Güncelleme Tarihi:
Beni yok etmek isteyenler benimle beraber acı çektiler
İbrahim Tatlıses’le yaşadığı fırtınalı ilişkinin ardından hayatında yepyeni bir sayfa açan Asena’yla, uzun aradan sonra yeniden buluştuk. İki yıl önce, "Özgürlüğümü istiyorum" diye gözyaşları içinde feryat ederken bıraktığımız Asena’yı bu kez "Dünya starı olacağım" derken bulduk. Şu sıralar yeni bir dans şovun hazırlığında olan ünlü oryantal, Kelebek’e şok açıklamalarda bulundu.
İbrahim Tatlıses’in, "Ben bitti demeden bitmez" dediği günlerde sizinle bir araya gelmiştik. O zaman, yani iki yıl önce sizi gözü yaşlı bırakmıştık. "Özgürlüğümü istiyorum, eski Asena olmak istiyorum" diye feryat ediyordunuz. Şimdi her şey bitti mi, tamamen özgür müsünüz? - Tek başıma kaldığımda hálá ağladığım şeyler var aslında. Nedense gözümün yaşı bitmedi, zaman zaman akıyor. Ancak hayatımda değişmeyen bir tek şey var, uğruna savaştığım durum. Biliyorsunuz, ben özgürlük için savaşıyordum. Hálá kendimin ve tüm kadınların özgürlüğü için savaşıyorum. Bu anlamda davamda değişen bir şey yok.
Yani hálá İbrahim Tatlıses’le bağınız kopmadı mı, ondan mı söz ediyorsunuz? - Yok, yok yanlış anlaşıldım. Öyle bir şey yok. Ben hálá eski Asena olma yolunda ilerliyorum. Şu an eski neşem yerine geldi. O dönem kaybettiğim dostluklarım vardı mesela, onların birçoğuna yeniden sahip oldum.
Çok zorlandığınız da oldu. O zaman neler yaptınız? - Ben bir şey yapmadım, sabırla bekledim. Ne yapabilirim ki? Tabii ki çok zorlandım. Beni yok etmek istediler. Küçük balığım ya! Biliyorsunuz, her zaman büyük balıklar, küçük balıkları yutar. Ama bu küçük balık zehirliydi. Onun zehirli okları vardı. Yutmaya çalıştılar ama benimle birlikte acı çektiler. Küçük balık deyip geçmeyeceksiniz. Aslında ben daha çok halkın sevgisiyle ayakta kalabildim. İnsanların bana karşı sempatisi ve ilgisi bu zor günleri atlatmamı kolaylaştırdı.
KADINLARIN HİKAYESİ Bir dans şov hazırlıyorsunuz. Nasıl bir şey olacak, biraz detay verebilir misiniz? Yani Anadolu Ateşi formatında bir gösteri mi izleyeceğiz, yoksa daha farklı bir konsept mi hazırlıyorsunuz? - Yok, Anadolu Ateşi gibi değil. 20 tane kız, iki de erkek dansçımız olacak. Arkada da 24 müzisyenimiz bulunacak. Yani her şeyimiz canlı... Öyle kasetten çalınmayacak ve bu şov 2010 yılına kadar devam edecek. Ben bu şovun içine dünyadaki birçok dans türünü aldım, olağanüstü bir şova dönüştürdüm. Hepsi marka olmuş danslardan oluşan bir şey hazırlıyorum. İnsanlar izlerken hop oturup hop kalkacak. Bir an gelecek Amerika’daki sokak dansını izleyecekler, bir an gelecek kendilerini Mısır’da sanacaklar. Hepsi birbirine muhteşem geçişlerle sahnelenecek. Toplamda da dört oryantal dans gösterimiz olacak.
Bir hikayesi var mı bu şovun peki? - Tabii ki var. Birbirinden farklı dansları sergilerken, bir tek hikaye anlatacağım. Hikaye ise bir kadının neler yapabileceği üzerine kurulu. O kadın da benim...
Hayatınızı mı sahneleyeceksiniz? - Hayır, hayatımı değil. 11 yılın birikimini aktaracağım bu gösteriyle. O yüzden asla bensiz olmaz bu şov. Aslında şovun ismi "Dans eden kadın ve kadınlar..."
İki de erkek dansçı var demiştiniz. Onların görevi ne olacak? - Sürpriz, söylenmez! Bunlardan biri benimle dans edecek, diğeri de toplu gösterinin içinde yer alacak. Ben bu gösterinin iyi olması için çok çalışıyorum. Dansçıların peruklarından tutun, giyecekleri kıyafetlere kadar kendim ilgileniyorum. Mesela her dansçının 20 ayrı kıyafeti olacak. Bu da 20 ayrı dans demektir. Şu an bu kostümler çiziliyor. Bir tekstil fabrikasında da dikilecekler. İddia ediyorum ki bu şovu dünyada bir de Michael Jackson yapar. O da belki.
