Oluşturulma Tarihi: Mayıs 29, 2004 00:00
Türkiye’nin 35 ilinde, yoksul ailelerde doğmuşlardı. Büyüdükçe yaşama mücadelelerine okuma azimleri eklendi. Ama o koşullarda nereye kadar? Üç yıl önce başlarında birer yıldız parladı. Şimdi sayıları 5 bin. 26’sı kolejli oldu, 122’si üniversiteli. Artık hedefleri var.Mesela Buket: ‘Erkek kardeşimi okutarak babama çocukları kız doğuyor diye boşuna üzüldüğünü kanıtlayacağım.’ Çağdaş Türkiye’nin Çağdaş Kızları projesi yeni desteklerle büyüyecek. Onların umutlu hikayelerini anlatan Kardelenler adlı kitabın geliri tümüyle bu projeye aktarılacak, kardelenlerin sayısı daha da çoğalsın diye...Kardelenler ve kır çiçekleri solmasın diyeTurkcell ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD)’nin dört yıldır birlikte sürdürdüğü ‘Çağdaş Türkiye’nin Çağdaş Kızları’ projesi tam 5 bin kız öğrenciye öğrenim desteği sağlıyor. Türkiye’nin 35 ilinde yaşama ve okuma mücadelesi veren genç kızlar için yapılmış bu proje. ÇYDD Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan’ın bir rüyasıyla başlayan bu proje sayesinde hayatlar ve kaderler değişiyor. İmkansızlıklar içindeki genç kızlara okul kapılarını açan proje içinde bir adım daha atıldı. Yazar Ayşe Kulin fotoğrafçı Manuel Çıtak’la birlikte yollara düştü, karların, yağmurların, sislerin altında kaybolmamak için çırpınan çocukların hayatlarına misafir oldu. Ve ortaya ‘Kardelenler’ kitabı çıktı. Kitapta, yazar Ayşe Kulin’in kızların yaşadığı her kapıdan girişte titreyen yüreğini görüyoruz. Kulin, sadece okumak için çırpınan bu kızların hikayesini anlatmıyor. Bu çocukların kaderinin değişmesi için çabalayan, anneleri, babaları, kardeşleri, dayıları, valileri, öğretmenleri, kaymakamları da tanıtıyor bize. Hele anneler var ya anneler nasıl güzel anlatılmış satır aralarında yürüyen gölgeleriyle... Bu sayfada okuyacağınız Buket’in hikayesi onlardan sedece biri. Turkcell, fotoğraflı olarak basılan kitabı abonelerine gönderecek. Remzi Kitabevi’nin bastığı kitap aynı zamanda önümüzdeki haftadan itibaren satışa çıkacak ve tüm geliri projeye bağışlanacak.Buket, babasına çocukları kız doğuyor diye boşuna üzüldüğünü kanıtlayacakKarsta erken batıyor güneş. Saat dört oldu mu kapkaranlık oluyor etraf. Yerler cam gibi buz tutuyor. Biz birbirimize tutunarak, düşe kalka Buket’in evini arıyoruz bir başka uzak mahallesinde Kars’ın. Buket’ler beş kardeş. En son çocuk erkek olmuş da anne kurtulabilmiş hem kocasının hem de çevresinin baskısından. Yoksa neredeyse her sene bir çocuk doğuracakmış oğlanı bulana kadar. Dört kızdan sonra gelen oğlanın adını Ogün koymuşlar. Neden mi? Çünkü baba hep ‘O gün gelecek, bir oğlum olacak’ der dururmuş. Ogün yoksulluğa, çaresizliğe doğmuş sonunda, babasını mutlu etmiş. Şiltelerin üst üste yığıldığı beş metrekarelik odayı, içeri açılan küçük pencereden görüyoruz yüreğimiz titreyerek. Eriyen kar, odanın bir köşesinde duran leğene tıpır tıpır damlıyor. Bu gece orada bir anne ve beş çocuk ısınmak için birbirine sokularak yatacaklar. Biz küçük pencereden gördüğümüz odaya geçit veren taş bölümde oturuyoruz. Bir köşesinde babanın yatacağı somya var, ama esas mutfak olarak kullanılıyor burası. Tavana rasgele konmuş tahtalar ve naylon parçaları, damda