40'ımı geçtiğim için bana bebek vermiyorlar

Güncelleme Tarihi:

40ımı geçtiğim için bana bebek vermiyorlar
Oluşturulma Tarihi: Mart 29, 2013 14:36

“Sabah 08.00’de işine giden, akşam 20.00’de evine dönen bir kocam olsun” diye dua ediyordu. Dileği kabul oldu, Okan Kurt’la tam da hayal ettiği gibi bir hayat kurdu. Şimdi tek bir isteği var, o da evliliklerini taçlandıracak bir bebek. Demet Akalın, bebek özlemini ve hakkında merak edilen her şeyi Elele dergisine anlattı.

Haberin Devamı

“Popstar” yarışmasında jüri koltuğundasınız. Bu proje için ne kadar heyecanlısınız?                     

- Elemelerde vardı ama şu anda deli bir heyecanım yok. Biraz pimpirikliyimdir. Kılık kıyafet derdim var şu anda sadece. Kimseden lafınızı esirgemiyorsunuz.

Yarışmacıları da terletecek misiniz?   

- Kimseyi terletme niyetinde değilim. Sonuç itibariyle oradan güzel bir iş çıksın istiyorum. Elemelerde bir-iki azar işittikleri oldu yarışmacıların. Elleri cebinde şarkı söyleyenler vardı. “Bize yoksa şarkıya saygınız olsun bari” dedim. Ama bizimle vakit geçirdikçe törpüleniyorlar.

Jüride çok önemli isimlerle bir araya geldiniz, bu sizi heyecanlandırdı mı?

- Bülent (Ersoy) Hanım sağ olsun, en son elemede bizi üç saat bekletti. Ben biraz iş disiplininden yanayım. Bu mankenlikten gelen bir alışkanlık. Mankenlik yaptığım zamanlarda, dizi çekimi için sete ışıkçılarla birlikte giriyordum. Ve saatlerce bekliyordum. İnsan bari bir saat sonra çağırır değil mi? Sinirlendiğim bir gün sevgili Samim Değer, “Sen ne olursa olsun vaktinde gel, hiçbir zaman kaybetmezsin. Kazanan her zaman sen olursun” demişti. Bazen olamıyor o ama ben yine saygısızlık etmemek ve kimsenin vaktini çalmamak için o saygıyı gösteriyorum. Karşımdaki büyük olsa bile ondan da aynı saygıyı bekliyorum.

STAR HAYATI YAŞAMIYORUM

Yaz ayları, sahiller resmen şarkılarınızla bütünleşti. Yaz yaklaşıyor, yeni bir albüm çalışması var mı gündemde?


- “Giderli 16”nın önünü kesemiyoruz. Gerçekten çok güzel gidiyor. İki gün önce dördüncü ayını doldurdu. Çok iyi gittiği için de patronum “Bu yaz yeni albüm yapmayalım” diyor. Zaten şu anda bütün Türkiye “Türkan”ı dinliyor. O yüzden artık bu işin yazı kışı kalmadı. Hatta iki gün sonra Gökhan Özen’le olan şarkıma klip çekeceğim, üstelik beraber oynayacağız.

Sizin şarkılarınızı bir adım öne çıkaran şey ne oluyor?

- Ah onu bir bilsem zaten... Matematikten kaçıyorum şarkı alma konusunda. Çok büyük isimlere gittiğim zaman bazen “Al bunu gazoz reklamında patlatırız”, “Al bunu maçlara düşer” diyorlar. O anda “İyi günler” deyip oradan uzaklaşıyorum. Çünkü bir şeye matematiksel bakarsan samimiyeti kaybolur ve ben orada olamam. Eğer şarkı kalbime dokunup burnumu sızlatacak bir şeyse alırım. Öyle alıp cebe koyduğum bir sürü şarkım var.

Şarkılarınızın yanı sıra açıklamalarınızla da gündemdesiniz. Kendi kendinize bir şey söyleseniz bile olay oluyor. Bu durumdan rahatsız oluyor musunuz?

- Magazin basınına karşı bir rahatsızlığım yok. Bugün dışarıda konuşmayan ünlüler veya dizi oyuncuları, Instagram’a fotoğraflarını yüklüyor, Twitter’da kendi sosyal çevrelerine sürekli bir şeyler yazıyor. Bu bana çok samimi gelmiyor. Mankenlik yaptığım dönemden beri basınla sıcak bir ilişkim var. Aslında olay ne biliyor musunuz; star hayatı yaşamıyorum. Kendimi şımarttığım zamanlar oluyor ama normal hayatımı saklamak için çaba sarf etmiyorum. Herkes gibi yaşıyorum. İlk albüm yaptığım zaman bu polemikler başladı. İnsanlar bana laf attı ve ben cevap verdim. Bu üstüme yapıştı. Polemiklere bu kadar cevap vermem aslında hiç iyi bir şey değil, çünkü bir sürü insanı mezarından çıkardım, gündeme taşıdım. Aman neyse ben magazinden de, hayatımdan da şikayetçi değilim, gayet memnunum.

