Güncelleme Tarihi:
Sibel ARNA
Hiçbirinin kendine ait bir satış noktası yok. Bu yüzden fırsat buldukça güçlerini birleştirip birlikte satış yapıyorlar. Bu kez Akmerkez onlara kucak açtı. 7 Nisan-20 Mayıs tarihleri arasında yenilenen alışveriş merkezi, görkemli bir moda etkinliğine ev sahipliği yapacak. Gelecekte isimlerini daha sık duyacağımız 35 tasarımcı, altı hafta boyunca “Akmerkez FashiOnAir” isimli organizasyonla tasarımlarını moda severlere ulaştıracak. Tekstilden endüstriyel tasarıma, aksesuvardan dekorasyona farklı kategorilerde yaratıcı işlere imza atan tasarımcılardan 13’ü bizim için biraraya geldi. Hem kendilerini hem de bu yazı nasıl gördüklerini anlattılar.
Gizem Akgönül (24) Markam aslında proje
Toronto Ontorio College’da endüstri tasarımı okudum. Markamın adı Glass House. Aslında bir proje. Moda, endüstri tasarımı, yemek ve müzik ortak bir paydada birleşecek. İlk adımı moda ile attık. İlk koleksiyonumda yalın bir şekilde kullanılmış ipek ve şifonlar bir arada. Elbiselerim görende dokunma isteği yaratıyor. 2010 yazında pastel tonlar ve modern kesimlere kaydım. Kadın vücudundan esinlendim, vurgulu kalıplar seçtim ve insanı acıktıran tatlı renkli uçuşan kumaşlar kullandım.
Güneş Dericioğlu (30) Sarhoş Koleksiyonu
Bilkent Turizm mezunuyum ama üniversiteden sonra sandalet ve giyilebilir takılar tasarlamaya başladım. Kendi adımla yaptığım çanta tasarımları son bir yılın ürünleri. Çantalarımı görenlerin tepkisi genelde şaşkınlık oluyor. Geometrik oyunların yanı sıra, tahta pleksi gibi malzemeleri alışık olmadığımız halleriyle kullanıyorum. Gece çıktığımızda kolay taşınan, içki içerken kola takılan ve kolayca form değiştiren “Sarhoş Koleksiyonu” adlı bir koleksiyonum var mesela.
Selin Ortaçlı (24) KİM, HANGİ HAFTA, NE SATACAK?
7-21 Nisan Haftası
Zeynep Tosun, Selingerie (iç Çamaşırı), Second Chance, Vanessa Raisa, Gül Ağış, Etcetura, Nazlı Bozdağ, Elif Cığızoğlu, Serhan Gürkan (endüstriyel tasarım), Parisistanbul (takı), Güneş Dericioğlu (çanta, ayakkabı)
22 Nisan- 5 Mayıs Haftası
Eda Akpınar, Zeynep Erdoğan, Nazlı Ceylan, Selim Baklacı, Gizel Akgönül, Berra Terzioğlu, Ceylah Zigoşlu, GB Style (tişört), Bige Köprülü (ayakkabı)
6-20 Mayıs Haftası
Burçak Ertem, Rojin Aslı Polat, Özlem Ahıakın, Magenta, Elif Ergin, Simaş Bülbül, Oye Bikini, Begüm Salihoğlu, Asu Aksu (dekorasyon), Asu Somer (dekorasyon), Zeynep Duygulu (ayakkabı), Gökçen Ataman (kedi köpek couture).
Kişiye özel iç çamaşırı
Yeditepe Üniversitesi İtalyanca Sanat ve Tasarım Bölümü’nden mezun oldum. Model bir anne-babanın çocuğu olduğum için küçük yaşlardan itibaren modellik yaptım. 2009’da kurduğum Selingerie Couture bir iç çamaşırı markası. Kişiye özel iç çamaşırı tasarlıyorum. Yılda iki kere çıkarttığım koleksiyonlarla sıradanlığa savaş açıyorum. Çok renkli ve bol aksesuvarlı parçalar tasarlıyorum. 2010 yazını nasıl yorumladığıma gelince... Vintage modası devam ediyor, desenli kumaşlar çok revaçta, pudra tonları bu sezona hakim. Ama ben pudra tonlarının yanında renklilikten de vazgeçmedim.
