4 konuda ‘Ne olacak bu dünyanın hali’ toplantısı

Güncelleme Tarihi:

4 konuda ‘Ne olacak bu dünyanın hali’ toplantısı
OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 15, 2004 00:00

1- Beslenmemizde kesinlikle kötü giden bir ÅŸeyler var. Zengin ülkelerde gıda bugüne kadarki en ucuz dönemini yaÅŸarken, besinle baÄŸlantılı hastalıklardan ötürü gerçekleÅŸen prematüre ölümler de artıyor. 2- Tarımdaysa, toprak, su ve biyoçeÅŸitlilik hiçbir zaman olmadığı kadar baskı altında. ÇiftliÄŸi çevreye duyarlı hale getirmek ve bu ÅŸekilde üretim yapan çiftçileri ödüllendirmek gerek. Bunlar daha çok kar elde ettiklerini görmeli.3- Yoksul ülkelerdeyse durum daha da feci. Afrika’da yetersiz beslenme artık olaÄŸan hale geldi. Hindistan’daysa, beslenmeyle tetiklenen diyabet hızla yaygınlaşıyor. Çiftçilerse, zengin dünyanın gönderdiÄŸi gıda yardımlarıyla boy ölçüşemiyor.4- Temmuz ayında dünyanın her tarafından gelen uzmanlar, çok büyük ihtiyaç duyulan yeni fikirlerini tartıştılar. Bu kötü gidiÅŸe son vermek için mutlaka çıkış yolu getirecek yeni fikirlere acilen ihtiyaç olduÄŸu saptandı.OBEZÄ°TEEn büyük soru olan ‘Ölümüne mi yiyoruz?’ sorusuna verilecek en kısa yanıt, evettir. SanayileÅŸmiÅŸ toplumların, ÅŸeker, yaÄŸ ve tuza hücum ettikleri ve bunun kaçınılmaz sonucu olarak da obeziteye, kalp hastalıklarına ve prematüre ölümlere daha fazla yakalandıkları artık bir gerçek. Dahası, geliÅŸmekte olan ülkeler de bu ‘modayı’ takip etmeye baÅŸladılar. Avrupa Komisyonu’nun SaÄŸlık ve Tüketici Koruma Birimi Genel Sekreteri Robert Madelin, Avrupa’da günlük kalori alımının son 30 yılda 300 kilokaloriden 3 bin 400’e yükseldiÄŸini söylüyor. 2 büyük bardak kolaya eÅŸit olan bu deÄŸer çok görünmeyebilir, ancak iÅŸte bu çözümleme bizi mahvoluÅŸa sürüklüyor. Avrupa’nın saÄŸlık harcamalarının yüzde 10’u aşırı ÅŸiÅŸmanlığa gidiyor.Londra’daki City Ãœniversitesi'nden Tim Lang’e göre, birçok veri, çok yiyip az spor yapmanın büyük tehlikeler getireceÄŸini ortaya koyuyor. Halka ‘saÄŸlık eÄŸitimlerini dikkate alın’ çaÄŸrısı yapılırken, birçok uygulama bunun tam tersi nitelikte. ÖrneÄŸin, AB Ortak Tarım Politikası (CAP), çiftçilere daha fazla yaÄŸlı gıdalar üretmeleri için para veriyor. Bu saçma. Projeler iyi, ancak halkın pek umurunda deÄŸil. DoÄŸru beslenme üzerine tavsiyeler var, ama pek çok insanın bunu uygulamıyor: Damak tadı, rahatlık ve fiyat, saÄŸlıklı beslenme kararlarını etkiliyor.Halkın beslenme alışkanlıklarını deÄŸiÅŸtirmek için gösterilen çaba, gıda endüstrisini deÄŸiÅŸtirmiyor. Gıdaya baÄŸlı hastalıkların artmasını tamamen ÅŸirketlere yüklemek de haksızlık. Ä°kinci Dünya Savaşı’ndan beri, gıda sektörüne, üretimi arttırması ve fiyatları azaltması söylendi. Asıl yanlış, bunun altında yatan politikalarda yatıyor. Yepyeni bir yön getirilmeli, ancak bu ne? Teknik ayarlamaların yapılması bir seçenek olabilir. Besinlerin neden olduÄŸu hastalıklarla baÄŸlantılı genler tespit edilir ve insanları, bu hastalıklardan koruyacak gıdalar saÄŸlanır. Sektörün çok fazla para akıttığı bu alana ‘nutrigenomic’ deniyor Yiyecek sektörü nasıl ileri nasıl götürülecek? YaÄŸlara vergi koymak bir seçenek olabilir, yağın gıdalar içinde saptanması da çok kolay deÄŸil. Ama iyi bir fikir: ‘McDonalds ve Coca Cola, her yıl reklamlara 1.7 milyar dolar harcıyor. Ä°ÅŸte