Güncelleme Tarihi:
UDLA akustik gitarın, sazla buzukinin, kemençeyle kemanın 30 yıllık birlikteliğine dayanan, iğne atılsa yere düşmeyecek kadar kalabalık dev bir sahne... Yeni Türkü’nün sahnesi... Yaylılar, ritim sazlar, baslar yerini alıyor ve sahneye ilk olarak 1978 yılındaki kadrosuyla Yeni Türkü çıkıyor. Derya Köroğlu, Zerrin Atakan ve Selim Atakan, seslerini duyurdukları ilk şarkı olan “Buğdayın Türküsü”nü söylüyorlar. Sahnedeki dev ekranda, o yıllardan kalma bir fotoğraf karesi, Andy Warhol’un elinden çıkmışçasına renkleniyor.
Bir ekrana, bir de 30 yıl sonraki hallerine bakıyorum istemeden. Zerrin Atakan’ın özgürce uzamaya bırakılmış saçları son dönem modasına uygun olarak kesilmiş, Selim Atakan yine aynı uzun boylu haliyle orada, Derya Köroğlu elinde sazı, aralara düşen beyazlara rağmen uzatıp serbest bıraktığı saçlarıyla duruyor. Ekrandaki resimler sürekli değişiyor. Aradan 30 yıl geçmesine rağmen “Aa bunlar onlar mı” demiyoruz. Gözler aynı gözler ama bakışlardaki toyluk, sertlik ve asilik gitmiş. Hayat adeta yenilemiş onları ve çoktan geride bırakmışlar gençlik telaşlarını...
Eşek parası istedi
ODTÜ yıllarına geri dönüp, grubun nasıl genişlediğini anlatıyor Derya Köroğlu. “Okulun köşesinde çok güzel gitar çalıyordu. Hemen teklif ettim” diyor Eftel Küçük’ün gruba gelişini anlatırken. Çok güzel kemençe çalan ama fındık toplamaya memleketi Giresun’a giden Tuğrul Bayrak’tan bahsederken “Film müziği yapacaktık. O zaman telefon yoktu, telgraf çektik. ‘Eşek parası yollarsanız gelirim’ deyip para yolladıktan sonra geldi kemençesiyle” diyor.
Tuncer Tarhan’ın yeri ise apayrı... Köroğlu onu sahneye çağırırken “Operacılardan daha yakışıklıydı” diyor. Gerçekten de öyle, sesiyle ve duruşuyla ayrı bir adam Tarhan. Gruba ismini veren Yaşar Miraç’a da teşekkür edildikten sonra onun kaleminden çıkan “Gurbete Kaçacağım”ı söylüyorlar. Ekranda yine fotoğraflar... 80’li yıllarda, bir grup üniversiteli genç... Duvarında kilim asılı bir evin salonunda yere oturmuş, dertlerini müzikle anlatmaya çalışıyorlar. Biz bunları düşünürken şarkıları bitiyor ve yıllar önce yerde oturup şarkılar söyleyen o gençler bugün ayakta alkışlanıyor.
Yeni Türkü’nün metamorfozu
Derya Köroğlu’nun ‘metamorfoz’ diye tabir ettiği değişimden sonra yeni nesil grup üyeleri geliyor sahneye. Yeniler daha antrenmanlı eskilere nazaran. Gece boyunca bütün sevilen şarkılar söyleniyor. Yaşadıklarını anlatıyor grubun değişmeyen, hep yenilenen tek üyesi Derya Köroğlu. Seyircilerin arasından bir kadın sessizliği fırsat bilip “Delilerrrr” diye bağırıyor. “Siz bilirsiniz” diyor Köroğlu alaycı bir ses tonuyla. “Fırtına”yı hep birlikte söylüyoruz. Bitiminde ise büyük alkış kopuyor. “Alkış desibeli en yüksek şarkı bu” herhalde diyorum. Başka bir kadın bu kez “Yağmurun Elleri” diye bağırıyor, “Doğru bildiniz” diyor ve bu şarkıda Barış Pirhasan ile Yıldırım Türker’in emeğinin geçtiğini söylüyor Köroğlu.
Tempo gittikçe artıyor, “Deliler” ve ardından “Cevriye Hanım” geliyor. Serdar Barçın’ın saksofon soloları ile yan flüt melodileri arasında iyice coşuyoruz. Alkış desibeli en yüksek şarkı unvanını “Cevriye Hanım” kapıyor. Konserin sonuna doğru sahneye çıkan Haris Alexiou, Yeni Türkü ile “Telli Telli”yi söylüyor. Şarkının bu yarı Türkçe yarı Yunanca versiyonunun sonunda ortalık adeta yıkılıyor. ,
Konserden notlar
Konserde Nejat Yavaşoğulları, Kutluğ Ataman, Naim Dilmener, Engin Günaydın, Murathan Mungan, Ahmet Hakan, Yekta Kopan, Sema Öztürk, Leyle Alaton ve Mehmet Günyeli de vardı.
Yeni Türkü ve Haris Alexiou “Olmasa Mektubun” şarkısında düet yaptı. Şarkıyı Türkçe ve Yunanca söyleyen ikiliden Alexiou, şarkının Türkçe sözlerini bir kağıttan okudu. Bu şarkının ardından Köroğlu, 30 yıla katkıda bulunan herkesi sahneye davet etti. Daha sonra hep birlikte “Telgrafın Tellerine”yi söylediler.
Haris Alexiou, sahneye çıkıp önce İngilizce “İyi akşamlar, burada olmaktan çok mutluyum”, daha sonra biraz bozuk bir Türkçe’yle “Teşekkürler Yeni Türki, teşekkürler Murathan Mugan” dedi.
Yaş ortalamasının 30-50 olduğu gecede 3 bin 500 kişi vardı.
Gece yarısına doğru süre kısıtlaması yüzünden konseri sonlandırmak zorunda olduğunu hatırlatan Köroğlu, yoğun alkış alınca “Artık bizi buradan polis mi kovar, kim kovar bilmiyorum ama biz sizi kıramayız” deyip konsere devam etti.
Derya Köroğlu’nun neredeyse grup kadar eski, kasasının cilası kullanılmaktan yıpranmış gitarının konser boyunca sık sık akordu bozuldu.
Sahneyi görüntüleyen kameraların sürekli Derya Köroğlu’nu göstermesi, bazı dinleyicilerin tepkisine yol açtı.
Gecenin daha sonra yayınlanmak üzere bir DVD’si çekildi.
Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nun oturulan bölümlerinde de sigara içmek yasaktı.