Oluşturulma Tarihi: Ağustos 26, 2005 00:00
İndirim sezonunun sonuna geldik ama başında da durum pek farklı değildi zaten: İndirimde küçük beden giysi bulunamıyor. Birkaç gün önce Marks&Spencer’da bir hırka beğendim, raftaki en küçük beden 20 (İngiliz sistemi) idi. Ben 8 beden giyiyorum, hesap edin artık.Kazara askıda bir tane 36 veya 38 beden görürseniz hemen sevinmeyin. Muhtemelen içine girmeye çalışan bir 40 beden tarafından yan dikişleri patlatıldığından veya fermuarı bozulduğundan orada kalmıştır. Ya da indirimin en ateşli günlerindeki itiş kakış sırasında yere düşmüş, üzerinden 20-30 kişi geçmiş ve her yanı lekelenmiştir. Tabii bir de sahne makyajı yaptıktan sonra alışverişe çıkanlar var. Bu kişiler en açık renk ve dar yakalı üstleri denerler ve yüzlerindeki makyajın bir kopyası da giysiye çıkar. Buradan mağaza yöneticilerine sesleniyorum. Lütfen tüm soyunma kabinlere birer küçük eşarp koyunuz da, fondöten ve rimel lekelerinin önüne geçiniz.Buraya kadar, indirim döneminde doğal seleksiyon ile ortadan kaybolan küçük beden giysilerden bahsettim. Fakat bir de açıklanamaz biçimde ortadan kaybolanlar var. Mağaza o sabah indirime girmiş, gidip bakıyorsunuz küçük bedenler tükenmiş bile. Sanırsınız buhar olup uçmuşlar. Ancak bu durumun da sırrına vakıf oldum sevgili okurlar. Sık sık aynı yerlerden, hatırı sayılır miktarda alışveriş yapan insanlar var. Müdavimi oldukları mağazanın ne zaman indirime gireceğini önceden kestirebiliyorlar. İşte bu kişiler indirimden birkaç gün önce mağazaya gidip beğendikleri parçaları indirimde satın almak üzere ayırtıyorlarmış. Mağazanın indirime girdiği günün sabahı da önceden hazırlanmış poşetlerini alıp çıkıyorlarmış. Firmalarla konuşunca böyle bir uygulamaları olmadığını, münferit durumların da önüne geçmeye çalıştıklarını söylüyorlar ama böyle bir uygulama aslında var. Fakat bunun için bir mağazanın devamlı müşterisi olmanız, hatta iş bitirici bir satış görevlisiyle de samimiyet kurmanız gerekiyor. Öyle kapıdan girip de, karşınıza çıkan ilk kişiye ‘Duydum ki iki gün sonra indirim varmış, bana şuradan iki pantolon, beş tişört ayırın ben indirime girince gelip alırım’ demekle olmuyor. Önümüzdeki indirim sezonu için şimdiden çalışmaya başlayın isterseniz. 240 bin dolar çalan kadın alışverişkoliğim dedi kurtulduOlay ABD’nin Şikago kentinde geçiyor. Andersen Danışmanlık şirketinde çalışan 51 yaşındaki Elizabeth Roach, üç yıllık bir zaman zarfında işyerinden 240 bin doların üzerinde parayı kendi hesabına geçirdi. İşlediği suç ortaya çıkınca, mahkemede hakime ‘Ben alışveriş bağımlısıyım, tedavi olmam lazım’ dedi ve hapse girmekten kurtuldu. Roach, Andersen Danışmanlık’ın ortaklarından biriydi ve yılda 150 bin dolar maaşla çalışıyordu. Ancak kredi kartlarının toplam borcu yüz binlerce doları bulmuştu. O da, alışveriş faturalarını kocasından sakladı ve şirketin hesabından kendi hesabına para aktarmaya başladı. Üç yıl sonunda hesabına aktardığı paranın miktarı 241 bin 61 doları bulmuştu. Yaptıkları ortaya çıkınca, mahkemede kendini ‘Alışveriş bağımlısıyım, kendime engel olamıyorum’ diye savundu. Bölge yargıcı, Roach’u beş yıl göz hapsine mahkûm etti. Böylece kronik depresyon ve saplantılı alışveriş sorunlarıyla baş etmek üzere psikiyatrik tedavisine devam edebilecekti. Roach şimdi alışveriş bağımlılığından kurtulmaya çalışıyor.
button