Güncelleme Tarihi:
Mehmet Hatman (27) Diyarbakır doğumlu, yaklaşık 10 yıldır Doğu ve Güneydoğu bölgesinde gazetecilik yapıyor. Üç yıldır Dicle Haber Ajansı’nda. Feyzullah Yıldırım (24), Adana’da tiyatroculuk yaparken iki yıl önce Diyarbakır’a geldi ve gazetecilik yapmaya başladı.
Çalışmalarına iki yıl önce başlanan filmin adı 4653... Bu sayı 1991-2000 yılları arasında işlenen faili meçhul cinayetlere ait. Sonundaki üç nokta, bu rakamın tespit edilebilenden belki de çok daha fazla olabileceğini anlatıyor. Yapımını Gelincik Yapım’ın
üstlendiği 4653..., İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi kurucusu Vedat Aydın’ın 1991’de faili meçhul bir cinayete kurban gitmesiyle başlıyor ve bu cinayeti izleyen yargısız infazlar ile gözaltında kayıplar anlatılıyor. Belgesel, JİTEM itirafçısı Abdülkadir Aygan’ın, katıldığı infazları ve faili meçhul cinayetlerin nasıl işlendiğini anlatan röportajlarla da desteklenmiş. 70 dakikalık film, Yıldırım ve Hatman’ın ilk uzun metrajlı belgesel çalışması. Müzikler Koma Amed’e ait. Yönetmenler iki yılda 100’den fazla aile ile görüştü, yedi olayı mercek altına aldı. Filmin orijinali Türkçe. Dört dilde (İngilizce, Almanca, Fransızca ve Kürtçe) alt yazılı hazırlandı. Yönetmenlerden Mehmet Hatman ile konuştuk.
n Faili meçhuller ile uzun zamandır mı ilgileniyorsunuz?
- Ben 27 yıldır bu coğrafyada yaşıyorum. Doğduğumdan bu yana pek çok faili meçhul cinayete, kayıplara birebir şahit oldum. Diyarbakır’da özellikle 1990’lı yıllarda çok yoğun yaşanıyordu bu tür olaylar. İkinci, üçüncü dereceden yakınlarım var faili meçhul cinayetlere kurban giden.
n Belgeselde anlatılan olaylar hangi yıllar arasına ait?
- Kapatılan HEP (Halkın Emek Partisi) Diyarbakır İl Başkanı Vedat Aydın’ın 1991 yılında öldürülmesiyle başlıyor ve 2000’e kadar geliyor. Silopi kayıpları son iki vaka.
n Silopi kayıpları kimler?
- HADEP Silopi İlçe Başkanı Serdar Tanış ve İlçe Sekreteri Ebubekir Deniz.
n 4653 rakamına nasıl ulaştınız?
- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne giden davalara baktık. Bölge barolarının yaptıkları çalışmaları inceledik. İnsan Hakları Derneği’nin merkez ve Diyarbakır şubelerinin çalışmalarına baktık. Yakınlarını Kaybedenler Derneği’nin istatistiklerinden de yola çıkarak bu rakama ulaştık.
n Devletin verdiği resmi rakamlar yok mu?
- Onlar da var. Ancak sadece resmi bir takım rakamlara dayandırmak istemedik bu belgeseli. Çünkü arada ciddi bir fark, hatta uçurum var. Devlet bu ülkede faili meçhul cinayete kurban gidenlerin sayısını 600-700 olarak bildiriyor.
n Peki sizin elde ettiğiniz kesin bir rakam mı?
- Hayır bu da yaklaşık bir rakam. Ama gerçek rakamdan aşağı olmadığına eminiz. Çünkü kayıtlara yansıyan vakaların hepsini aldık. Gerçekte faili meçhul sayısı 4653’ten fazla olabilir ancak.
TÜRK, KÜRT, SİVİL, ASKER AYRIMI YAPMADIK
n 4653 Türkiye’de 1991-2000 yılları arasında işlenen tüm faili meçhul cinayetlerin sayısı mı?
- Siz de biliyorsunuz ki, 1990’lı yıllarda, sadece Kürt vatandaşların yaşadığı bölgelerde faili meçhul cinayetler işlenmedi. Örneğin İstanbul’da 1994 yılında bir Hasan Ocak olayı var. Bu nedenle biz de Türkiye’nin genelindeki bütün olayları inceledik. Ama bu rakamın içinde, mesela psikolojik sorunları nedeniyle ortadan kaybolmuş biri yok. Amacımız bir yönüyle muhalif olan, demokrat olan, bir şeyler yapmaya çalışan ve bu nedenle öldürülen, kaybedilen insanları, Kürt veya Türk ayrımı yapmadan ele almaktı.
n Belgeselde 4653 olayın hepsini anlatmak mümkün değil. Detaylı olarak incelediğiniz vakaların tamamı Kürt mü?
- Hayır değil. Belgeselde yedi olayı inceledik. Bunlar Vedat Aydın, Albay Rıdvan Özden, Avukat Yusuf Ekinci, Hasan Ocak, Doktor Zeki Tanrıkulu, milletvekili Mehmet Sincar, işadamı Savaş Buldan. Albay Rıdvan Özden Silahlı Kuvvetler’den bir isim ve Kürt değil. Hasan Ocak var, o da Kürt değil. Meslek gruplarına ayırırken de dikkat ettik. Doktor, avukat, asker, sıradan vatandaş... Toplumun tüm kesimlerinden örnekleri biraraya getirdik.
n 4653 faili meçhulü sınıflandırma yoluna gittiniz mi? Meslek grubuna, yaşadığı bölgeye veya etnik kökenine göre.
- Kürt veya Türk diye gruplamadık. Ama bölgeye göre bir şeyler söylemek mümkün. 4653 olayın yüzde 80’den fazlası Güneydoğu Anadolu’da işlenen cinayetler veya kayıplar.
n Belgeselde eski JİTEM mensubu, itirafçı Abdülkadir Aygan’ın anlatımına da yer vermişsiniz. Vedat Aydın’ı kendilerinin öldürdüğünü anlatıyor. Musa Anter cinayeti hakkında Yeşil’in adını anıyor. Aygan’ın JİTEM yaptı dediği kaç cinayet var?
- 1990-1996 yılları arasında Doğu’da ve Güneydoğu’da işlenen faili meçhul cinayetlerin yüzde 80-90’ının böyle bir yapı tarafından yaptırıldığını anlatıyor.
n Faili meçhuller devam ettikçe siz de 4653’e ekleme yaparak devam edecek misiniz?
- Son dönemde yine bazı olaylar yaşanmaya başladı biliyorsunuz. Bu begeselin bir yıl içerisinde ikinci bölümünü çekmek veya güncellemek istiyoruz. Sayı da gittikçe yükselecek. Ama elbette temennimiz böyle birşeyin olmaması.
O DÖNEM GÖLGEDE KALDI
İlk defa bu belgeselle ortaya atılan iddialar veya izleyicinin ilk defa bu belgeselde duyacağı şeyler var mı?
- Tanıkların anlattıkları bana çok yabancı gelmiyor. Ben o dönemde lise öğrencisiydim, yolda yürürken yanınızdaki kişi pat diye yere düşüp ölüyordu. Bu bölgede yaşayan pek çok kişiye de yabancı gelmeyecektir. Ancak kamuoyu o dönem hakkında çok fazla bilgilendirilmedi. O dönem çok fazla aydınlatılmadı. Türkiye’nin batısında yaşayan vatandaşların bu olaylar hakkında ne kadar bilgisi var, yaşadıklarımızı ne kadar sorgulayabiliyoruz?