bu reklamlara vergi konulabilir.’Gıda ÅŸirketleri, paralarını ve iÅŸ güçlerini, insanları daha saÄŸlıklı beslenmeye yöneltmeye çaÄŸrılmalı. Ama ABD dışında, bu tür ÅŸirketlere dava açılması çok iÅŸe yaramıyor. Yine de, Amerika dışında da çalışan küresel ÅŸirketlere karşı açılan davalar, dünyanın pek çok yerinde geniÅŸ yankı uyandırıyor. SÃœRDÃœRÃœLEBÄ°LÄ°RLÄ°KSanayileÅŸmiÅŸ ülkelerdeki çiftçiliÄŸin öyküsü için, kararlı bir baÅŸarı ya da tamamen bir baÅŸarısızlık denebilir. Aslında her ÅŸey ne taraftan baktığınıza baÄŸlı. BaÅŸarı, çok miktarda ucuz gıdadır. BaÅŸarısızlıklarsa, küçük, kár getirmeyen pek çok çiftliÄŸin kapatılması ve tarımsal alanların büyük bir kısmının fakirleÅŸmesidir.Essex Ãœniversitesi'nde Çevre ve Toplum Merkezi BaÅŸkanı olan Jules Pretty, çiftçiliÄŸin topluma getirdiÄŸi faydaların mutlaka görülmesi gerektiÄŸini vurguluyor. Olumsuz etki: ekinlere zarar veren hayvan ve böcekleri öldüren kimyasallara, su kaynaklarına ve daha birçok yere toplam 1.5 milyar sterlin harcandı.Bunun tüm suçlusu sistem. Günümüz tarımının dayandığı tek bir ÅŸey var: daha fazla üretmek. Çiftçiler, aslında toprağı sürmek, topraktaki karbon oranını düzenlemek ve selleri engellemek gibi daha pek çok deÄŸerli iÅŸi de yapıyor. Sürdürülebilir bir tarımı geçerli kılmanın bir yolu: çiftçilere yaptıkları her fazladan iÅŸ için para ödemek. Tüketici ile çiftçi arasındaki kopukluk var. Halkın, topraÄŸa karşı ilgisi bitti. ‘Yiyecekler nasıl üretiliyor, fazladan neler yapılıyor, bilmiyorlar. Bu nedenle de daha fazla para vermek istemiyorlar’. Bu baÄŸlantıyı yeniden nasıl kuracağız? Halk bilinçlendirilmeli. ÖrneÄŸin, kentte yaÅŸayan tüm çocuklar için çiftlik gezileri düzenlenebilir. ‘Tüketiciye gıdayı üreten ilk fabrika gösterilmeli’.Sürdürülebilir çiftçilik, mali açıdan kár da getirebilir. Çevreyi ve ÇiftçiliÄŸi Ä°liÅŸkilendirmek (LEAF) adlı örgüt tarımla uÄŸraÅŸanların çevreye duyarlı yöntemler kullanarak çiftliklerini daha üretken hale getirmelerine yardımcı oluyor. Bu tür yöntemler, toprağın yapısını koruyarak karbonu saklar ve erozyonu engeller.‘Yeni bir tarla ve gıda etiÄŸine’ ihtiyacımız var. Her yiyecek aldığımızda, seçimimiz, dünyanın bir yerlerinde çiftlikleri, doÄŸayı ve toplumları ÅŸekillendiriyor. Bu her gün ama her gün yaptığımız en siyasi tercih. KOMÄ°SYONCU-ARACI KALKIYORSanayileÅŸmiÅŸ ülkelerdeki gıda sistemlerinin bir özelliÄŸi, komisyoncuların gücüdür: bunlar, gıdayı iÅŸleyen ÅŸirketler ve büyük süpermarket zincirleridir. Bu oyunculara karşı 3 suçlama getiriliyor: 1) merkezi dağıtımla inanılmaz uzaklıklara mal taşıyarak kirlilik yaratıyorlar; 2) fiyatları indirerek çiftçilerin daha az kazanmalarına neden oluyor ve 3) çiftçinin tüketiciyle iliÅŸkisinin önünü tıkıyor. Yeni geliÅŸtirilen fikirlerse bu görüntüyü deÄŸiÅŸtiriyor. Fransa gibi ülkelerde çiftçiler, ürünlerini doÄŸrudan müşteriye satma gibi bir geleneÄŸe sahipken, Ä°ngiltere, ABD ve Ä°rlanda’da bu yöntem 20 yıl önce yeniden keÅŸfedildi. Bunun sonucunda çiftçiler yılda milyonlarca sterlin kazanmaya baÅŸladı. Temmuz ayında, Avrupa Sürdürülebilir Gıda Sistemleri Ağı yani AlimenTerra kuruldu. AlimenTerra’dan Clive Peckham, komisyoncuların ortadan kaldırılarak, piyasalarda paranın yeniden çiftçilerin eline verildiÄŸini belirtiyor. Para, tamamen kırsal kesime teslim edildi, yerel yemek kültürü diye bir kavram desteklendi ve çiftçiyle tüketici arasında bir güven oluÅŸturuldu.