40’ıncı kadın Selin Denizli

Güncelleme Tarihi:

40’ıncı kadın Selin Denizli
OluÅŸturulma Tarihi: Mart 08, 2003 00:00

Devrim Sevimay, Elektra Kadınlar kitabında terk edilen 39 kadının öfke ve erdem arasında gidiÅŸ geliÅŸlerini anlattı. Birinci kadından 39'uncu kadına gelindiÄŸinde, kadınlar ayrılık konusunda kendilerine ve çevrelerine daha az zarar verir hale geliyordu. Ancak ne kitap ne de kadınların bu yol alışı burada bitmiyor. Çünkü Elektra Kadınlar, interaktif, doÄŸurgan bir kitap. Yazar, kitabının devamını getirmek üzere Türkiye'de yaÅŸayan bütün kadınlara, kitabının son sayfasında bir çaÄŸrı yaptı: EÄŸer 40. Kadın olmak istiyorsanız bana yazın! 40. kadın olacak 40 kadını kendisine gönderilen öyküler arasından seçecekti. Sevimay ÅŸimdiye kadar kendisine ulaÅŸan öyküler arasından 10 tane 40'ıncı kadın seçti. 40. kadınlarla konuÅŸmak istediÄŸimizde bize verdiÄŸi isimlerden biri Selin'di. Yazarın verdiÄŸi numaradan Selin Hanım'ı aradık. Ondan gönderdiÄŸi yazısını ve bir fotoÄŸrafını istedik. Telefondaki Selin, ‘‘Benim gazetenizde pek çok fotoÄŸrafım var. Gerçi onlar kaçarken, göçerken çekilmiÅŸtir ama...’’ deyince ayıldık: Karşımıza çıkan Selin Hanım adına magazin haberlerinde rastladığımız, Futbol dünyasının tanınmış hocası Mustafa Denizli'nin kızı Selin'di. Ä°ÅŸin rengi deÄŸiÅŸmiÅŸti. Onunla röportaj yapmak, neden böyle bir yazı yazdığını, 40. kadın olmak istediÄŸini sorduk. Artık onunla etraflıca konuÅŸmak kaçınılmazdı. Yazar Devrim Sevimay ise Selin'in kim olduÄŸunu bizden öğrendiÄŸinde, ÅŸaşırdı. ÇaÄŸrısına cevap veren ilk kadındı Selin Denizli. Önce sevgilisi Mehmet'ten ayrıldığında duyduÄŸu acıyı anlattığı, ‘geri dön’ diyen bir yazı yazmış. Ä°ki ay sonra da ‘‘Acı çekerek büyüdüm, artık ayaklarımın üzerinde durabilirim’’ dediÄŸi ikinci bir yazı. Bu tam da yazarın savunduÄŸu ÅŸeydi: ‘‘Acı çekmeniz gerekiyorsa çekin, büyüyün ve 40'ıncı kadın olun.’’ Selin artık bir 40'ıncı kadındı. Ãœstelik Mehmet de geri dönmüştü.Senin ilk hikayen neyi anlatıyordu?- Birinin gidiÅŸiyle kendine dönen bir kadın var. Suçlayan öfkeli bir kadın, öfkesinin gerçek sebebi yarım kalmışlık. Canı yanıyor, canı yanınca can yakmak istiyor. Dolayısıyla bulabildiÄŸi en yakın ve kendi canını yakmış olduÄŸunu düşündüğü baÅŸka insanlara yöneliyor. Bu bir kız çocuÄŸuysa babası oluyor. Burda hem onu rol model olarak almak var hem büyük nefret var. Yani hem aşık babasına, hem nefret ediyor. Adam gidince hesabı o verecek diye soluÄŸu babasının yanında alıyor. Benim gözümde bu hikaye sadece elektralığa geçiÅŸ süreciydi. Çok öfkeliydi. Ama bu kadın bu acıyla büyüdü. Sevmekten vazgeçmedi. Kendini sevmeyi de öğrendi. ‘‘O gitse ben yaÅŸayamam, gel yoksa doÄŸamayacağım’’ diye hayatını endeksleyen bir kadının doÄŸumunu tamamladığını düşünmüyorum. O adam sadece gitmeyebilir, ölebilirdi de o zaman kime öfkelenecektim? Peki sonra ne deÄŸiÅŸti?