ÇOK ÜNLÜ BİR SPORCUYDUM Peki dansçıları nasıl bulacaksınız? - Aslında bu dansçıları, dağılan guruplardaki dansçılar arasından seçmek istedim. Ama her şeyi ile sıfır bir şov hazırlıyorum; müzikleri yeni, hikayesi yeni, dansları yeni, sahne dekoru ve kostümleri sıfır... Bunları düşününce dansçıların da yeni olmasına karar verdim. Dansçılar için gazete ilanı verdim. Dans yeteneği olan, aynı boyda 20 kadın dansçı seçeceğim. Hocalarımız da kısmetse "Benimle Dans Eder misin" yarışmasındaki Tunç Hoca ile Ömür Hoca olacak. Onlarla görüşmelerimiz devam ediyor. Bunların dışında bu şovun bambaşka bir özelliği daha var.
Nedir? - Her gösteriden elde edeceğim gelirin belli bir kısmını, el uzatılmayan, maddi sıkıntılar yüzünden bir şey yapamayan, kıyıda köşede kalmış yetenekli sporcu çocuklara yardımcı olacağım.
Bu çok güzel bir şey. Neden sporcu çocuklar peki? - Çünkü ben geçmişte böyle bir acı yaşadım. Almanya’da çok başarılı bir uzun atlamacıydım, derecelerim vardı. Sonra Türkiye’ye döndük. Lise yıllarında okul takımında voleybol oynuyordum. Hocalarım bana hep destek çıktı. Çünkü çok iyi bir sporcuydum. Voleyboldaki başarımı görünce beni bir kulübe gönderdiler. Bir büyüğümü yanıma alıp gittim, voleybol oynamak istediğimi söyledim. O an her şey filmlerdeki gibi oldu. Yüzüme bakıp güldüler. Beni ciddiye bile almadılar. Dalga geçerek antrenmana kalabileceğimi söylediler, kaldım. Ama beni oynatmadılar. Sadece koşturdular. Her şey bittikten sonra da o sezon adama ihtiyaçları olmadığını söyleyerek beni gönderdiler. Soyunma odasına ağlayarak gittim. Bir hademe gelip teselli etti ve bana "Evine dön, okuluna git kızım, buralara gelme. Buralarda başarılı olamazsın. Çünkü bu takımda oynayanların hepsi torpilli kızlar. Biri belediye başkanının kızı, biri valinin kızı, biri kulüp başkanının kızı. Seni aralarında barındırmazlar" dedi. Araştırdım, hepsi torpilliymiş. Ondan sonra da sporu bıraktım zaten.
Peki sizi kabul etmeyen o takım, hangi kulübün voleybol takımı mıydı? - Çok ünlü bir spor kulübünün kadın voleybol takımıydı. O kulüp yüzünden sporu bıraktım. Ama canıma deÄŸsin, onlar da hiç baÅŸarılı olamadılar. Çok ah ettim, olamayacaklar da!Â
Dans konusunda Michael Jackson’dan bile iyiyim
- Hazırladığınız şov konusunda çok mu iddialısınız? Dans işini benden daha iyi kimse yapamaz. Michael Jackson bile! Ve inanıyorum ki bu dans şov ile bir dünya starı olacağım. Ayrıca insanlar "Vay be, Türkiye’de bunlar da yapılıyormuş. Bu Türkler’in hazırladığı bir gösteri mi" diyecekler. Bu çok gurur verici bir durum olacak, çünkü işin içinde ben varım. İnsanlar bana çok inanıyor. Ben de adıma, hocalığıma, dansıma güveniyorum. Uluslararası bir şov hazırlıyorum. İddia ediyorum ki dünyada böyle bir şov yoktur. - Ne kadar bütçe ayırdınız şova? 300 bin Euro’luk bir bütçesi var. Sponsorlar ile görüşüyoruz, bugün yarın kısmetse anlaşacağız.
Şarkı da söyleyeceğim
Peki.. Şimdi yepyeni bir proje üzerinde çalışıyorsunuz. 2007 yılında hayata geçireceğiniz bu projenizden bahseder misiniz? - 120 dakikalık bir dans şov hazırlıyorum. Bu fikir, bu yıl yapılan Rumelihisarı konserleriyle başladı. Birisi bana "Senin şov yapma yeteneğin ve güzel de sesin var. Bir şov hazırla ve Hisar’da sahneye çık" dedi. Bunun üzerine ben de bu işi ciddi şekilde düşünmeye başladım. Sonra Rumeli konserleri iptal edildi ama ben projemi iptal etmedim. Bir işe başladım mı bitirmek isterim. Çalışmaları hiç ara vermeden sürdürdüm. 4-5 kişilik bir beyin takımıyla 11 yılımı, 120 dakikaya sığdırmaya karar verdim, sıkı bir dans şov hazırlığına başladım. Sürpriz yapıp şarkı da söyleyebilirim belki! Şimdi dansçı kızlar arıyorum. İsteyenler www.starasena.com adresine müracaat edebilirler.
YARIN
* Öz anne ve babasıyla neden görüşmüyor? * Kim tarafından sokak ortasında ölüme terk edildi? * Sevgilisi Serhat Fafal, ablasının nişanlısı mıydı?
                                Röportaj: Sema DENKER / Fotoğraflar: Sinan ÖZBALKAN