Ä°ngiltere-Hollanda merkezli dev Unilever ÅŸirketi, armut, domates ve çay gibi ekinlerin sürdürülebilir gıda zincirlerini oluÅŸturdu. Åžirket, yararlı çiftçilik uygulamaları, toprağın üretkenliÄŸi veya kaybı üzerine alınması gereken önlemler, zararlı böceklerin kontrolü ve hatta projelerinin, yerel ekonomiye etkileri üzerine kitapçıklar yayımlıyor. Sonuçlarsa, WWF gibi çevre örgütlerince deÄŸerlendiriliyor. Unilever, çok fedakar bir ÅŸekilde mi hareket ediyor? Tam olarak deÄŸil. Unilever için araÅŸtırmaları yürüten Steve Parry’ye göre, ÅŸirketin kendi geleceÄŸini kollaması mantıksız deÄŸil. Peki, bazı malların tüketiciye ulaÅŸması için kat ettiÄŸi onca gereksiz uzun mesafelere ne demeli? Merkezi Ä°ngiltere’de bulunan Transport 2000 örgütünden Tara Garnett, gıdanın ülke çapında taşınmasıyla, bu ülkedeki karbondioksit emisyonlarının yüzde 3.5’unun üretildiÄŸine dikkat çekiyor. Yiyecekler ne kadar uzaÄŸa taşınırsa o kadar çok emisyon açığa çıkıyor. Her ÅŸey göründüğü kadar basit deÄŸil. Ä°ngiltere’de seralarda yetiÅŸtirilen domatesler, karbondioksit emisyonuna o kadar çok katkıda bulunuyor ki, bu domatesleri güneÅŸle birlikte büyüdükleri Ä°spanya’dan ithal etmek çok daha akıllıca. Yerel kaynaklardan elde edilen et yararlı. YiyebileceÄŸimiz en fazla enerji içeren besin ettir. Bu yüzden, havuçlarımızın ne kadar çok mesafe kat ettiÄŸini düşünmeden, aldığımız besinlerin tümünü gözden geçirmeliyiz.ÜÇÜNCÃœ DÃœNYA’NIN DURUMUAfrika tarımı genel olarak ‘tehlikede’ bilinir. Kıtanın yüzde 65’i yaÅŸamını çiftçiliÄŸe baÄŸlamış durumda olsa da, Afrika dünyanın en fazla yetersiz beslenen nüfusuna sahip. Uluslararası Çevre ve GeliÅŸim Enstitüsü’nden Camila Toulmin’e göre, çizilen bu resim yanlış. Afrika’daki küçük iÅŸletmelerdeki sürdürülebilir tarım bir patlama gerçekleÅŸtirdi ve geniÅŸ ölçekli hasatlar yapılıyor. Aile çiftlikleri, Batı Afrika’daki tarımının sürekli bir geliÅŸim göstermesinde kesinlikle merkezi bir rol oynuyor. Bu küçük ama baÅŸarılı çiftlikler, 2 veya 80 kiÅŸiye kadar çıkan aileler tarafından ekiliyor. Toulmin, ‘küçük çiftlikler, geri kalmış ve talepleri karşılayamıyor; modern, büyük ölçekli çiftliklerse, verimliliÄŸin önünü açıyor’ inanışına karşı savaşıyor. ‘Bu yanlış. Birçok büyük ölçekli çiftlik, çok kısa bir süre içinde iflas ediyor.’Küçük çiftlikler, hem ham maddelerinin kaynaklarını hem de ürünlerinin alımını kontrol eden ÅŸirketler tarafından büyük baskı görüyor. Ayrıca bu çiftlikler, dünyanın geliÅŸmiÅŸ çiftçilerine, 330 milyar dolara varan ve ticaretin biçimini bozan devlet yardımlarıyla haksız yere kollanan uluslararası piyasalarla da karşı karşıya. Yalnızca ABD’de, bu yardımlar yıllık 15 ile 20 milyar dolar arasında deÄŸiÅŸiyor ki, bu oran, tüm Afrika’nın tarım ihracından da fazla. Dünya Bankası’nın bilim adamı Bob Watson: ‘Avrupa’nın Ortak Tarım Politikası (CAP) ile ABD Tarım Ödemeleri, gereÄŸinden fazla gıda üretimine, bu gıdanın ucuz yiyecek olarak uluslararası piyasalarda ve özellikle geliÅŸmekte olan ülkelerde fiyatının düşürülmesine, ve dolaylı olarak da bu ülkelerin ihracının kökünün kazınmasına neden oluyor.’Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!