- Mehmet geri döndüğünde ilk söylediÄŸi ÅŸey sana aşığım oldu. Ben agresif bir insanım, o ise ‘‘ben yapamam senin gibi yaÅŸayamam’’ dedi. Ben eski mantığımla ‘‘Ne kadar bağırırsan o kadar kontrol altına alırsın’’ derdim. Şımarık büyüdüm. Her istediÄŸini almaya alışmış bir çocuktum. Ama karşındakinin bir etiketi yok ki, satın alasın. Kendimi törpülemediÄŸim için biten iliÅŸkilerimde bir daha beni istemediler. Ondan önce kimse için savaÅŸmadım. Eskiden yangın varsa kaçmaya çalışan ben, bu kez savaÅŸtım ve kendime ‘‘o yangını sen çıkarmayacaksın’’ dedim. Susmayı öğrendim. Ayrılık sürecinde neler yaptın?- En beter duygulardan biri yarım kalmışlık. ‘‘Şunu da yapacaktım’’ diyorsun ama adam yok. Her gece barlara gittim, duysun da kızsın diye. Ben olsam sevgilimin gittiÄŸi barı, basardım. Halbuki o öyle bir adam deÄŸil. Bana bunlar sevgi gösterisi gibi geliyordu, ona göre ise saçmalık. Bir hafta New York'ta kaldım. O sıralar yeniden aramaya baÅŸlamıştı. Sonunda tekrar 'gel' dedi ve ben hemen o gün geldim. Ona da, kendime de, iliÅŸkiye de yeni bir ÅŸans tanıdım. O acı bana bunları yaptırdı. Ama artık ikimiz de baÅŸka insanlarız. Bir kere evlenmek ve çocuklarımın bir tek babası olmasını istiyorum. Åžimdi çok güzel giden bir iliÅŸkimiz var. EvliliÄŸe kesinlikle çok sıcak bakıyorum. Zaten oldum olası hep 'Bu benim evleneceÄŸim iliÅŸki olsun' diye baÅŸlarım. Atilla Ä°lhan 'tek başına yaÅŸanan bir özgürlüğü ne yapayım' diyor. Ben de iki kiÅŸilik yaÅŸamak istiyorum. SELÄ°N'Ä°N BÄ°RÄ°NCÄ° MEKTUBUAslında tanıdık duygulardı bana hissetirdiÄŸin. Ben 25 yıl yaÅŸamıştım, sen aylarca tekrarlamıştın: ‘‘Sinirlisin, aÄŸzından çıkanı kulağın duyuyor mu? Åžu haline bir bak...’’ Evet kesinlikle yeni deÄŸildi. Babamı hatırlatırdın bana. KonuÅŸurken, severken, giderken... Evet babam gibiydin.Giderken bile suçluyordun beni. ‘‘Senin her aÅŸkın ya karakolda biter ya hastanede, ben böyle yaÅŸayamam.’’ YaÅŸama o zaman peki tamam. Çalış daha çok daha çok çalış. Borsa endeksli bir aÅŸk hikayesi yarat yeni yaÅŸamında. Asla çıkışa geçmeyecek, istikrarı bulamayacak anılar biriktir kalbinde, sonra en düşük kurdan boz iliÅŸkini elinden çıkar sevgilini. Aragon yanılmış olmalıydı ben seninle edebiyata karşı çıkan bir aÅŸkı hayal ettim... Gittin... Git... Babama gideceÄŸim, beni kendime milyonlarca sorular sormaya sonra da ceza vermeye mahkum ederken ve benim kendimle yüzleÅŸtiÄŸim anda hayatımın arka kapısından pılıyı pırtıyı toplayıp kaçan adamları soracağım ona. Ona onun gibi insanları sevmeye beni alıştırdığı için bağıracağım, çok bağıracağım, aÄŸlayacağım avaz avaz. Senin bana ‘‘Yapma yeter!’’ dediÄŸin zamanlara inat aÄŸlayacağım.SELÄ°N'Ä°N Ä°KÄ°NCÄ° MEKTUBUOnsuz vardım, var olabiliyordum ve kendimi tanımaya baÅŸlayınca hiç de yalnız ve yıkılmış olmadığımı gördüm. Ä°nanın babamı bile akladım içimde O gidince.O geldi ‘‘Sana aşığım’’ dedi. Anlık bir duraksama, yokluÄŸunda olanlar gözümün önünde, çektiklerim, köpeklerime sarılıp uyuduÄŸum her gecem, saatlerce telefona baktığım günlerim, çalmadığında kapattığım, kapatıp duvara fırlattığım bütün telefonlarım hepsi, her ÅŸey.