30 yıldır aynı kadınla evliyim

Güncelleme Tarihi:

30 yıldır aynı kadınla evliyim
Oluşturulma Tarihi: Mart 17, 2011 11:42

Brezilyalı ünlü yazar Paulo Ceolho dünyanın dört bir yanından davet ettiği misafirleriyle İstanbul’da buluşuyor. Her yıl başka bir şehirde, yemekli bir davetle kutladığı Saint Joseph yortusu için bu yıl İstanbul’u seçen yazar, eşi ve dostlarıyla birlikte 19 Mart gecesi Beyoğlu’nda olacak.

Haberin Devamı

 Davet için aylar öncesinden Türkiye’yi seçen ve bunu internetteki sayfasından duyuran Coelho, İstanbul ziyareti öncesinde son kitabı Elif’in basım tarihi öne çekilerek Can Yayınları tarafından yayıma hazırlanmasını da mutlulukla karşıladı. Coelho, hayranları tarafından büyük bir ilgiyle takip edilen paulocoelhoblog.com sitesinde Elif üzerine kendisiyle yapılan bir röportaj yayınladı. İşte Coelho’nun ağzından son kitabı Elif...

*Elif’te 2006 yılında inancınızı sorguladığınız bir dönemden geçtiğinizi söylüyorsunuz. Bu krizi başlatan neydi?
-İnanç durağan değil devingen bir şeydir. Ünlü bir Alman gizemci, caddede karşıdan karşıya geçmeden önce inançla dolu olduğunu, karşı kaldırıma geçtiğindeyse bütün inancını yitirdiğini birçok kez dile getirmiştir. Ancak ben bunu kriz olarak değil, inişli çıkışlı, normal bir davranış olarak adlandırıyorum. İnanç kemikleştiği takdirde anlamını kaybeder ve yobazlığa dönüşür. İnanç şüpheyle ve içsel sorgulamalarla beslendikçe büyür, gelişir. Tanrı sözdür, Tanrı eylemdir – ve bizim onunla ‘inanç’ adını verdiğimiz şekilde temas kurmamız da bu eylemin bir parçasıdır. Diğer bir deyişle, ruhani arayışım her gün yaptığım sorgulamalardan geçer. 2006’da olduğu gibi belli dönemlerde bu süreç uzasa da inancımı güçlendiren de işte budur.

Haberin Devamı

/images/100/0x0/55ea2922f018fbb8f86ef0a4
Tanrının varlığından asla şüphe etmedim

*Kitabın bir bölümünde kendinizi artık Tanrı’ya yakın hissetmediğinizi belirtiyorsunuz. Bu hissiniz bugün de mevcut mudur?
-Belli zamanlarda kendimi Tanrı’ya yakın hissetmemiş olmam kesinlikle onun daima yanımda olmadığı anlamına gelmemiştir. Söylediğim sadece benim bu hissi duyumsayıp duyumsamamla ilgilidir, yoksa varlığından asla şüphe etmiş değilim. Diğer bir deyişle, insan becerebildiği ölçüde hayaller kurar, fakat aynı insanın ruhu şöyle der: “Pekâlâ, zayıf düştüğün bu anın tadını çıkar, ama bunun bir saçmalıktan ibaret olduğunu sakın unutma – Tanrı seni hiçbir zaman terk etmedi ve asla da terk etmeyecek.” Yıllar geçtikçe insan bunun doğruluğunu daha da iyi anlıyor.
*Roman kahramanınız Hilal geçmiş bir hayatınızda sevgilinizmiş, fakat o sizi bu hayatında sevgilisi olarak görüyor. Bunu sorunla nasıl başa çıktınız?
-Ben 30 yıldır aynı kadınla evliyim ve bu sayede böyle durumlara çok daha soğukkanlı bir biçimde göğüs gerebiliyorum. ‘Yaş’ meselesi de önemli tabii: Aşk her şeyden önce tutkulu ve olgun bir ilişki gerektiriyor, ki zaten bugün Christina ile böyle bir ilişki içindeyim. Hilal ise tanıştığımızda 21 yaşındaydı (ama daha büyük gösteriyordu). Kısa bir süre önce e-posta üzerinden konuştuk: Hilal birlikte yaşadığımız tecrübe hakkında yazdığımı duyumsamış, böylece yeniden haberleşmeye başladık. Ona aşk hayatı hakkında herhangi bir şey sormadım, ama Tanrı’nın yakıştırdığı kişiyle eninde sonunda karşılaşacağına eminim.

Haberin Devamı

Kariyerinizin başlangıcında yazdığınız Hac ve Simyacı gibi kitaplar ruhani arayışa duyduğunuz müthiş ilgiyi yansıtıyordu. Elif’teyse “kutsal kitaplar, gönül gözüyle görülenler, kılavuzlar ve törenlerin” saçma şeyler olabileceğini ve etkilerinin kalıcı olmadığını düşünür hale geldiğinizi söylüyorsunuz. Bu sorgulamalarınızı ifşa etmeye korkmuyor musunuz?

-Hac kitabımdan ve Santiago de Compostela’ya yaptığım Hac’dan sonra hayatımın en büyük cevabını aldım: Olağanüstülükler olağan insanların yoluna çıkar. 1986 yılında, 20 yıl boyunca “sırlara, gönül gözüyle görülenlere” vs. inanmış bir haldeyken ustam J. bana gayet kesin bir şey söyledi: “Etrafına bak, gizli olan her şey senin için açığa çıkacak,” dedi. Hac kitabımı rehberime şu sözcüklerle ithaf ettim: Hacca başladığımızda gençliğimdeki en büyük hayallerimden birini gerçekleştirdiğimi sanmıştım. Sen benim gözümde büyücü bir D. Juan idin, bense olağanüstü olanın peşindeki Castañeda’nın efsanesini yeniden yaşıyordum. Fakat sen benim seni bir kahramana dönüştürme çabalarıma yiğitçe göğüs gerdin. Bu durum ilişkimizi müthiş zorlaştırdı ve sonunda Olağanüstü Varlık’ın Olağan İnsanların Yolu’na çıktığını anladım. Bugün, bu kavrayışın hayatımdaki en önemli hazine olduğunu, istediğim her şeyi yapmamı sağladığını ve bana daima eşlik edeceğini düşünüyorum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!