Zeynep Tosun (29)Chloe Sevigny gibi kadınlar
Türkiye’de işletme okuduktan sonra, İtalya Marangoni’ye moda tasarımı okumaya gittim. Mezun olduktan sonra Alberta Ferretti’de işe başladım. Bir sene sonra vize problemi yüzünden yurda dönüp İTKİB genç tasarımcı yarışmasında üçüncü oldum. Bir süre Esin Maraşlıoğlu ile çalıştım, kısa bir süre de Ece Ege’nin asistanlığını yaptım. Bir yıl önce kendi markamı kurdum. Bir hazır giyim, bir de couture koleksiyonum var. Tasarımlarımı görenlerin ilk tepkisi bu beni şişman gösterir oluyor. Daha çok modern, sanata yatkın, cesur, yenilikçi ve her şeyi giyebilen kadınlar için tasarım yapıyorum. Chloe Sevigny gibi bir kadın var hayalimde. 2010 yazında üstten dökülen tasarımlar yaptım. Floresan renkli aksesuvarlar kullandım. Seksi ve vücudu iyi olan kadınlar için jarseler, üste yapışan elbiseler tasarladım. Renkleri birbiri ile karıştırdım.
Eda Akpınar(25)En önemli özelliğim zamansızlığım
Tuvalet kağıdı rulolarından topuklu ayakkabı, ampullerden küpe yapan bir çocuktum. Milano’da Instituto Europeo di Design’da moda okudum. Nike İtalya’da genç moda tasarımcısı olarak çalıştım. La Perla için vitrin tasarladım. Markam EAK’yi 2007 yılında kurdum ama ilk koleksiyonumu 2008’de çıkarttım. Özgün, zeki, modern kadına hitap ediyor. En önemli özelliği zamansız tasarımlar olması. Sezon olmaksınız yıllarca giyilebilir olmasına çok dikkat ediyorum. 2010 yazında ten rengi ve haki yeşili hakim bence. Gösterişten uzak bir yaz geçireceğiz. Salopetler ve havuç pantolonlar gözdemiz olacak. Ben kendi koleksiyonumda trendleri detaylara gizledim. Vücut kıvrımlarını ortaya çıkaran kadınsı ama sert duruşlu pantolonlar herkesin dikkatini çekiyor.
Simay Bülbül (32) İşlemeli deriler, dekolte elbiseler
Dünyada gerçek anlamda var olduğumu fark ettiğim andan itibaren moda, tıpkı gölgemmiş gibi beni takip ediyor. Bournemouth Arts Institute / HND Moda Tasarım ve Pazarlama Bölümü’nden mezun oldum. Kendi markam Simay’ı 2005’te kurdum. Vazgeçemediğim tek materyal, deri. 2010 yazı rahat ve yalın bir tarz ile biçimlenirken sıcak renklerin verdiği tutkulu bir duruşu var. Sırt dekolteleri, transparan ince koton kumaşlar, asimetrik kesimler ve farklı kuplar bu sene moda. Aksesuvar yazın yine çok gözde. Kıyafetlerin ve stillerin tamamlayıcısı şapkalar, boyun aksesuvarları, çantalar ve en gözdesi halhallar. Koleksiyonum da bol deri işlemeli ince trikolar, dekolteli penye elbiseler ve nar çiçeği rengi baskın.
Gül Ağış (38) Modayı sanatla birleştiriyorum
Milano Marangoni’de moda tasarımı okudum, mastır yaptıktan sonra yedi yıl yurtdışında çeşitli markalarda tasarımcı olarak çalıştım. Bunun dört yılı Costume National’de geçti. Geçen yıl İstanbul’a dönerek kendi markamı kurdum. Avantgarde bir marka, sıra dışı olanla sanatı birleştiriyor.
