Güncelleme Tarihi:
Viagra hapı çıktığı andan itibaren herkesi, ama özellikle erkekleri bir heyecan sardı. Yalnız satışların patlamasından, ilacı üreten Pfizer şirketinin hisse değerlerinin fırlayıp, bu hisselere sahip olan Vatikan'ın servetinin ikiye katlanmasından söz etmiyoruz. Erkeklerin dilinin çözülmesinden bahsediyoruz. Çünkü Viagra bu cinste birden müthiş bir mizah duygusunun patlamasını sağladı. Her gün sayısız Viagra fıkrası üretiyor, küçük çocuklar gibi birbirlerine oyunlar oynuyorlar. Ama dikkat ederseniz, anlatılan fıkraların ‘‘kahramanı’’ hep bir başkası.
Viagra henüz Türkiye'de bulunmamasına rağmen kolaylıkla edinilebiliyor. Çünkü ABD, İsviçre, Andorra ve Hollanda'da satılıyor. Üstelik İnternet aracılığıyla ısmarlamak da mümkün: ABD'de Missouri eyaletindeki küçük Warsaw kentinde 1500 kişi yaşıyor, ama kentin küçük eczanesi İnternet'e koyduğu ilan sayesinde ilk hafta tam 10 bin Viagra satmış. Güney Afrika'dan Yeni Zelanda'ya kadar heryerden sipariş almış...
İşte bu durumu göz önüne alan haftalık Fransız dergisi L'Evenement du Jeudi, beş ünlü Fransızca Viagra deneyi yaptırdı. Bunlardan dördü erkek, biri kadındı.
Bu ünlüler 50 miligramlık Viagra'larını aldılar, denediler. Sonra başlarından geçenleri yazdılar. Fotoğraflarını çektirdiler; hem de kaktüs, havuç gibi Viagra'nın etkisini çağrıştıran bitkilerin önünde.
Biz de merak ettik: Gerçi Türk erkeğinin böyle haplara maplara hiç ihtiyacı olmadığını biliyoruz ama, acaba sırf meraktan Viagra'yı denemiş olanlar var mıdır?
Varsa bize, isimlerini saklamadan, fotoğraf çektirerek başlarından geçeni anlatmak isterler mi?
Gerçi Viagra bir ereksiyon hapı, ama kadınlar da meraktan kullanıyor.
Acaba bunu denemiş bir Türk kadını var mı? Varsa bize, ismini saklamadan, fotoğraf çektirerek başından geçeni anlatmak ister mi?
Kısacası 5 cesur Türk arıyoruz...
Örnek olarak size L'Evenement du Jeudi Dergisi'nde Viagra deneylerini anlatan 5 cesur Fransız’ın izlenimlerini sunuyoruz...
Laurent Ruquier, animatör, 35 yaşında
Saatime baktım
Söylendiğine göre ‘‘zevki de on kat arttırıyormuş.’’ Neyse, onurum kurtulmuş vaziyette! Deneyebilirim. Ama kiminle? Bruno Masure ‘‘ereksiyon sağladığından emin olmak istiyorsan bir kadınla dene’’ diye öğütlüyor. Cesur, ama çılgın olmayan Gerard Miller ‘‘Önce sen dene bakalım, sonra yan etkileri olup olmadığını söylersin bana’’ diyor. ‘‘Şekerim, sonra anlatırsın, anlıyorsun değil mi, ben Revel'e yutturamam bunu’’ diyor Claude Sarraute. Hapı bize gizli bir uyuşturucu verir gibi kapalı bir zarfta ulaştırdılar. ‘‘İstenmeyen etkiler’’, ‘‘kullanma yöntemleri’’ gibi, normal bir ilaç prospektüsünde rastlayacağımız paragrafları okuma şansımız bile yoktu. Yine de migren, mavi görüntü, sıcaklık basması, hazım zorluğu gibi sorunlardan söz edildi. Kısacası Viagra insanın bir yerini kaldırıyordu ama, kendini birdenbire korkunç bir baş ağrısı, cehennem ateşine dalmış duygusu ve 40 derece ateşle bulabilirdin. Cesaret, cesaret!
Tek kesin olan şey: Eyleme geçmeden 40 dakika-1 saat önce yutacaksın. Yani ortamı mutlaka hazırlamış olacaksın: Kız geldikten yarım saat sonra çıkıp gitmeyecek! Yoksa dımdızlak açıkta kalakalırsın! İlacı yuttuğum anla hedefin üzerine atladığım an arasında devamlı saatime bakıyordum; tabii işittiğim lafların bini bir paraydı: ‘‘Sıkıldın mı benden, nedir?!, ‘‘Bir randevun var galiba, gideyim bari!’’
