5 günde Lincoln oldum

Bugüne kadar birçok farklı rol oynayan bir aktör olarak, sizi “Lincoln Suikastı” belgeselinde oynamaya iten neydi?   �

- Ben, Amerikan İç Savaşı’nda savaşan halkın neredeyse yarısının yaşadığı Virginia eyaletinde büyüdüm. Bu konu benim için saplantı haline gelmişti. Hatta siviller olarak haklarını aramaya çalışanlar arasına katıldım. Savaşa karşı duyulan her merak aslında Abraham Lincoln için de geçerli, bu yüzden onu oynama fırsatının üzerine atladım. Setin Virginia, Richmond’da doğduğum yer olan Charlottestone’a yaklaşık 100 km. uzaklıkta olması da benim için ayrıca güzel oldu.

Ben de onu soracaktım; Virginia’da büyüdünüz. Tarihe tanıklık eden Richmond bölgesinde çekim yapmak nasıldı?

- Çok heyecan vericiydi. Lincoln’ün ziyaret ettiği binalarda, yürüdüğü caddelerde çekim yaptık. Orada Lincoln kostümüyle durdum, tam da Lincoln’ün durduğu yerlerde. Gerçekten çok etkileyiciydi. Ve tabii bu sayede ailemi, arkadaşlarımı ziyaret etme şansım oldu. Tüm bu macera çok büyülüydü benim için.
 �
Role nasıl hazırlandınız, nasıl bir araştırma yaptınız?   �

- Hazırlanmam için hemen hemen hiç vaktim olmadı. İşi duyduktan beş gün sonra Richmond’da olmam gerekiyordu. Neyse ki Erik Jendresen’ın harika senaryosuna sahiptim ve etrafımda harika insanlar vardı. Sandalyeye oturdum ve kendimi Richmond’ın en harika makyözü Ashley Fetterman’a bıraktım. Sonrasında çocukluğundan beri Lincoln’e saplantısı olan Erik Jendresen’in başarılı senaryosuna daldım. Bir Abraham Lincoln ansiklopedisi olan Erik’le birlikte çalıştık. Sonsuz bir enerjisi olan ve son derece ilham verici yönetmenimiz Adrian Moat’u da es geçemem. Doğruyu söylemek gerekirse, hikâye hakkında bu kadar tutkulu birçok insanın (Gerek kamera arkasında, gerekse kamera önünde) bir arada olduğu bir yapımda daha önce hiç çalışmamıştım. “Lincoln Suikastı”nda yer alan herkes, tarih konusunda son derece saplantılı, kendini tamamen ve yorulmadan tarihi doğru yansıtmaya adamış. Tüm bunlar benim Lincoln’ü oynamam için güvenimi yerine getirdi.

KAVURUCU YAZ SICAĞINDA 4 KAT YÜN KAZAKLA ÇALIŞTIM

Peki zorlanmadınız mı hiç?

- Virginia’nın kavurucu yaz sıcağında, yaklaşık 37 derecede dört kat siyah yün kazak ve siyah şapkayla, olabilecek en nemli yer olan Appomattox Nehri kıyısında çekim yapmak yeteri kadar zordu diyebilirim. Ne kadar buzlu su içersem içeyim; bütün gün nemli Lincoln günüydü!

Yönetmen “stop” dediğinde gerçek Billy’ye dönebildiniz mi hemen?

- Çekim gününün sonunda canlandırdığım karakterden kurtulamayan bir aktör değilim. Öyle olsam, daha iyi bir oyuncu olabilirdim!

Lincoln’ü kendi kelimelerinizle tarif etmenizi istesem...

- Lincoln, tartışmasız bizim büyük başkanımızdı. Ülkemiz için çok güzel şeyler yapmış, kendi kendini eğitmiş, çok yönlü, komplike ve derin bir insandı. Amerikan tarihinde bu kadar haklı olarak saygı gören veya bu kadar trajik bir kadere maruz kalmış başka bir isim düşünemiyorum.