Ceylan Zigoşlu (26)Asil, zarif ama muzır
Sabancı Üniversitesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümü mezunuyum. İstanbul Moda Akademisi’nde tasarım eğitimi aldım. 2010 yaz koleksiyonum benim sizlerle ilk randevum. İsmi de zaten First Date. Kadınlara ilk randevularında giymek isteyecekleri elbiseler tasarlıyorum. Asil, zarif ve muzır beni en iyi tanımlayan üç kelime. 2010 yazının ilk dikkat çeken yanı pastel renklerin altın renkleri ile kullanılması. Toz pembe bu yaz beyazın yerini alacak. Ben de bu renkleri kullanıyorum. Ayrıca düz kumaşları farklı dokularla birleştirerek boyut kazandırıyorum.
Serhan Gürkan (38) Mobilya ve insan ilişkisini sorguluyorum
İTÜ Mimarlık mezunuyum. Mimarlık ofisim var. Kendi adımı taşıyan endüstriyel ürünler tasarladığım markamı üç yıl önce kurdum. Elle Decor tarafından “Yılın Genç Tasarımcısı” seçildim. Tasarladığım objelerle mobilya ve insan ilişkisini sorguluyorum. Bu çekimde de kullandığımız parçalar Fetish koleksiyonuma ait. Önümüzdeki ay Milano’da da sergilenecek.
Selim Baklacı (24)Project Runway birincisiydim
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Tekstil mezunuyum. 2007’de yayınlanan Project Runway programında birinci oldum ve markamı o yıl kurdum. Bedensiz ve cinsiyetsiz durmayı amaçlıyorum. Tasarımlarım kadınlar için ama erkekler de giyiyor. 2010 yazı benim için biraz kaotik. Koleksiyonumun ismi fast couture. Sezonu iki boyutlu yorumladım ve ilk defa baskı kullandım.
Berra Terzioğlu (30) Yaz sıcağında daraltmıyorum
Kendimi özgür bir ruh olarak tanımlayabilirim. Tasarımlarıma bu ruhun, kumaşa dökülmüş halini taşıyorum. Kadının içinde kendini rahat ama seksi hissettiği tasarımlar yapıyorum. 2010 yazında marine teması üzerine odaklandım. Eğlenceli elbiseler yaptım. Rahat ve kolay giyilebiliyorlar. Yaz sıcağında daraltmıyor, serinletiyorlar.
Nazlı Bozdağ (27) Bütün derdim deriyle
Yeditepe Üniversitesi Moda Tekstil Tasarım mezunuyum. Markamı derinin farklı işlemlerden geçerek nasıl doku değiştirdiğini herkese kanıtlamak amacıyla kurdum. Deriden yaptığım tasarımlar farklı mekanlarda, farklı şekillerde giyilebiliyor. Tasarımlarımı görenlerin ilk tepkisi, ürünlerin çok sade olmalarına rağmen aynı anda çok gösterişli gözüktüğü yönünde. 2010 yazında modern kesimli bluzlar, yüksek belli şortlar, en önemlisi incecik deri elbiseler tasarladım. Tüm renklerin uyum içinde olduğunu göstermeye çalıştım.
Zeynep - Ayca Sadıkoğlu (27)Kendine güvenen kadınların mayosu
Amerika’da Johns Hopkins ve Haverford College’a gittik. Ayça film, medya ve sanat tarihi okudu, bense ekonomi ve İtalyanca. Bir süre New York’ta çalıştıktan sonra Oye’yi kurmak için İstanbul’a döndük. Bir Hindistan tatilinde, Jaipur’da gördüğümüz doğal taşlara hayran kaldık. Bu taşları nasil kullanabiliriz derken mayo fikri aklımıza geldi. Etrafta çok güzel takı ve kıyafet tasarımları var ki, bu alanda çok bir fark yaratamayacağımızı düşündük. Bizce mayoda eksiklik vardı. Oye kendine güvenen bütün kadınların markası. 2010 yazında mayoda canlı renkler ve yine monikiniler var. Bu sene fütüristik ve grafik mayolar çalıştık. Fuşya, turuncu gibi canlı renkleri kullandık.