5 olimpik umut bekle bizi Londra

Güncelleme Tarihi:

5 olimpik umut bekle bizi Londra
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 27, 2012 00:00

2012 Londra Olimpiyatları’nın başlamasına iki ay kaldı. Tüm dünyadaki gibi Türkiye’nin olimpik sporcuları da harıl harıl son hazırlıklarını yapıyor. Bu sporculardan beşini BP destekliyor. Beş ayrı dalda olimpiyatlarda mücadele edecek bu beş gençle buluştuk, hayallerini, çalışma sırlarını ve de uğurlarını konuştuk.

Haberin Devamı

· ÇAĞLA DÖNERTAŞ (21, YELKEN, LASER RADIAL)

Hayatımdaki en güzel dönem

Olimpiyat deyince aklıma ilk gelen halterci Halil Mutlu’nun görüntüleri oluyor. 2004 ve 2008’de Türkiye’den katılan yelkencilerin yarışlarını da takip etmiştim. Sınıf ve yaş itibariyle bu benim ilk olimpiyatım ve ilk Olimpiyat hazırlığım. Fenerbahçe kulübüne geçtikten sonra olimpiyat hedefini koyduk, daha öncesinde böyle bir düşüncem yoktu doğrusu. Yelkeni sadece sevdiğim için yapıyordum. 2008’den beri kafamın bir köşesinde Olimpiyat fikri vardı. 2010’dan itibaren hazırlıklara başladım. Ama geçen yıldan beri bu hazırlık çok daha yoğun bir hal aldı. Sürekli yurtdışındayım, ya kamptayım ya yarışta... Antrenörüm Kemal Muslubaş da 2004 ve 2008 Olimpiyatları’nda yarışmış çok iyi bir sporcuydu. Tecrübesiyle bana çok şey kattı. Üzerimde çok büyük emeği var. Olimpiyatlara kota alarak katılan ilk bayan yelkenci olacağım için herkesten çok güzel tepkiler aldım. Hatta Türkiye Yelken Federasyonu Başkanı Nazlı İmre kotayı aldığım yarıştan önce kullandığım tekneyi bana hediye etti. Ailem, arkadaşlarım herkes ayrı ayrı sürprizler yaptılar. Hayatımdaki en güzel dönemlerden biri. olimpiyatlar öncesi bir de uğurum var. Kolumdaki annemin verdiği mavi boncuklu bir bilezik.
Ona da anneannemden kalmış bir takı.

Haberin Devamı

· RIZA KAYAALP (22, GREKOROMEN GÜREŞ 120 KİLO)

Dünyanın gözü bizim üzerimizde

Galiba 2000 Olimpiyatları’nı hatırlıyorum. Ben de güreşe 10-11 yaşlarında başladım ve Türk sporcuların başarılarını dinledim hocalarımızdan. Her yaş grubunun en irisiydim. Yine 2000’de yatılı güreş eğitim merkezine alındıktan kısa süre sonra olimpiyatlar benim için bir hedef haline geldi. Aslında dört yıl önce Pekin Olimpiyatları’na da katıldım. Ama hem tecrübesiz hem de sakattım. Çok erken elendim. Olimpiyatların en zor kısmı psikolojik hazırlık. Çok farklı bir atmosfere giriyorsunuz. Tüm dünyanın gözü orada. Bunu hissediyorsunuz. Benim sorumluluğum daha büyük çünkü oraya dünya ve Avrupa şampiyonu olarak gidiyorum. Olimpiyat’ta bir büyük sıkıntı da, yiyecek. Damak tadımıza uygun yiyecek bulmakta zorlanıyoruz. Ben tam bir meyve delisiyim. Bir günde üç-dört
kilo portakal ve mandalina, bir oturuşta üç-dört kilo kiraz yerim. Antrenmanlara gelince, sanki iki yılı bir yıla sığdırmış gibi yoğun çalışıyorum. Günde 30 ton yerine 70 ton ağırlık kaldırıyorum mesela. Son iki ayı kamplarla geçireceğim. Artık büyük hayale bir adım kaldı. Kürsünün en üst basamağındaki o “Bu işi başardım” duygusunu yaşamak istiyorum.