UYUDUĞUM ZAMANLAR DIŞINDA HEP TWITTER’DAYIM

Hakkınızda gerçek olmayan bir şey yazıldığında ne yaparsınız?


- Twitter’da, birkaç gazetenin tirajı kadar takipçi sayım var. O yüzden artık yanlış bir şey çıktığı zaman oradan cevap yazıyorum. Twitter’ı gazete gibi kullanıyorum. Zaten bu aralar gezmiyorum, sosyal bir hayatım kalmadı. Eşimden dolayı erken yatıyorum. Vakti zamanında sabah 08.00’de işine giden, akşam 20.00’de evine dönen bir kocam olsun diye çok dua etmiştim. Şükür dileğim kabul oldu.

Twitter’ı en aktif kullanan isimlerden birisiniz...

- Çok erken kalkıyorum ben. Sabah kocamı işine yolladıktan sonra da hemen gece soru soranlara cevap yazıyorum. Gün içinde de bu durum devam ediyor. Aslında uyuduğum zamanlar dışında ben galiba hep Twitter’dayım.

Eşinizin sosyal medyayla arası nasıl?

- Hiçbir şeyi yok. Tanıştığımız zaman Facebook’u vardı. Sonra ikimiz de kapattık.

KENDİME GÜVENSİZLİĞİM YÜZÜNDEN MÜZİK SEKTÖRÜNE GEÇ ADIM ATTIM

Dövmelerinizden birinde “Hayatımın her anı bir karar anıdır” yazıyor. En doğru ve en yanlış kararlarınız neydi hayatta?


- En yanlış kararımı söyleyeyim önce; keşke müziğe çok çok önceden, en başından başlasaydım. En doğru kararım ise; müziğe başlamam oldu. 16 senedir albümlerim çıkıyor ama benim yıldızım 2005’te parladı. Hayatım boyunca utangaç bir yapıya sahiptim. Lisede biri bana sevgili olmayı teklif ettiğinde utanıyordum. Babasız büyüdüğüm için gündüz geçtiğim sokaktan akşam geçmiyordum. Anneme laf gelmesin istiyordum. Şimdi bile bir mekâna girdiğimde 30 kere ruj sürmek için yerimden kalkmam. Ama tabii o zamanlar hayata başka bakıyordum. Kendime güvensizliğim yüzünden müzik sektörüne geç adım attım. Ama sonunda doğru yolu buldum. Sonuçta her şey insanlar için. Özel hayatımda da her yaşadığımdan bir pay çıkardım. Bu yüzden pişmanlık duyduğum bir geçmişim yok.

Aşkınızda nasıl bir dönemdesiniz?

- En huzurlu dönemdeyiz. Okan (Kurt), ilk sevgili olduğumuz zaman beni bir kafeye götürmüştü. Sürekli konuşup bir şeyler anlatıyordu. Bense içimden “Allah’ım ne boş konuşuyor. Ben bu adamla evleneceğim” diyordum. Şimdi ona anlatıyorum “Hadi canım” filan diyor. Yani aslında ben onu en başından beri tanıyordum. Neye kızacağını, neye delireceğini biliyorum. O da öyle. Adam pazar günleri bile maçları benimle seyrediyor. “Git PlayStation mı oynayacaksın, halı saha maç mı yapacaksın, ne yaparsan yap” diyorum, gitmiyor. Bence insanın kendine ait bir dünyası da olmalı ilişkide ama Okan bundan yana değil.

EVDE HİZMETÇİM YOK YEMEĞİMİ KENDİM YAPARIM

Bir kadının eşinize yan gözle baktığını gördünüz...


- Öyle ortamlara girmiyoruz biz, rafine bir hayatımız var. Girsek bile Okan böyle bir olay yaşanmasına izin vermez.

Oldu da yaşandı...

- Müdahale etmem. Sadece geri çekilip Okan ne yapıyor diye bakarım.

Evde nasıl bir hayatınız var? Yardımcılar var mı, kendiniz mi hallediyorsunuz işlerinizi?

- Benim evde sence kaç tane hizmetçi olabilir?

Olmayabilir...