‘‘Hayır’’ diyorum. ‘‘Şimdi çıkmam lazım evden, lütfen sonra konuÅŸalım.’’Bana yaÅŸattıklarını yaÅŸayacağı için mutlu deÄŸilim, birilerinin üzüntüsünden zaferler kazanmak bana göre deÄŸil. Ãœstelik dürüstüm kendime, bunun için sözüm var. Seviyorum onu hálá.Hak ettiÄŸimi veriyorum. Rahatım, biraz sakin ve huzurlu. Telefonumu kapatıyorum, köpeÄŸimi alıyorum, yatağıma gidiyorum. Yarın güzel bir gün olacak.40. kadın olmak isteyenlere çaÄŸrıBu sayfayı okuyan sevgili kadın, sizden 40. Kadın olmanızı isteyeceÄŸiz. Size ‘‘Şimdi karşınızda olsaydı ona neler söylemek isterdiniz‘‘i yanıtlayacağınız bir sayfa vereceÄŸiz. Bu kez konuÅŸmak isterseniz hayatla ve belki de herkesten daha iyi hesaplaÅŸacağınızı görmekse arzunuz; o sayfayı lütfen bize postalayın. Ey 40. Kadın, ister bir adınız olsun, ister rumuzunuz. Bu yelpazede bir renksiniz; Bazen kahve, bazen de mavi...* www.literatürkitabevi.com.tr 40. Kadın butonu.DEVRÄ°M SEVÄ°MAY (Elektra Kadınlar'ın Yazarı)40'ıncı kadın, kamil kadınElektralaÅŸan kadın kalbi kırıldıktan sonra iliÅŸkisinden vazgeçemeyen, ama mevcut haliyle de iliÅŸkiyi kabul edemeyen; terk edildiyse, terk edildiÄŸini kabul edemeyen bir kadın. Diyelim ki kadın iyi bir iliÅŸki yaÅŸadı. Ama erkeÄŸin aÅŸkı bitti, artık anlaÅŸamıyorlar. Ya da ‘‘BaÅŸka birine aşık oldum’’ dedi. 40'ıncı kadın mayası olan kadın, derhal içine dönerek, içini onarmaya baÅŸlar. YaÅŸadığı iliÅŸkiye toz kondurtmaz, terk edilmeyi kötülük olarak algılamaz. Belki aÅŸkını kendi içinde yaÅŸatır, onu özel bir yere koyar. Bu kamillikle ilgili birÅŸey. Bunu ancak kendisini terbiye etmiÅŸ bir insan yapabilir. Bir de onu hálá seveceksiniz, sevginizi koruyacaksınız ama kendinizi de ondan uzak tutacaksınız, bu da zor. Elektralar bu ikisini karıştırırlar. Ya kötülerler ya da ona giderler, ümit besler, arar, sıkıştırırlar. Ama 40'ıncı kadın kendisini de koruyan, kamil kadındır. Çünkü ‘‘aÅŸk bitebilir de’’ görgüsüne sahiptir. Kötü bir olayla karşılaÅŸtığında efendice gitmesini bilmek... 40'ıncı kadının meziyeti bu. Bana 40'ıncı kadınları doÄŸu toplumlarında bulmak daha kolay gibi geliyor. Bizde acının felsefesi var, hüznü seven bir toplumuz. 40'ıncı kadın olunca artık gözünüz görüyor. Hayata daha çok deÄŸer veriyorsunuz.SELÄ°N HANIM CESUR VE AKILLIBana ilk 40'ıncı kadın mektubunu gönderen kiÅŸi olması nedeniyle de Selin Hanım'ın benim için ayrı bir yeri var. Kendisi çok cesur ve akıllı bir kadın. Ayrıca bir Elektra'nın nasıl 40'ıncı Kadın'lığa adımlar attığının en iyi örneklerinden biri. Selin Hanım artık herkesi affediyor, canını acıtan sevgiliyi hálá seviyor, ama o çok sevdiÄŸi adama 'hayır' demesini becerebiliyor, çünkü artık kendisini de daha çok seviyor. Bu kadar güzel ve iyi bir