Haberin Devamı

/images/100/0x0/55eb3ccdf018fbb8f8b4300e

· GÖKSU ÜÇTAŞ (21, JİMNASTİK)

Olimpiyat halkalı kolyem uğurlu geldi

12 yaşımda ilk kez milli takıma girdim. O zamandan beri olimpiyatlar’ı hedefliyorum. Dört yıl önce sakattım, eleme yarışmalarına bile katılamadım. Yıllarca Rus Horkina gibi jimnastik efsanelerini seyrederek büyüdüm. Şimdi sıra bende. Türkiye tarihinde olimpiyatlara katılan ilk jimnastikçi olacağım. Doğrusu geçen yıl bile antrenörüm Mergül Güler dışında pek kimse de bu sonucu beklemiyordu. Bu yılı dünyanın en iyi sporcuları olan Ruslar ve Rumenlerle beraber çalşımak amacıyla kampta geçirdik. Bundan sonra da antrenörümle birkaç kamp daha yapıp tam hazır olarak gideceğim Londra’ya. Benim uğurum geçen yıl bir gümüşçüye yaptırdığım olimpiyat halkalı kolye. Bir yıldır hep takıyorum. Gerçekten de uğurlu geldi.

Haberin Devamı

· GÜLŞAH KOCATÜRK (26, JUDO +78 KİLO)

Naim hayranı olarak büyüdüm

Sporla iç içe bir ailede yetiştim. Annem ve teyzem eski hentbolcu, dayım eski futbolcu. Bu yüzden çok küçük yaşta evde olimpiyatlardan bahsedildiğini hatırlıyorum. İzmir’deki okul yıllarında da Antik Yunan olimpiyatları hakkında bilgi edinmiştim. Bir de tabii Naim Süleymanoğlu’na da hayrandım. O zaman ‘dünya devi’ sözü hep kulağımızdaydı. Voleyboldan judoya geçtikten sonra 13-14 yaşlarımda olimpiyatlar benim için de bir hedef haline geldi. 2004’te milli takım kampında bu havayı biraz soluma imkânı buldum. Ama 2008’e kadar sanki bu hedef daha zordu. O yıl da Pekin Olimpiyatları’nı sakatlık yüzünden kaçırmıştım. Bu yıl böyle bir aksilik gelmedi başıma. Tabii daha iyi hazırlanabilmek için bir yerine üç çalışıyorum.
Bu yılın başından beri gerek Türkiye’de gerek yurtdışında sürekli kamptayım. Olimpiyat tarihi yaklaştıkça heyecanım artıyor. Bir an geliyor, kendimi dolu tribünler önünde hayal ediyorum. Ailem benden de heyecanlı. Eve gidince “Aman üstünü giy, üşütme”, “Aman sen yorulma, biz alırız” diye, bir dediğimi iki etmiyorlar.

Haberin Devamı

· METE BİNAY (27, HALTER 69 KİLO)

Aklımda üçüncülük bile yok

Haltere bir tesadüfle başladım. Ancak 2000’de Avrupa yıldızlar şampiyonu olunca bu işin önemini anladım, başarının tadını aldım. Ama Olimpiyatlar benim için yine de uzak bir rüyaydı. Naim Süleymanoğlu’nu bilirdim, başarılarına sevinirdim. 2004’te akranım olan Taner Sağır olimpiyat şampiyonu olunca ben de, neden olmasın demeye başladım. Ama sonraki yıllar evlilik, üniversite ve askerlik koşuşturmacasıyla geçti. Ta ki 2010’un başında antrenörüm beni kendime getirene kadar. Askerdeyken kariyerimin en iyi kaldırışlarını yaptım. Ondan sonra Londra 2012’yi tam anlamıyla bir hedef yaptım. İki kez
dünya şampiyonu oldum. Bu yılın başından beri de sabah akşam idmandayım. İki yıldır dünya rekorunu da kılpayı kaçırıyorum. Londra’da bronz bile
yok aklımda. Çinli rakibimle altın-gümüş mücadelesi yapacağım. Bir de totemim var önemli şampiyonalar için: Top sakalım. Sakal bırakmadığım tek yarışmayı kaybettim.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!