Güncelleme Tarihi:
* Öncelikle sizi yeniden objektif karşısına geçiren bu koleksiyonun hikâyesini öğrenebilir miyiz?
- Bu fotoğraf çalışması, Twigy ve Ipanema markalarının bir internet ağı ile yapacağı ortak kampanyası için yapıldı. Antalya’da, uzun ama keyifli bir çalışmaydı.
* Ya kendi koleksiyonunuz ne durumda?
- Finansörü ve ortağı olduğum tekstil koleksiyonumu kısa süre önce internet aracılığıyla satışa çıkardım. Dolayısıyla farklı bir heyecan yaşamaktayım.
* Daha önce de tasarımlar yaptınız. Halihazırda bir çocuk mağazanız ve internet satış ağınız var...
- Öncelikle kendi markam adına çalışıyorum. Bebek markamdan farklı olarak bu kez üreticiyim, ithalatçı değil. Ve bu markanın en önemli unsuru fiyat politikası; ulaşılabilir olmak birinci gayemiz...
* Moda kavramınızın içini neler dolduruyor?
- Dünyada her yıl açıklanan trendleri kişisel beğenilerimle harmanlayarak kendi modamı yaratıyorum. Bence moda, kişinin imzasıdır bir bakıma ya da kartvizitidir...
* “Moda beni değil, ben onu yönlendiririm!” diyorsunuz...
- Kişiselleşmemiş bir modadan bahsetmemiz mümkün değil. Aksi durumda “yorum” denen o değerli ayracı hayatta kullanamıyoruz demektir. Modanın yönettiği bir görüntü, kimliği oturmamış bir kişiyi temsil eder.
* Kendi stilinizi nasıl tanımlarsınız?
- Sade, tek renk, çarpıcı ve asil... Siyahtan asla vazgeçemiyorum; yaz-kış favori rengimdir... Beyaz ve kırmızı ise beni anlatan diğer renkler. İyi kesimli ceket, doğru kuplu pantolon hep zamansız dolabıma giren parçalardır.
* Deniz Akkaya dişi kavramının içini dolduran bütün nitelikleri taşıyor sanki; güzel, seksi, üreten, asi, başkaldıran, kendine güvenen... Başka hangi özellikler var?
- Çalışkan ve araştırmacı...
BAZEN GÜZELLİĞİN AĞIRLIĞINI YAŞADIM
* Güzel olmanın dayanılmaz ağırlığını mı, hafifliğini mi yaşıyorsunuz?
- Belli dönemlerde ağırlığını yaşadığım güzelliğin, mükâfatını şimdilerde bir hafifleme olarak, kadınlığımın en güzel döneminde yaşamaktayım.
* “Hayatının üçte birini kamera karşısında geçiren Akkaya’nın dalgaları 30 yaşıyla birlikte biraz durulmuş görünüyor” diye yazıldı...
- 30 yaş bir kadın için önemli bir dönemeç ve bu yaşın akabinde farklılıklar gözlenmesi herkes için olması gerekendir.
* 35’ine basmış ve şapkasını önüne koyup hayatıyla ilgili yeni kararlar almış bir Deniz Akkaya mı var?
- Bir süre önce aldığım kararlara sebat ederek istikrarlı bir sürecin meyvelerini topladığım bir dönemdeyim şu an. Yeni değil, eski heyecanından hiçbir şey kaybetmemiş, daha sakin bir Deniz var...
* Bu yaşamda tatminsizlik sorununuz var mı? Yoksa mutlu ve dingin misiniz?
- Yaşamayı seven biriyim ben. Hedefler bitmez ama sükûnetle, sabırla oya gibi işleyerek... Çok hayalim var ve şevkle onların arkasından koşuyorum.
ÖNCELİKLİ GÖREVİM KIZIMA SEVGİ VERMEK
* Ayşe’ye nasıl bir yaşam biçimi sunuyorsunuz?
- Öncelikli görevim ona sevgi vermek, sonrasında eğitimi geliyor. Günümüzde insani uyuşmazlıklarda en çok eğitimin eksikliğini hissediyoruz. Eğitim aldıktan ve artık bir birey olacak yaşa geldikten sonra Ayşe kendi kanatlarıyla uçmaya başlayacak. Sonrasında, hayatının geri kalanında onu desteklemek üzere kenara çekileceğiz.
* Babasıyla iletişimi nasıl?
- Her kız evlat gibi Ayşe de babasıyla içgüdüsel olarak beğeni ve hayranlık üzerine bir ilişki kuruyor. Disiplin ve kurallar daha ziyade benimle tanıştığı öğeler.
İNSAN AŞIK OLMADAN KENDİNİ EKSİK HİSSEDER
* Peki şimdi aşka ve sevgiye nasıl bakıyorsunuz?
- Aşk olmadan insan kendini başarılarında dahi eksik hisseder. Sevgi ise aşkın eğitimli hali bana göre. Eğitimli insan inanmadan önce sorgular, ikna edilmesi gerekir. Aşk bu durumda daha yabani bir duruş sergiler. Bana sorduğunuz soruya gelince, sevmediğim bir insana âşık olmam.