- Hiç yok. Sadece ütümüze ve evi toparlamaya gündüzleri bir teyzemiz geliyor. Ben bütün yemeklerimi kendim yapıyorum. Okan’ın düzenini kendim sağlıyorum. Sabah kahvaltısını da ben hazırlıyorum. Aslında klasik bir hayatım var. Sadece akşamları şarkı söylüyorum. Mesela dün akşam, çekim hazırlıkları manikür-pedikür filan gece yarısına kaldı. Okan uyudu koltukta. Çekip Twitter’a koydum. Çünkü ben konuşuyordum, o uyuyakalmış. Belki bin tane tweet geldi üzerine; “Bizde de şu anda aynı senaryo var, niye bu kocalar ellerinde kumanda, spor programı izlerken sızarlar?” diye. Gerçekten farklı bir hayat yaşamıyorum. Zaten evinde düzeni sağlayamazsan hayatta dengede kalamazsın ve o zaman işler tehlikeye girer. Başka dalgalara gidersen, kendi mutsuzluğunu yaratırsın. Ben bu yaşıma kadar uyuşturucu filan görmedim mesela. Bir votka-tekila içerim artık onu da çok fazla içemiyorum.

EĞER O BEBEĞİ ALDIRMASAYDIK DAHA BÜYÜK SORUNLAR YAŞAYACAKTIK

Vefalı biri misinizdir?

- Çok küçük bir yerde büyüdüm. Zaten hâlâ aklım hep Gölcük’tedir. Annemler, yeğenler, kuzenler herkes orada olduğu için 15 günde bir oraya gidip hepsini ziyaret etmeye çalışıyorum. Aile bağlarını koparmayan insanların hayatta daha başarılı ve mutlu olduklarına inanıyorum. Çok kalabalık bir ailede büyüdüm ama kendi aileme bunu yansıtamadım. Bebek değil, kariyer dedim her zaman. Bebeği bu kadar geriye itmenin sebebi de çok iyi bir anne olacağımı bilmemden dolayıydı. Çünkü o zaman kariyerimi geri plana atacaktım.

Hayattan karşılığını alamadığınız bir şey olduğunu düşünüyor musunuz?

- Geçen sene hamileliğimi sonlandırmak zorunda kalmıştım. Ondan sonra da bir türlü hamile kalamadım. Çok uğraş verdik bunun için, hâlâ veriyoruz. Ama bir-iki aydır ilaç almayı bıraktım.

Neden hamileliğinizi sonlandırmak zorunda kaldınız?

- Tamamen sağlık problemlerinden dolayı aldırdık. Yukarıdakiyle bir bağlantı kurduğuma inanırım hep. Eğer o bebeği aldırmasaydık muhtemelen daha büyük sağlık problemleri yaşayacaktık.

Sağlık problemleriniz neydi peki?

- Kistlerim vardı. Hepsini aldırdık, bir sürü tedavi gördüm. O yüzden bebek mevzuunda bir yerlere erişmek istiyorum artık. Şu anda hayattan istediğim tek şey anne olmak. O mutluluğu tatmak istiyorum. Doğru adamı bulmuşken, bu kadar mutluyken, mutluluğumuzu artırmak istiyorum. Onu daha çok mutlu etmek istiyorum. Onun dışında Allah ne istediysem verdi.

YAŞASIN KÖTÜLÜK!

Bir Tweet’iniz dikkatimi çekti. Şöyle demişsiniz: “Bir de sahte mutlu kadınlar var; metreslerinden haberdar olanlar.” Bu cümle kimi hedef alıyor?
- Aaa ne zaman yazmışım bunu? Bir haber okuyup üzerine yazmış olabilir miyim acaba? Gönderme yapmışım ben burada yahu! Ama inan hatırlamıyorum kime yaptığımı. Öyle hayat yaşayanlar varsa, okları üstlerine alabilirler. Kim bilir kime yazdım. (Gülüyor) Yaşasın kötülük!

Haberin Devamı

OKAN, EVLAT EDİNMEYE PEK SICAK BAKMIYOR

Evlat edinmeyi düşünüyor musunuz?


- Düşünüyorum ama Okan pek sıcak bakmıyor. 40 yaşımı geçtiğim için bana bebek vermiyorlar. 7-8 yaşlarındaki çocukları evlat edinebiliyorum. Eşim benden genç olduğu için onun daha fazla şansı var. Okan’ın kanalından gideriz belki diyordum ama o hiç böyle bir şey olsun istemiyor.

Taşıyıcı anneyi kabullenebilir misiniz?

- Ona da sıcak bakıyorum. Ama bizim sorunumuz artık öyle bir şey değil. Aslında sorun da kalmadı ortada. Çok tedavi gördüm. Şu anda her şeyin yolunda olması lazım ama değil! Yani her şey tamam sonuç yok. Of! Sanırım bu durum biraz psikolojikmiş. Yazın çok kilo almamın ve veremememin sebebi de hamilelik için tedavi görmemdi. Çok fazla ilaç kullandım. Şu anda o ilaçları bıraktım. Çünkü çok zorladığımı, kafamı sadece bununla meşgul ettiğimi gördüm. Belki sakinleşirsem her şey yoluna girer diye umut ediyorum.
                                              

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!