45. yıl sürprizi

Neden beş yıl beklediniz yeni albüm için?
- Beş sene içinde birikti şarkılar. Bu albümde 14 şarkıya yer verdim ama aslında elimde 30-40 şarkı var. Solo albüm olduğu için biraz gecikti. İnsanların üç-dört şarkı yapıp “Diğerlerini cover yapalım” dedikleri bir dönemde 14 şarkılık bir albüm yaptım ben.

Ama albümlerin bir satmama durumu var...
- Satmaması, üretimi durdurmanın bir mazereti değil. Buna sığınmak doğru olmaz. Üretmek lazım. Bu sektördeki dalgalanmalar 18’inci yüzyılda da olmuş. Mozart da evinin kirasını ödeyememiş ama bestelerini durdurmamış. Tabii biz üçüncü dünya ülkesiyiz ve burada işler başka türlü yürüyor...

Müzikte 45 yıl... Nasıl geçti bu kadar zaman?
- Şimdi anlatmaya başlasam, sabaha biter. Hep müzikle geçti 45 yıl. Uzun süre Grup Doğuş’la çalıştım, sonra bestelere yönelik bir yaşama başladım ve bir sürü şarkı yaparak bugünlere kadar geldim.

CUMA VE CUMARTESİ GÜNLERİ SAHNEDEYİM

45’inci yıl şerefine mi çıktı “Yaşamın Gözlerin Kadar Güzel Olsun”?
- Aslında yola öyle çıkmamıştık ama denk geldi. Albümü yaptık, sonra bir hesapladık, öyle çıktı.

Albümün oluşum süreci nasıl geçti peki?
- Bu gördüğünüz yer, Sakman Club, aynı zamanda bizim stüdyomuz. Gece kayıtlarımızı burada yaparız biz. O kayıtlardan en beğendiğimiz yorumları topladık. Albümdeki şarkılar, bu sahnede çalınmış şarkılar.

Sakman Club’da hangi günler sahneye çıkıyorsunuz?
- Cuma ve cumartesi. Diğer günler başka gruplar sahneye çıkıyor.

Albüme ismini veren şarkının bir hikâyesi var mı?
- Bu benim hikâyem ama şarkı ortaya çıkınca herkes kendi hikâyesine yakıştırır, şarkı da o zaman bir anlam kazanır. Birisi dinlerken benim hikâyemi umursamaz, şarkıyı kendi hikâyesiyle özdeşleştirir. O yüzden hikâyelere girmiyorum ben.

AŞK, SAYGI DUYMAKTIR

Yaşamın gözlerin kadar güzel olsun... Eski sevgiliye böylesi iyi bir dilekte bulunmak, gerçekten takdire şayan...
- Günümüzde böyle şeyler çok azaldı. Biz de bunu düşünerek, bu şarkıyı öne çıkardık. İnsanlar neden bu kadar itiyor birbirlerini, anlamıyorum. Sevgi ve romantizm, bütün çağlar boyunca insanların temel direği olmuştur. Aşkın kendisi, karşıdaki kişiye saygı duymaktır. Bunların hatırlatılması gerekiyor. Yeni albüm de bu mesajı veriyor.

Siz yaptığınız her şarkıda mesaj kaygısı güder misiniz?
- Müzisyenler, çağlar boyunca aşk temasından yola çıkarak mesajlar vermiştir. Bir mesaj olmadan, kavramın içi boşalır ve insanlar onu sevmez. Şarkı da dinlenmez, bir kenara atılır.

BENİM MÜZİĞİM MASUM GELİYOR

Sanki yıllardır geri planda durmak istemişsiniz gibi bir izlenim var, doğru mu bu?
- Hayır, öyle bir şey yok. Benim müziğim fazla masum geliyor insanlara. Daha hoyrat, daha köşeli ve abartılı sözler duymak istiyorlar. Bana “Türk gibi değil” diyorlar yaptığım müzikten dolayı. Ama her şey de pop müzik değil ki! Benim babam halk ozanı, ben türkünün içinde büyüdüm. Halk müziğini benim kadar kimse sevemez ya da bilemez. Ama toplum beni böyle bir kalıba sokup, bir kenara atıyor. Oysa ben de varoşlara gidip şarkılarımı söylemeyi isterdim. Onlara önemli olduklarını, birbirlerine değer vermeleri gerektiğini, aralarındaki aşkların da şarkılarımdaki gibi olduğunu anlatmak isterdim.

Bunun için bir halk konseri vermeyi düşünmediniz mi?
- Olsa, o halk gelse... Arada büyük bir kopukluk var. Başka hayatlar yaşıyorlar, küfürlü müzik dinlemekten hoşlanıyorlar. Ben bunu yapamam. Çünkü 7 yaşındaki çocuk da dinliyor o şarkıları. Bu laflarım halka değil ama, halkın yıldızlaştırdığı kişilere. O sorumluğu onların taşıması lazım. Daha doğru mesajlar vermeleri gerek.

KENT OZANI
Çağdaş ozan diyorlarmış size...
- “Çağdaş ozan” abartılı bir tanım, “kent ozanı” diyorlar bana. Ben kentsel bir yerde yaşadığım için elime gitarı alıp kendimi ifade ediyorum. Kırsalda yaşasaydım bağlama çalardım, bir şekilde kendimi ifade edecek yol bulurdum.

KALİTESİZ İŞLERİ ALLAYIP PULLAYIP SUNUYORLAR

“Yaşamın Gözlerin Kadar Güzel Olsun”, RecBySaatchi etiketiyle çıktı. Ercan Saatçi çok ilgi gösterdi albüme, hâlâ da gösteriyor. Fotoğrafları çekti, montajı yaptı. Klibi de o yönetti zaten. Şu an tek müzisyen yapımcı o görünürde. Zaten dünyaya bakıldığında da, müzisyen yapmalı yapımcılığı. Müzikte şimdi gelinen nokta kalitesiz... Kalitesiz işleri allayıp pullayıp sunuyorlar insanlara. Müziğimiz dünyada yok.