangi karakterleri canlandırıyorsunuz?

D.G: Çok eğlenceli! Biz çok keyif alıyoruz bir kere. Ailevi yönden bakıldığında çok güzel, gençler açısından bakıldığında da çok eğlenceli. Dizide günlük hayatta herkesin yaşayabileceği olayları yaşıyoruz. Ben, Sinan ve Ali’nin aşık olduğu Burcu karakterini canlandırıyorum. Keyifli, merak uyandıran ve duygusal bir dizi. Herkes bu dizide kendinden bir parça bulacak.

C.G: Biz ekip olarak da çok iyi anlaştık. Bu yüzden çok olumlu bir dizi izleyecek seyirciler. Ben Ali’yi oynuyorum. Bu rol için ilk seçmeye katıldığımda seçileceğimden emindim. Çünkü yoksul ailenin değerlerle donanmış, çalışkan oğlu Ali’yi gerçekten çok sevdim. Onu tanıyan, iç dünyasının zenginliğini gören herkes de çok sevecek.

E.B: Dizideki Sinan rolü için çok kişiyle yarıştım ve ipi göğüsledim. Sinan başlarda şımarık, zengin çocuğu gibi görünse de ilerleyen zamanlarda ne kadar özel biri olduğunu gösterecek ve herkesin gözdesi olacak. Dizinin kurgusu da ilginç. Normalde hiçbir şekilde yan yana gelemeyecek iki ailenin çocuklarının hastanede karışmasıyla ortaya ilginç bir bağ çıkıyor. Karışan çocuklar da aynı kıza aşık oluyorlar.

"Milyonda Bir" dizisi için teklif geldiğinde nasıl karşıladınız?

D.G: "Milyonda Bir" için görüşmeye gittiğimde aslında başka bir dizi için de benden cevap bekliyorlardı. Ama bu proje bana o kadar iyi anlatıldı ki, başarılı olacağına inandım ve burada olmak istedim.

C.G: Teklif geldiğinde çok şaşırmadım. Hedefim sinemada ilerlemek.

E.B.: Geçen yaz oynadığım dizi 38 bölüm sürdü. Oradaki karakterim bana uygun değildi tam olarak. Ama tecrübe oldu ve kendimi geliştirmemde yardımcı oldu. "Milyonda Bir", tam bana göre bir dizi.

Hem güldürecek hem ağlatacak

Yönetmenliğini Ersoy Güler’in üstlendiği "Milyonda Bir"in ilk bölümü, haftaya  ekrana gelecek. Dizide Duygu Gök, Cenk Gürpınar ve Erdi Bolat’ın yanı sıra Sümer Tilmaç, Itır Esen, Metin Belgin, Ezgim Kılınç gibi usta oyuncular da rol alıyorlar. Çocuklarının hastanede karıştırıldığını öğrenen biri zengin, diğeri fakir iki ailenin yaşadığı iniş çıkışları ve 18 yaşındaki iki gencin ilk aşklarını, kavgalarını, duygusal çatışmalarını konu alan dizi, izleyicileri kimi zaman kahkahalara, kimi zaman da gözyaşlarına boğacak.