Ezgi BAŞARAN
Oluşturulma Tarihi: Ekim 23, 2005 00:00
Aynur Kalkan Soylu 29 yaşındaydı ve uzun süredir bebek istiyordu. Çocukluğundan beri yaşadığı Paris’te bir devlet hastanesinde 3 yıl hormon tedavisi gördü. Ardından özel bir tüp bebek merkezinde 6 kez tüp bebek yöntemiyle hamile kalmayı denedi. Beş yıl boyunca çeşitli aralıklarla yumurtalıklarını büyütmek için her sabah iğne oldu. Bu iğneler onun bünyesini mahvediyor, üstüne üstlük işe de yaramıyordu. Artık onun da pek hali ve şevki kalmamıştı. Tedaviler canını sıkıyordu.
Son şansını arkadaşlarının bahsettiği bir klinikte denemeye karar verdi. Paris’ten uçağa atladı ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Timur Gürgan’a gitti.
O günü şöyle anlatıyor Soylu: ‘Bir mucize oldu. Ben muayeneye gittiğimi sanıyordum. 3-4 ay sürecek bir tedaviye başlarlar diye düşünüyordum. Bana yeni ve ilaçsız bir yöntem olduğundan bahsettiler. Denemek isteyip istemediğimi sordular. Kabul ettim. Hemen o gün yumurtalarımı aldılar, ertesi gün eşim geldi ve 3 gün içinde hamile kaldım.’
Aynur Kalkan Soylu’nun mucize diye bahsettiği yöntem, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de daha yeni yeni uygulanan In Vitro Maturasyon (IVM) ya da diğer bir deyişle ilaçsız tüp bebek yöntemi.
Olgunluk aşamasına gelmemiş insan yumurtalarının laboratuvarda olgunlaştırılması ve döllenmesi şeklinde açıklanabilir. Bu çocuk sahibi olmak isteyip de olamayan, tüp bebek yöntemini bünyesi ya da maddi gücü kaldırmayan çiftler için, daha doğrusu tıp dünyası için bir devrim. Çünkü bu yöntem hem daha ucuz, hem hiç yan etkisi yok, hem de kısa sürüyor. Prof. Dr. Timur Gürgan son beş yıldır üstünde çalıştığı ilaçsız tüp bebek yöntemini anlattı.
AYNUR SOYLU NASIL HAMİLE KALDI?
Soylu’ya polikistik yumurtalık tanısını kondu. 31 adet olgun olmayan yumurtası toplandı ve laboratuvarda belli sıvıların ve gazların içinde insan vücudu ısısına yakın dolaplarda 24 saat bekletildi. Ertesi gün 22 yumurtanın olgunlaştığı tespit edildi. Bu yumurtalar eşinden alınan spermlerle mikroenjeksiyon yöntemi ile döllendi. Döllenmenin 3. günü 3 embriyon rahim içine yerleştirildi. Bu sırada yumurtaların zarları çok özel bir lazer yöntemiyle inceltildi ki, daha kolay rahim duvarına yapışabilsin. Bu işlemin ertesi günü tahlil sonuçları gebelik elde edildiğini gösteriyordu.
IVM HER HASTAYA UYGUN DEĞİL
1 Polikistik yumurtalık hastalığı olanlar Bu hastalar, beyindeki yumurtlama merkezleri ile yumurtalıklar arasındaki ilişki bozuk olduğu için yumurtlayamıyorlar. Bu hastaların yumurtaları hiç ilaç kullanılmadan IVM tekniği ile kolaylıkla alınıyor ve dölleniyor.
2Kısırlık problemi olmayanlar Bu işlemde kadının o ayki tek yumurtasının gelişmesi takip ediliyor, normal yumurtlaması olmadan önce olgun yumurta ile birlikte olgun olmayanlar da toplanıyor ve dölleniyor.
3Yumurtaları erken yaşlanmış veya azalmışlar Bu hastalarda ilaç uygulamalarına rağmen sadece bir yumurta geliştiren düşük rezervli kadınlarda, IVM uygulaması daha fazla yumurta toplanması ve daha fazla gebelik şansı verebiliyor.