Anladınız herhalde, sonuçta o anı benimle paylaşacak kişiye hiç bir şey söylememiştim, ‘‘baksana ben bir iktidarsızlık hapı alıyorum, benle dener misin?’’ diyecek halim yoktu ya.
Peki netice? Hatice! Yok, öyle değil! Yani demek istediğim: Herşey çok iyi geçti. Ama normale göre değişiklik yok. Tamam, tamam, övünmüyorum. Hatta bir ara acaba dergi bana Viagra diye etkisiz bir plasebo yollayıp dalga geçmek mi istedi diye düşündüm. Eğer öyleyse Viagra'nın gücümü ikiye katladığını filan söyleyecek olsam tam bir aptal durumuna düşerim!
Bruno Masure, gazeteci, 50 yaşında
Kedilerin işine yarıyor
Viagra'yı denemek, ha? Sert erkek pozları, öyle mi? Benim bir tarafım kalkınca manşet olacak yani, ha? 15.30. Bir kurye Evenement du Jeudi Dergisi'nin antetini taşıyan bir zarf getiriyor. Açıyorum, mavi küçük bir hap yerde yuvarlanıyor. Hoop, aşkın ateşini yenmiş olarak bir köşede uyuklayan Godichon ilacın üzerine atlıyor! Kahrolası kedi, mavi hapı tüylerini pırıl pırıl yapan süper mamayla karıştırmış olmalı... Yuttu bile! Endişeyle bakıyorum. Görünüşe bakılırsa herşey yolunda gidiyor. Her öğleden sonra olduğu gibi yine televizyonun karşısında ‘‘Şarkılara bir şans tanıyalım’’ programı sırasında uykuya dalıyoruz. Birdenbire ‘‘Rakamlar ve Mektuplar’’ programının jeneriğiyle uyanıyorum. Korku içindeyim: Godichon yok ortada!
18.20. Bu defa çok endişeliyim: Kedimden hala haber yok.
Gecenin 3'ü. Uyumak mümkün değil: Tatmin olmuş dişi kedi hırıltıları geceyi yırtıyor. Anlaşılan Viagra yaşlı kedilerde çok işe yarıyor.
Sabahın 9'u. Kediyi yorgunluktan bitkin halde buluyorum. Godichon yaşlı bir papaz eskisi gibi mırlıyor.
Saat 11. Yeni bir faks. Bu defa Tele 7 Jours Dergisi'nden. Bir kamuoyu araştırması yapılmış ve ortaya çıkmış ki, ben ve Claire C. , Fransız erkeklerinin (ve Fransız kadınlarının) en çok başbaşa bir akşam geçirmek istediği iki kişiymişiz. Anlaşılan içinde bulunduğumuz şu Mayıs 1998 ayında hayal gücü iktidarda değil! Tele 7 Jours Dergisi, bana Claire C. ile başbaşa bir gece geçirmemi öneriyor! Bu haftalık dergiler paçamı bırakmayacaklar galiba! Öfkem Godichon'u uyandırıyor. Gözlerinde soru sorar gibi bir ışıkla karşılaşınca sakinleşiyorum: ‘‘Acaba Claire gelirken bana o mavi süper mamadan getirir mi?’’ der gibi bakıyor.
NOT: Zarfın içinde ikinci bir hap bulduğumu itiraf etmek zorundayım. Tabii denedim, ne yapacaktım? Ama terbiyem bu konuyu ilan etmemi engelliyor. Ama bizim Godichon'a telefon edebilirsiniz.
Dick Rivers, şarkıcı, 52 yaşında
Sonra, bebek gibi uyudum
Biraz korktuğumu itiraf ediyorum. Özellikle güçlü bir ereksiyon yüzünden kendimi aşağılanmış hissetmekten korkuyordum, çünkü böyle bir şey olursa artık performansımı aynı düzeyde tutmak için bu hapa bağımlı kalacaktım. İyi de karım ne düşünecekti? Onu çekici bulmak için tedavi olmam gerektiğini mi?
İyisi mi, ona hiç bir şey söylememeyi tercih ettim. Psikolojik olarak kendimi hazırlamak için önce Viagra'sız bir kere seviştik. Sonra, sabahleyin, bir kere daha.
