Güncelleme Tarihi:
İlk hatayı daha yazının başlığında ben yaptım! Çünkü “kilosunu yönetmek” isteyenlerin yapabilecekleri ilk yanlış, problemi sadece diyet yaparak çözebileceklerini düşünmeleridir. Eğer kilo sorununu yalnızca diyet yaparak çözmeye kalkarsanız, problemin kısa bir süre sonra yeniden kapınızı çalacağından emin olabilirsiniz.
Diyet hatalarının başında “hızlı kilo verme” arzusu geliyor. Tecrübelerimiz, hızlı kilo kayıplarının çok daha fazla kilo kazanımlarıyla sonuçlandığını gösteriyor. Bunun nedeni “metabolik uyum”dan başka bir şey değil.
Siz çok düşük kalorili diyetlere başladığınızda, vücudunuzdaki metabolik dengeler bozuluyor, metabolizma hızınız aniden düşüyor. Vücudunuz bu yeni duruma -açlığa- adapte olabilmek için eskisinden çok daha az kalori harcayarak hayatını sürdürmeye çalışıyor. Bu ağır ve kısıtlayıcı diyet bırakıldığında ise vücut yine eski düşük hızla çalışmaya devam edeceği için siz çok fazla kalori tüketmeseniz bile verdiğinizden fazlasını hızla geri alıyorsunuz.
Mesela 700-800 kalorilik bir zayıflama diyetini (buna bazıları “şok diyet” de diyor) 3-5 hafta uyguladığınızda 4-5 kilo verebiliyorsunuz. Ama daha sonra tüketebileceğiniz minimum kalori miktarını 1200-1300 kaloriye yükselttiğiniz zaman bile verdiğiniz kiloları hızla ve fazlasıyla geri alıyorsunuz.
Ayrıca bu tür programlardan sonra yaşanan ağır açlığın “tıkınmaya”, yani “aşırı yeme krizlerine” yol açtığını gösteren gözlemler de var. Bu çok düşük kalorili diyetlerin safra kesesi taşlarına sebep olduğu, kas dokusu kaybına yol açtığı, ağır halsizlik, yorgunluk ve hatta bellek sorunlarına sebep olabildiği de unutulmamalı. Kilo vermeye çalışanların yaptığı önemli hatalardan biri de sorunlarını “tek yönlü beslenme planları” ile çözmeye çalışmak.
Bizim Yaşasın Hayat Enstitüsü’nde “şarlatan diyetler” diye tanımladığımız bu marazi ve zararlı diyetleri uygulayanlar, kilo verseler bile fazla kilolu biri olmaktan kurtulup hasta ve zayıf biri haline gelebiliyor. Bunların en sık yaptıkları hatalar yüksek proteinli diyetleri uzunca bir süre uygulamak oluyor. Bu listeye yüzlerce başka popüler diyetleri de eklemek mümkün. Unutmayın, “doğru bir diyet planı” her ne olursa olsun size asgari kaloriyi kazandırmalı, protein, yağ ve karbonhidratları dengeli olarak içermeli, çeşitlilikten taviz vermemeli.
DİYET HAPLARINA PARA HARCAMAYIN
En sık yapılan dördüncü hata ise “kilo destekleri”nden medet ummaktır. Kilo desteklerinin hiçbirisinin dişe dokunur hiçbir yararı olmadığı yüzlerce, binlerce defa yazılıp çizilmesine rağmen bu desteklerden birini veya birkaçını yutmak kilo programına girenlerin sık yaptıkları bir yanlıştır. Tabii ki kırmızıbiberi fazla yemek, yeşil çayı sık içmek, kalsiyumdan zengin beslenmek kilo vermenizi hızlandırabilir ama kilo vereceğim diye ne elma sirkesi tabletleri, ne de karnitin kapsüllerine veya krom haplarına, yeşil çay haplarına bel bağlamak gerekmez. Bu destekler olsa olsa işin tuzu biberi olabilirler ama sonuçta ciddi bir kalori kaybını ya da yağ kaybını garanti etmezler.
TIBBİ BİR PROGRAM UYGULAYIN
Beşinci yanlış, mevcut vücut ağırlığının yüzde 5’inden fazlasını kaybetmek isteyenlerin de yola doğrudan bir diyet uzmanıyla başlamaları. Böyle bir yol izlense bile mutlaka bir doktor denetiminden geçmek şart. Çünkü yüzde 5’in üzerindeki kilo kayıplarını bedeniniz sağlığına yapılmış bir müdahale olarak algılar. Böyle bir müdahalenin tansiyon düşmesi ve yükselmesinden kalp ritmi bozulmalarına, hipoglisemi ataklarından mide ve karaciğer sorunlarına kadar birçok olumsuz neticesi olabilir.