4Meme kanseri olan hastalar Hormonlara hassas kanseri olan kadınlara hormon verilmesi istenmediğinde, bu tedavi ile yumurtalar döllenip ilerisi için saklanabiliyor.
IVM, ilk olarak 14 yıl önce Kanada’da uygulandı
Bu yöntemle ilk gebelik 1991’de Kanada’da elde edildi. Ancak tekniğin zor olması ve gebelik oranlarının o zamanki şartlarda çok düşük olmasından, In Vitro Maturasyon (IVM) tekniği olarak da adlandırılan bu uygulama yaygın kullanım alanı bulamadı. Son birkaç senede olgunlaşmamış yumurtaların daha kolayca alınmasına olanak sağlayan özel incelikte iğnelerin üretilmesi ve olgunlaşmamış yumurtaların kısa sürede ve etkin şekilde olgunlaşmasına olanak sağlayacak özel sıvıların geliştirilmesiyle IVM uygulamalarında başarı şansı arttı. Şu anda dünyada konunun en önde gelen uygulama merkezi Kanada, Montreal’deki McGill Üniversitesi. Türkiye’de ise bu yöntemi Prof. Dr. Timur Gürgan yönetimindeki CLINIC Tüp Bebek Merkezi uyguluyor. Merkez, çalışmalarını McGill Üniversitesi ve Kopenhag Üniversitesi’yle birlikte yürütüyor. Yöntemi uyguladığı ilk 5 hastasından dördünde tedavi sonucunu aldı ve ikisinde gebelik elde etti.
IVM TEDAVİSİ
Ucuz. Çünkü pahalı ilaçların kullanılmasını gerektirmiyor. Maliyeti 1000 dolar civarında. Hastalar daha az tetkik yaptırıyorlar. Daha az doktor ziyareti yapıyor ve daha az zaman harcıyorlar.
Tedavi süresi daha kısa. Yan yetkisi yok.
Tedavi başarılı olmazsa diğer tedaviye başlamak için aylarca beklemek gerekmiyor.
Yumurtaların elde edilmesi esnasında ağrı duymuyorlar, genel anestezi almaları gerekmiyor.
Tecrübeli ve başarılı merkezlerde, uygun hastalar yüzde 30-35 gebelik şansı elde ediyorlar. Bu metotla birlikte genetik ayrıştırma ve lazer uygulaması gebelik şansını artırıyor.
Bu metotla doğan çocukların genetik takibinde, genetik hastalık risklerinin artmadığı tespit edildi.
KLASİK TÜP BEBEK YÖNTEMİ
Pahalı. Örneğin ülkemizde bu tedavilerin maliyeti 3500 doların üzerinde. Bu maliyetin üçte biri yumurtaların yumurtalıklarda olgunlaştırılması için kullanılan ilaçlara harcanıyor. Kadınlar bu ilaçların etkilerinin saptanması ve ayarlanması için sık sık kan, hormon ve ultrason tetkikleri yaptırmak zorunda kalıyor. Bunların hepsi para.
Tedavi boyunca sık sık iğne olmak zorunda kalınması, kısırlık tedavisindeki kadınlara ilave stres yaratıyor.
Tedavi esnasında özellikle polikistik yumurtalık hastalığı olan kadınlarda kullanılan ilaçlar, karında ve göğüs boşluklarında sıvı birikmesi, nefes darlığı, kan pıhtılaşma bozukluğu, böbrek yetmezliği gibi sorunlar yaratabiliyor.
İlaçların uygulanmasıyla yumurtalıkların lüzumundan fazla yumurta yapması, yumurtalık hormonlarının istenen değerlerden fazla yükselmesi rahim iç zarını olumsuz etkiliyor. Bu da sonuçta tüp bebek tedavisinden elde edilebilecek başarı oranlarını düşürüyor.
Tam olarak ispatlanamamış olmakla birlikte çok sık ve yüksek dozlarda kullanılan yumurtlatma ilaçları ile yumurtalık kanseri arasında bir ilişki olabileceği ileri sürülüyor.