Nihayet pazar akşamı Viagra'ya saldırdım. Sadece gerektiği için, anlıyorsunuz ya... Ağzımda hafif bir acılık hissettim, sonra... Sizi hayal kırıklığına uğrattıysam özür dilerim ama her zamanki tepkiden ne daha fazlası, ne de daha iyisi... Evet, doğru söylüyorum! Sonra bir bebek gibi uyudum. Bunun sildenafil molekülüyle bir bağlantısı olup olmadığını bilmiyorum ya da sonradan duyduğum rahatlamayla; çünkü aslına bakılacak olursa buna ihtiyacım yok! Kadınımı seviyorum, o da beni seviyor, aşktan daha iyi afrodizyak olabilir mi?
Deniyse Beaulieu, gazeteci, yazar, 30'lu yaşlarda
Kocamla hapı ikiye böldük...
Şu haline bak, genç bir bakireye benziyorsun! Kocamın hakkı var. Kıpkırmızı kesilmişim. Utangaçlıkla hiçbir alakası olmadığına göre, Viagra'nın etkisini gösterdiği sonucunu çıkarıyorum. Başlangıçta, kobay rolünü yalnız onun üstlenmesini kararlaştırmıştık. Ama İnternet'te en çok sevdiğim Salon adlı sitede Susie Bright kendi Viagra orgazmını ‘‘bacakların arasında eriyen kremalı, çikolatalı yumurtaya’’ benzetmişti... Bir çılgınlık yapılabilirdi yani! Kocam bir doktorun sözde aşk hapını tavsiye edeceği son erkektir. Ama benim zevkimi hiç esirgemediğinden, 50 miligramlık küçük hapımızı ikiye bölüyoruz.
Kocam kendimi aşırı derecede gözlediğimi düşünüyor ve bir an önce bitirmek istiyor. Tam da zamanı: Kendimi hiç olmadığı kadar ‘‘fondan’’ hissediyorum. Ama olay erotik bir heyecandan çok sıvı mekaniğiyle ilişkili; aslını söylemek gerekirse, sanki Viagra kafalarımız hazırlanmadan bedenlerimiz üzerinde etkisini gösteriyor... Kocam da beyninin içinde bir karıncalanma hissediyor. Ben de aynı şeyi hissediyorum.
Ya eylemin kendisi? Kalite açısından pek farklı değil, tabii bilimsel gözlemin yarattığı sıkıntı dışında. Belki biraz daha sert. Tatmin olduktan sonra, gerilim devam ediyor. Deneyi iki kere daha tekrarlıyoruz.
Bu üçlü ereksiyonun nedeni Viagra mı? Muhtemelen. Bana gelince (dozaj meselesi mi?) duyduğum zevk yalnız biraz daha fazla. Daha sonra buzlu votkalarımızı karıştırırken kocam ‘‘bu tamamen mekanik bir şey, pek hoş değil’’ diyor. ‘‘Sanki ben ve organım iki ayrı varlık gibi. Üstelik pestilim çıkmış halde.’’ Benim de. Bütün akşam süren yorgunluğıumuz, bu gibi durumlardaki normal bitkinlikten çok daha uzun...
Viagra hakkında ne düşünüyorum? Bir sürü ereksiyona illa da ihtiyaç yok; eğer zevk alabilirseniz bir tanesi de yeter. Benim duyularımı harekete geçiren de ete biraz daha fazla kan yüklenmesi değil: Çok daha etkili stratejiler biliyorum...
Jean-Pierre Coffe, yemek uzmanı, 60 yaşında
Tam isabet... Ertesi sabah!
İtiraf edeyim ki bu küçük mavi hapı denediğim için pek mutluydum; ne yaparsınız böyle zaaflarım var; ciddiye almaya değmez, ama bütün bir gece hareket halinde olma fikri hiç de fena değil doğrusu.
Bir arkadaşa telefon ettim. 48 yaşında; böyle bir deney onun de merakını uyandırdı. Kadınlarda Viagra'nın klitorisi genişlettiğini okumuştu bir yerlerde: tam da sevdiği şeydi bu...
Akşam saat beşe doğru hafif bir yemek yedik. Ve makul düzeyde içtik. Gece saat 11'e doğru her birimiz 25 miligramlık dozlarımızı aldık. Gece yarısına doğru yattık.
-Eeee?
-Hiç bir şey yok. Ya sen?
-Bende de hiç bir şey yok.
Umulan olayı teşvik etmek için bir-iki dokunma eylemine giriştik.
-Fena değil, ha?, dedi.
-Yooo... Hiç de değil, dedim.
Sonra uyumuşuz.
Ne olduysa sabah oldu, yedi saat sonra. Sabahki olağan ereksiyonum her zamankinden daha güçlüydü. Öyle fazla değil... Ama güzel ve iyi bir ereksiyon. Tabii bundan yararlandık, ama yeter bu kadar laf...