biriken karın içeri akmasını önleyemiyor. Sobaya rağmen sokakta gibiyiz evin içinde, üşüyoruz. Yoksulluğun, çaresizliğin vardığı nokta içimizi acıtıyor, boğazımız düğümleniyor. Oturduğumuz bölümde, kapısı açık duran kocaman bir buzdolabı var. İçinde kızların okul kitapları ve defterleri duruyor. Dolabın üstüne bir televizyon konmuş. İçerde odada ikinci bir küçük televizyon gözüküyor. Bakışlarımı takip eden anne, ‘Bu tepede duran bozuk’ diyor, ‘Çalışmıyor. Tamirci tamir edemeyince, çocuklar ramazanda seyretsinler diye, na bu içerdekini ödünç verdi. Bayramdan sonra geri alacak.’Buket’in kız kardeşleri okul çağındaymış. Sınıf arkadaşları arasında en çalışkanları Buket olmalı ki, okul müdürü bir gün çağırmış odasına, ‘Şu kağıtları doldur ve bana ver kızım’ demiş.‘Nedir bu sorular hocam?’ diye sormuş Buket. Hayırlı bir şey kızım’ demiş okul müdürü, ‘Okumak isteyen sen değil miydin? Bak şimdi gönlünce okuyabilmek için bir fırsat çıkıyor önüne. Sana burs bağlatacağım.’Buket kulaklarına inanamamış. Eve gelip annesine
haber verince, birbirlerine sarılıp aÄŸlamışlar sevinçten. Önce ayakkabı almayı düşünmüş burs parasıyla. Çünkü karda okula gidip gelirken çok üşüyormuÅŸ ayakları. Sonra vazgeçmiÅŸ. Çünkü kız kardeÅŸleriyle yürüyorlarmış okula. Kendinde sıcacık botlar, diÄŸerlerinde altı delik lastik ayakkabılar... İçine sindirememiÅŸ. Åžimdi tek istediÄŸi, bursuyla sonuna kadar okuyup meslek lisesinden çıkınca öğretmen olmak, babasına kızların da para kazanabileceÄŸini, aileye katkıda bulunabileceÄŸini ispat etmek. O kadar ki ilerde erkek kardeÅŸinin eÄŸitimini bile üstlenmeyi düşünüyor, babasına çocukları kız doÄŸuyor diye boÅŸuna üzülmüş olduÄŸunu kanıtlamak için.‘Baba görüyor musun, bak o gün geldi, Ogün’ü ben okutuyorum, aileme de ben bakıyorum, kız olduÄŸum halde’ diyecek.Projeye iki büyük ödül geldiZuhal Åžeker (Turkcell Kurumsal Ä°letiÅŸim Yöneticisi)ÇYDD’nin 1997’de Siirt’in Pervari ilçesinde 17 kız öğrenciyle baÅŸlattığı ‘Kırsal Kesimde Kız Öğrencileri Okutma Kampanyası’ projenin ilk adımıydı. 2001-2002 öğretim yılında Turkcell’in katılımıyla kampanya ‘ÇaÄŸdaÅŸ Türkiye’nin ÇaÄŸdaÅŸ Kızları Projesi’ne dönüştü. 5 bin kız öğrenciye burs verilmeye baÅŸlandı. Ä°ki yıl sonra üniversiteyi kazanan 46 öğrenciye burs verildi. Bir yıl sonra üniversiteye devam eden öğrenci sayısı 122’ye yükseldi.Kızların okuduÄŸu okullara da talih kuÅŸu kondu. Proje yöneticileri, bu okullardaki eÄŸitim imkanlarının iyileÅŸtirilmesi amacıyla toplam 251 bilgisayar ve 31 yazıcı bağışladı. Yabancı dil eÄŸitimin de gerekli olduÄŸuna inanan proje yöneticileri TED Koleji ve ÇYDD ile ortak bir çalışma yürüterek 26 kız öğrenciye TED Ä°stanbul Koleji’nde burslu okuma olanağı saÄŸladı. Bu öğrenciler Turkcell’in katkılarıyla yaptırılan TED Öğrenci Yurdu’nda kalıyor. Ä°lerleyen çalışmalarla Diyarbakır ve Van Yatılı Bölge Okulları’nın iyileÅŸtirilmesi için bir dizi çalışma yapıldı. Bu büyük proje dünyada yankı buldu. 2001’de ‘The Institute of Puplic Relation’ın düzenlediÄŸi ve tüm dünyadan 270 projenin katıldığı yarışmada birincilik ödülünü kazandı. 2002’de ise ‘Foundation of Women Executives in Puplic Relations’ın verdiÄŸi büyük ödül olan ‘Crystal Obelist’i aldı.Â
button