kadın elbette ki kendisini terk eden sevgilinin de çekim merkezi olmuÅŸ. Sizden öğrendiÄŸime göre yeniden denemeye karar vermiÅŸ Selin Hanım. Bence de denemeli. Ama sevgilisine de tatlı bir anımsatmada bulunmak isterim: Selin Denizli artık eski tanıdığı Selin Denizli deÄŸil. Umarım bütün geliÅŸmeleri 40'ıncı Kadın kitabında okuyacağız.ELEKTRA KÄ°MDÄ°R?Elektra Kadınlar'ın yazarı Devrim Sevimay, mitolojide, adı neredeyse öfke ve intikam ile özdeÅŸleÅŸen Elektra'yla kitabın adının sadece simgesel bir bağı olduÄŸunu ve bugünkü kadın haline bir yakıştırma olduÄŸunu söylüyor. Psikolojideki Elektra kompleksiyle ise hiç bir ilgisi yok.ÖTEKÄ° 40. KADINLARArtık gider misin sofrayı toplamalıyımAdam yerdeki bıçakları, boÅŸ içki ÅŸiÅŸelerini ve kadının bedeninin her yanındaki kesiklerini görünce dehÅŸete kapılmıştı. Tam 17 gün geçmiÅŸti. 'Ben sana ne yapmışım böyle' dedi ve olduÄŸu yere çöktü. Bir ara adamın gözü sofraya takıldı. Düzenli, özenle kurulmuÅŸ ama üzerindeki herÅŸey bozulmuÅŸ, kokmuÅŸ ve çürümüştü, rakı hiç açılmadan olduÄŸu yerde duruyordu çünkü kadın sofrayı toplamamış hatta hiç ellememiÅŸti, kurduÄŸu günkü gibiydi ve onu bekliyordu. Adam çaresizlik içinde onu hastaneye götürmeye çalışıyor ve bir yandan da piÅŸmanlıktan aÄŸlıyordu. Kadınsa sadece iÄŸreniyor ve 'bana acıyor' diye düşünüyordu. Ona tek bir cümle söyledi kadın: 'Artık gider misin sofrayı toplamalıyım.'LAVÄ° (Ä°zmir- Evli) KaybediÅŸ Yıllar önce, yarım yaÅŸanmış bir iliÅŸkiydi ikimiz için de. Birlikte olabilmemiz için hiçbir engelimiz yoktu o zamanlar. En azından yasal olarak... Ama olmadı, kendimi ona sevdiremedim, onu bunca severken. Aradan on yıl geçti, yeniden karşılaÅŸtık. Bu kez her ÅŸey bize karşı olmasına raÄŸmen, kaçınılmazı yaÅŸadık. Yıllarca hayal bile edemeyeceÄŸim kadar sevdi beni. Ben de onu-yeniden ve daha yoÄŸun bir ÅŸekilde... Bundan kaçınmam mümkün deÄŸildi, bu benim tek hayalimdi. Bu kez de sevgi yetmedi... Engeller ağır bastı. Seni hálá görmeye devam ediyorum aslında. Bazen bir çay, kahve içimi, yarım saat bile olsa... Bundan vazgeçemem... Ä°ÅŸte o zaman kimseye verecek bir ÅŸeyim kalmaz sanırım. Ama ben en çok bizi özlüyorum...Sevgilisine hediye seçtikOnu tanıdığımda 17 yaşındaydım ama ondan önce nasıl bir hayatım olduÄŸunu soracak olsanız hatırlamayacak kadar çok sevmiÅŸtim. O sadece sığınacak birilerini arıyordu, sırtını dayayıp güvenebileceÄŸi birileri gerekiyordu ona. Yeni bir savaÅŸtan çıkmıştı. Bense hiçbir ÅŸey aramıyordum. Aşıktım. Derken bir gün ona ağır gelmeye baÅŸladığımı söyledi. Beni haksız ÅŸeylerle suçlamaya, benden uzaklaÅŸmaya baÅŸladı. Bu defa ben de yorulmuÅŸtum artık. Kabul ettim ve ayrıldık. Bir daha dönmedik birbirimize. Sadece bir gün yeni kız arkadaşına aldığı hediyeyle ilgili soru sormak için aradı beni ve ayrılalı henüz 2 ay olmuÅŸtu. Ne mi yaptım? Yardım ettim ona.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!