Güncelleme Tarihi:
Türkiye'nin en iyi ‘‘kent ve yaşam’’ dergisi İstanbul Life, mayıs sayısında İstanbul'daki değişik evlilik biçimlerini işledi.
Zengin evliliğinden yoksul evliliğine, ilk tanışmadan kına gecesine kadar, İstanbul'daki evlilik biçimlerinin A'dan Z'ye incelendiği dergide, her sayıda olduğu gibi, hafta sonu
gezi ve eğlence rehberi de yer aldı.
Sosyete düğünü
Beş yıldızlı otellerde yemekten önce kokteyl yapılır. Otel düğününün en bilinen kuralıdır bu. Gelinle damadın yürüyeceği yola gül yaprakları serpilir. İçeri girmelerinden hemen önce ise Verdi'nin ‘‘Aida’’sı ya da ‘‘Carmina Burana’’ çalınır, ki görkem tamamlansın. Kokteyl sonrasındaki yemek, düğün için gözden çıkarılan harcamayı da gösterir. Sosyete düğünlerinde limon sos ile getirilen kalamar, somon, karides ve dilbalığı salatası, düğün salonlarının kuru pasta ve limonatalarının yerini alır. Damatla gelinin balayına Avrupa'ya gitmesi de en önemli ayrımlardan tabii. Benzer olansa gelinle damadın duyduğu heyecan ve telaş...
Varoş düğünü (soner ile Füsun)
Beyaz eldivenli garsonlar maşayla tuttukları pastaları itinayla masalara dağıtıyorlar. Orkestra ‘‘slow’’ çalıyor, gelinle damat pistte dönüyor; çocuklar ellerinde balonlarla oraya buraya koşuşturup duruyor; viskiler açılıyor; zaman video kasetin çekimi gibi ağırdan işliyor. Düğünün vaktini anlamanın en kestirme yolu ise davetlilerin o an hangi oyunu oynadığını görmek. Dans, ardından hafiften bir halay ve kasap havasıyla devam eder eğlence. Varoşta düğün dedikleri, biraz zengin düğünlerine has şatafat, biraz gelenek göreneklere uygun davranış... Sonuçta ritm box, video kaset ve takılar eşliğinde Soner ile Füsun dünyaevine girer...
Musevi düğünü (Ethel ile David)
Evliliğin bin türlü çeşidi var. Gelin ve damat Yahudiyse, yol tek ama ritüel binbir türlü. Bunlardan bazıları düğünün ‘‘olmazsa olmaz’’ları. Diğerlerine gelince. Ne kadar uyarsa!.. Bir de tabii yorganın ayağa yetmesi durumu var. ‘‘Olmazsa olmaz’’lar işin daha çok dini bölümü ki, bu her çift için hemen hemen aynı. Tören sırasında gelinle damat, anne ve babalarının uçlarından tuttuğu ‘‘talled’’in altına girer. Talled, evi sembolize eder. O sırada okunan dualar da Tanrı'nın yeni kurulan evi kutsamasını diler. ‘‘Diğerleri’’ ise gelenekleri ve düğün sonrası kutlamaları kapsıyor. Sonuçta genelleme yapmak zor; herkesin kesesine göre...
Ermeni düğünü (Elizabet ile Yeto)
İki Ermeni genç, Elizabet ve Yeto, Üç Horon Ermeni Kilisesi'nde sırra nail oldular; kilisenin 7 önemli sırrından birine: Evliliğe. Gelin kiliseye babasının kolunda giriyor. Yolun yarısında damat karşılıyor onları. Babanın elini öptükten sonra geline damat eşlik ediyor. Nikaha başkanlık eden din görevlisi tarafından evlilikleri kutsanan çift, bereketi simgeleyen şarabı aynı kadehten içiyor. Dua bölümlerinden birinde papaz, şöyle diyor: ‘‘Ve Tanrı Havva'nın elini aldı ve Adem'in eline verdi ve Adem şöyle dedi: Bu benim kemiklerimden kemik ve etimden ettir. Buna kadın denilecek, çünkü o erkekten alındı. Bunun için insan anasını ve babasını bırakacak ve karısının ardı sıra gidecek ve bir beden olacaklar. Tanrı'nın birleştirdiğini kimse ayırmaz.’’
Çingene düğünü (Baryam ile Güllü)
Çingeneler, neredeyse yaşamlarının her anını şarkı gibi yaşayan, adımlarını sanki gizli bir melodinin ritmine ayak uydururmuşçasına atan bu insanlar, düğünle birlikte yerlerinde duramaz olurlar: ‘‘Düğün olduğunu duydum mu, yemeğin altını kapar hemen koşarım!..’’ En zengin düğünler Kasımpaşa'da yapılıyor. Onlar varlıklı. Sofralarında viskisi, midyesi... Erkek tarafı, kız tarafına hediyeler alır. Hediye listesinin başında ayakkabı, gömlek gibi kıyafetler vardır. Ama evin belli başlı eşyaları kız tarafından gelir... Düğünün birinci günü hamam günü, ardından sazlı sözlü ve kıvrak danslı düğün sokağa taşar. Sonra şubeden memurlar gelir, davetli olarak. Neden? Silahlar ‘‘oynamasın’’ diye!..