Güncelleme Tarihi:
İlk albümü “Nurtopu”nu 18 yaşındayken çıkaran şarkıcı, artık 30 yaşında olduğunu ve çocuk planları yaptığını söyledi: “30 yaş çok garip... Kendimi bir çocuk yapsam, ona bir şeyler verebilecek seviyede hissediyorum.”
Olgunluk dönemindeyim
Meyra, yıllardır hayalini kurduğu albümü sonunda tamamladı, “Meyra ve Dört Tenor” adıyla geçtiğimiz ay piyasaya sürdü. Şarkıcı, dünyaca ünlü tenor Mario Frangoulis’in yanı sıra Ferhat Göçer, Burak Kut ve Cemil Demirbakan’la yaptığı düetlere yer verdiği çalışmayı “Kariyerimin en güzel albümü” diye nitelendiriyor.
“Meyra ve Dört Tenor” albümüyle yeniden müzikseverlerin karşısındasınız. Bu albümü yapma fikri nasıl ortaya çıktı?
- Biliyorsunuz, ben soprano sese sahibim. Yıllardır yurtdışındaki gibi sopranolarla düetler yapmayı hayal ediyordum. Albüme başlama aşamasında DMC Müzik’ten Samsun Demir’e bu hayalimden bahsettim, ardından olaylar kendiliğinden gelişti. Çok değerli dört isim benimle düet yaptı. Zaten Samsun Bey olmasa, ben bu kadar değerli isimleri bir araya getiremezdim. “Meyra ve Dört Tenor”da çok önemli iki insanın imzası var; Samsun Bey ve menajerim Alp Çağrı Günal’ın. Kariyerimde böyle bir eksiklik varmış, hiç iyi bir prodüktör ve menajerle çalışmamışım. Şimdi onlarla çalışmanın keyfini yaşıyorum.
“Karar Bize Ait”te Burak Kut’la düet yaptınız ve parça büyük ilgi gördü. Klibi de şu sıralar internette en çok tıklanan videolardan biri. Burak Kut’la nasıl bir araya geldiniz?
- Şarkının orijinali Bulgarca’ydı. Duyduğumda çok heyecanlanmıştım ama buna nasıl Türkçe söz yazılacağını bilmiyordum. Bu aşamada Samsun Bey, DMC’nin sanatçısı Burak Kut ile beni görüştürdü ve aradığımız sesin o olduğuna karar verdik. Sözleri Sinan Akçıl yazdı. Kimse daha iyisini yazamazdı sanırım. Herkes çok beğendi.
“Son Sevdiğim” parçasında da Ferhat Göçer’le düet yapmışsınız...
- Aslında albüm için yaptığım ilk düet oydu. Şarkının orijinali de Alenka Gotar isimli bir sopranoya ait. Şarkı, 2007 yılında Eurovision’da yarıştı. Daha önce Ferhat Göçer yorumlayacaktı ama içine sinen bir söz yazılamadı. Bana dinlettiğinde çok heyecanlandım, çünkü tam benim sevdiğim gibi pop opera tarzındaydı. Bütün hafta evde enerjimi söz yazmaya harcadım ve Ahmet Selçuk İlkan’ın kitabından tam nakarata oturan bir dörtlük buldum. Ferhat da çok beğendi. Şarkının aranjesini Ozan Doğulu yaptı. “Ağladın Ya” şarkısını da Cemil Demirbakan ile birlikte seslendirdik. O da enteresan bir şekilde keşfedildi, radyo kanalları çalıyor, internete düştü. Büyük ihtimalle ikinci klip ona gelecek. Bu albümün önemli özelliklerinden biri de, Mario Frangoulis’i 10 sene önce üne kavuşturan “Vincero Perdero” şarkısına yer vermemiz. Parçayı Frangoulis ile birlikte söyledik. Daha önce bana “Bu eseri kesin okumalısın, sesine çok yakışacak” demişti. Onunla düet yaptığım için çok mutluyum.
30 YAŞ ÇOK GARİP
Hüseyin Karadayı, Ozan Doğulu, Sinan Akçıl, Mario Frangoulis, Burak Kut, Suat Ateşdağlı... Bu ekibi bir anda toplamayı nasıl başardınız?
- Bunu tek başıma mümkün değil yapamazdım. Bu kadar değerli isimleri bir araya getirmek, öyle kolay bir iş değil. Kariyerimin en güzel albümü olduğunu düşünüyorum. İlk albümüm “Nurtopu”nu 18 yaşında piyasaya çıkarmıştım. Kariyer olarak bakarsak, sahne olsun, stüdyo olsun bir sürü tecrübem var. Bunların hepsi bir araya geldi ve tam bir olgunluk dönemi oldu. Umarım bundan sonra da katlana katlana devam eder.
Albümünüzde en çok beğendiğiniz parça hangisi?
- Bütün şarkıları çok severek aldım albüme. Hepsini de çok severek okudum. Toplamda yedi şarkı var. Hiç doldurma amaçlı davranıp “Hadi bu da albüme girsin” demedim.
Bu dört tenorla birlikte konser verecek misiniz?
- Ayrı konser verme ihtimali çok daha yüksek. Çünkü herkesi bir anda toplamak, hele ki yaz aylarında çok zor. Herkesin kendi programı var. Mario Frangoulis ile 7 Ağustos’ta Bodrum’da, 9 Ağustos’ta da İstanbul’da konser vereceğiz. “Vincero Perdero”yu albüm sonrası ilk defa onunla beraber söyleyeceğim, bunun heyecanı var içimde. Ferhat Göçer, Burak Kut ve Cemil Demirbakan’la da sahneye çıkacağız ama dediğim gibi dördünü bir araya toplamak kolay değil.
Bu sene birçok konser var. Hangisine gitmeli sizce?
- Ben Loreena McKennitt’e biletimi aldım, konseri iple çekiyorum. Daha gitmek istediğim bir sürü konser var bu yıl. Ama bakalım vakit bulabilecek miyiz...
Özel hayatınıza yeteri kadar vakit ayırabiliyor musunuz peki?
- Tabii ki... Her şey son derece seyrinde yürüyor. Sonuçta ben 12 yıldır beraberim eşimle.
Çocuk düşünmüyor musunuz?
- Üç-beş yıl içerisinde istiyorum. Her şeyin bir zamanı, bir sebebi var hayatta. Daha önce yapsaydım, çocuğuma verebileceğim bir şey olmayabilirdi. Ama 30 yaş çok garip... Kendimi bir çocuk yapsam, ona bir şeyler verebilecek seviyede hissediyorum.
HAYATIM MÜZİK
Sizi yakın zamanda bir dizi veya film projesinde izleyebilecek miyiz?
- Hayatım müzik benim. İçinde müzik olan herhangi bir senaryoyla ilgilenebilirim. Benim iki deneyimim oldu, biri “Şöhret Okulu”, diğeri de “Ateşten Koltuk”. İlkinde şarkıcı olmak isteyen, çocuklu bir genç kadını canlandırdım. Onda zaten konservatuvar hayatı vardı, seve seve yaptım. Diğerinin de yapımcılığını eşim üstlenmişti, o rica ettiği için sıcak baktım. Onun dışında senaryonun beni çok etkilemesi lazım. Çok zor bir iş ve müziğe zaman ayıramam diye korkarım.