Oluşturulma Tarihi: Kasım 07, 2004 00:00
BİR TESADÜF sonucu, cuma günü eski gazeteleri karıştırırken karşıma, 21 Ocak 1971 tarihli Milliyet Gazetesi çıktı.Tesadüflerin dili olabilir mi? Tesadüf deyip geçmeden önce kulak verin, tesadüflerin dili vardır, mutlaka size birşeyler söylerler.33 yıl önce yayınlanan Milliyet’in manşetinde öğrenci olayları vardı.Sayfanın sol altındaki resim, bir jandarmanın eşliğinde sarıklı çocukları gösteriyordu. Çocukların gözleri siyah bandlı. Fethiye ve Gördes’te Nur okulları basılmıştı.Türkiye hızla 12 Mart darbesine gidiyor ve zamanın Başbakanı Demirel, Abdi İpekçi ile söyleşisinde, ‘Rejim yürümüyor vazgeçelim düşüncelerini yadırgıyorum’ diyordu.Sayfanın sağ altındaki haberde ise Dışişleri Bakanı Çağlayangil’in Ortak Pazar ile ilgili düzenlediği basın toplantısına yer verilmişti. ‘Çağlayangil: Ortak Pazar canavar değildir’ başlıklı haberde Çağlayangil, Ortak Pazar’ın ‘gireni yutan bir Hıristiyan klübü olmadığına’ ikna etmeye çalışıyordu kamuoyunu.
Haber şöyle devam ediyordu: ‘Çağlayangil, Ortak Pazar’a girmekle Türkiye’nin takati üzerinde bir külfet yüklenmediğini, Yunanistan’dan çok taviz elde edildiğini belirterek, ortaklığa siyasal düşüncelerle değil, ekonomik faydalar sağlamak için girildiğini, bir bağımlılık içine düşmek endişesinin yersiz olduğunu söylemiştir. Çağlayangil, geçiş dönemi içinde Türkiye’nin Ortak Pazar’dan 220 milyon dolarlık kredi alacağını da eklemiştir.’Ve resimli bir haber daha vardı: ‘Apollo 14 mürettebatı ay yolculuğuna çıkıyor.’* * *APOLLO 14, Amerikalıların Ay’a üçüncü seferiydi. Ondan sonra üç sefer daha gerçekleştirdi Amerikalılar Ay’a. Geçen 33 içinde Mars’a kadar uzandı yolları.Soğuk savaş geriliminin, özellikle bizim coğrafyamızda en fazla hissedildiği 33 yıl önce, Avrupa’da tırmanışa geçen sol hareket ve Komünist Partilere karşı CIA, başta İtalya’da, terör ve karmaşa ortamı yaratan ‘önleyici saldırı’ operasyonları için düğmeye basıyor, Türkiye on yıl içinde iki darbe yaşıyordu. 33 yıl sonra biz, hálá asker-sivil dengesini tartışıyoruz.33 yıl önce sarıkla okula gidenler, yine çocuklarını sarıkla okula göndermenin yollarını arıyor.33 yıl önce Ortak Pazar’a girmemenin bedelini, o zamanlar bağımsız bile olmayan ülkelerin peşine takılarak ve bayağı zorlanarak ödüyoruz. Ve hálá, Avrupa Birliği’ne karşı çıkanlara, korkuların ne kadar yersiz olduğunu anlatmaya çalışıyor Bakanlarımız.Ve 33 yıl önceki gibi bu ülkede rejim konuşuluyor. Azınlık haklarından söz etmek rejim tartışmalarına yol açıyor. Tesadüfen karşıma çıkan gazete 33 yıla ayna tutuyor. Hayatımın yarısından fazlası. Kocaman bir örümcek ağına dolanmak, yoğunlaştığı fark edilmeyen bir denizde yüzmeye çalışmak gibi bir duyguya kapılıyorum. Ama tesadüfün dili, içime su serpiyor. Çünkü 33 yıl önce konuşamadığımız her şeyi artık konuşmamız gerektiğine inanıyoruz ve konuşuyoruz. Ve eminim 33 yıl sonra bugünkü gazetenin birinci sayfasına bakanlar, ‘Nereden nereye geldik’ diyecekler.
button