Sizin Lincoln’üzün izlediğimiz diğer Abraham Lincoln’lerden farkı ne?

- Diğerlerinin betimlemeleri hakkında konuşamam. Hiçbirini görmedim. Ancak bizimki Lincoln’ün insani tarafını ön plana çıkarıyor diyebilirim. Her zaman taş yürekli biri değildi. Bir belgesel olarak da “Lincoln Suikastı” sadece etkileyici ve bilgilendirici değil, aynı zamanda oldukça heyecanlı! Her seferinde beni oturduğum koltuktan düşürecek kadar heyecanlı... Ve ben belgeseli beş kere izledim!

BU BELGESEL, LINCOLN’ÜN SUİKASTÇISININ DA HİKÂYESİ

Bu Lincoln’ün belgeseli olduğu kadar aslında suikastçısı John Wikes Booth’un da belgeseli diyebilir miyiz?

- Onları ayırmanın hiçbir yolu yok. Bir Shakespeare trajedisinde olduğu gibi birbirlerine bağlılar. Booth hakkında konuşmadan Lincoln’ün hayatıyla ilgili konuşamazsın veya Lincoln olmadan Booth’un hayatıyla ilgili. Biri diğerine bu kadar saplantılı olmasaydı, aralarında ne geçerdi kimse bilemez. İkisi de neler başarırdı? Ulusumuz ne kadar farklı olurdu? Ancak kesin olan bir şey var ki bu Lincoln’ün olduğu kadar, Booth’un da hikâyesi.

Belgeselin yapımcıları Ridley Scott ve Tony Scott’la çalışmak nasıldı?

- Onlarla tanışma şansına erişemedim, ancak onlar hakkında harika şeyler duydum ve bu projeden oldukça mutlu olduklarını biliyorum.

Sizce “Lincoln Suikastı” Abraham Lincoln’ün çok fazla tanınmadığı ülkelerde nasıl yankı bulacak?

- Amerikan İç Savaşı garip bir şekilde uluslararası boyutta ilgi gördü. Birçok Avrupa vatandaşı bizim sivil savaşımıza katılmaya geldi ve yanlış bilmiyorsam, Abraham Lincoln hakkında dünya tarihinde başka kimseye olmadığı kadar çok kitap yazıldı (Shakespeare listenin başında geliyor tabii ki. Dante, Goethe, Cervantes, daha sonra Lincoln), o yüzden Lincoln hakkında merakı olmayan çok fazla ülke olduğunu düşünmüyorum.

HAYALİM MACBETH’İ OYNAMAK

“Lincoln Suikastı”nda öğrendiklerinizi gelecekteki diğer projelerinizde nasıl uygulayacaksınız?

- “Lincoln Suikastı”nda öğrendiğim en önemli şey, güvendi. Başkalarına güvenmek veya sadece kendime güvenmek ve böylece her şeyin iyi gideceğine inanmak...

Gelecekten bahsetmişken, şu anda üzerinde çalıştığınız başka projeler var mı, neler bekliyor bizi?

- “Delirium” adında bir dizi için imza attım. Eski Virginia eyaletinde yaşayan tehlikeli bir politik karakteri canlandıracağım. Dizinin uyarlanacağı kitabı henüz okuma şansım olmadı, ancak çok popüler olduğunu duydum ve bu iş için oldukça heyecanlıyım.

Oynadığınız onca değişik karaktere rağmen; “Şu karakteri canlandırmak hayalim” dediğiniz bir rol var mı?

- Macbeth! 

TEKNEMLE DÜNYAYI DOLAŞMAK İSTİYORUM

İş dışında neler yapmaktan hoşlanırsınız?

- Kitap okurum, yazarım, denize açılırım ve rugby oynamaktan hoşlanıyorum (Eskisi kadar olmasa da). Resim ve çizim yapmayı seviyorum. Çok çok yaşlanmadan önce bir karikatür roman çizmek, bir film yönetmek ve teknemle tüm dünyayı dolaşmak ve son bir rugby maçında oynamak istiyorum.