Güncelleme Tarihi:
Klima mikrobu olarak bilinen ‘legionella pneumophila’ klimaların filtre sistemlerinde, uygun nem ve ısıda çoğalıp buralardan ortam havasına dağılır. Havaya dağılan bu bakterinin solunum yolu ile kişilerin vücuduna girmesi sonucu hastalık oluşur. Bu hastalığa ‘lejyoner hastalığı’ denir. Bakteri klima sistemlerinin yanı sıra otel, hastane gibi büyük yapıların su sistemlerinde (su depoları, su dağıtım kanalları, termal banyolar vb.), çamurlar ve kaplıcalarda bulunabilir.
KİMLER İÇİN DAHA RİSKLİ?
Normal bağışıklık sistemine sahip sağlıklı bireyler klima mikrobuna maruz kalsalar bile çoğu kez enfeksiyon gelişmez. Ancak altta yatan bir hastalığı olan veya immün sistemi zayıf bireylerde hastalık daha sık görülür ve ciddi seyir gösterip ölümle bile sonuçlanabilir. Hastalığın gelişebilmesi için risk faktörleri; sigara kullanımı, kronik akciğer hastalığı, ilerlemiş yaş (>50 yaş), alkol bağımlılığı, immün sistemin baskılanmasına neden olacak ilaç kullanılması (kortizon ve benzeri ilaçların kullanımı), immün sistemi baskılayan hastalıklar olarak sıralanabilir.
HASTALIK NASIL SEYREDİYOR?
İnsandan insana bulaşmaz. Tipik zatürreden farkı, kuru öksürük dışında akciğer şikayetleri ön planda değildir. İlk 48 saat içinde halsizlik, kırgınlık, yaygın kas ağrıları, şiddetli baş ağrısı, huzursuzluk ve ateş vardır. Bulantı, kusma, karın ağrısı gibi sindirim sistemi bulguları ortaya çıkabilir. Hastaların ilk bulgusu ateş ve ajitasyon, konsantrasyon bozuklukları hatta koma hali gibi nörolojik bozukluklar da olabilir.
TANI NASIL KONULUR?
Öncelikle kuru öksürük, kas ağrıları, ateş, şuur değişikliği gibi akciğer dışı şikayetleri ön planda olan hastalarda lejyonella hastalığı akla gelmesi gerekir. Grafide, akciğerin alt kısımlarında iltihaplı alanlar ve akciğer zarında sıvı birikimi görülebilir ancak; klinik ve radyolojik bulguları spesifik olmadığı için, tanı koyabilmek amacıyla klinik semptomların başlangıcından yaklaşık üç gün sonra idrarda lejyonella antijeni bakmak gibi özel tanı yöntemleri kullanılmaktadır.
TEDAVİ
2-3 hafta süreyle antibiyotik kullanılır.
ALINACAK TEDBİRLER
Bakterilerin öldürülmesi için ozonlama, ultraviyole ışıma metodu, klorlama, bakırgümüş iyonlaşması ile ısıtma ve hızla akıtma yöntemi gibi yöntemler uygulanır.
Klimaların yıllık periyodik bakımlarının yapılarak filtre değişimi mutlaka yapılmalıdır.
Duşlar, duş başlıkları ve musluklar rutin olarak temizlenmeli, tortulardan kireç ve biofilm tabakalarından arındırılmalıdır.
Oteller için her sezonda kaloriferlerin çalışmaya başlamasından önce ve sezon bitiminde olmak üzere yılda en az iki kez, kalorifer sıcak su filtreleri çok yüksek klor düzeyleri 50 ppm ile 2 ile 4 saat dezenfekte edilmelidir.
Sıcak su her zaman son kullanma noktasında 50–60°C derece arasında tutulmalıdır.
Soğuk su her zaman 25°C’nin altında tutulmalıdır (Özellikle yaz aylarında Akdeniz bölgesindeki yapılar için önemlidir).
Otel odalarında özellikle misafir olmadığı zamanlarda her gün musluk ve duş başlıklarından birkaç dakika süreyle su akıtılmalıdır.
Su depoları, soğutma kuleleri ve su boruları, bütün görülebilir lokalizasyondaki elemanlar ayda bir incelenmeli ve hepsinin sağlam ve sızdırmaz olduğundan emin olunmalıdır.
Salgın hastalıklara yaklanmamak yaklandığımızda ise çabucak iyileşmek için güçlü bir bünyeye ihtiyacımız var. İşte bu nedenle beslenmenize de çok dikkat etmeliyiz. Gerektiğinde vitamin takviyesi almak bizi enfeksiyonlara karşı bir miktar koruyabilir.
Benzer bilgiler ve daha fazlası için 365gun.com’a tıkla.