Güncelleme Tarihi:
İsmail Türkmen / citizenoff@gmail.com
Kendisini Türkiye’nin en iyi elektronik perakendecisi olarak tanıtan bir dükkan, ikide bir yaptığı gibi geçenlerde de “Sadece 3 gün için” sloganıyla bir dizüstü bilgisayar pazarladı. O 3 gün bitti, dördüncü gün gelip çattığında sizce bilgisayar hangi fiyattan satılıyordu? Tabii ki o 3 günlük fiyattan! Tabii ki diyorum çünkü piyasanın tamamen yalanlar üstüne kurulduğunu biliyorum. Fakat bunu bildiğim ve bundan en ufak bir kuşkum olmadığı halde yine de her seferinde kendime soruyorum: “İnsanlar neden yalan söyler?”
Bunu bütün samimiyetimle soruyorum ve anlamak istiyorum. Acaba yalan söyleyerek kazandıkları şeyin, bu şekilde kaybettiklerinden daha fazla olduğunu mu sanıyorlar? Örneğin bu yalan dolayısıyla birkaç milyon kazanmışlarsa, bunun, “sözüne güvenilmez” ve “utanmaz bir yalancı” olmanın kaybettirdiklerinden çok daha az olduğunu bilmiyorlar mı? Ama muhtemelen “piyasa düzenleyiciler” benimle aynı mantığı paylaşmadıkları için böyle bir damga yeme pahasına üç kuruşa göz dikiyorlardır. Onlar için yapılabilecek bir şey yok açıkçası.
Her şeyi parayla ölçmek sinemada da aynı şeyleri doğuruyor aslına bakılırsa. Harry Potter ve Melez Prens epey bir rekor kırarak başladı yolculuğuna. İlk gün, ilk üç gün, ilk beş gün hasılatı falan gibi rekorlar artık onun. Hayırlı olsun ve gözü olanın gözü çıksın. Acaba ne pahasına kırılıyor bütün bunlar? Sanırım bunun ilk akla gelen yanıtı, yalan bir dünyada yaşamanın ucuzluğuna inanan hayran sayısını artırma becerisi. Az bir şey değil doğrusu.
Bu yazıyı uzatmanın bir anlamı yok. Son olarak şunu sormak istiyorum: Bilgisayar marifetiyle görsel efekt yaratmanın neresi ilginç, ustalık ya da güzel? Bu işi, emin olun ki, gerekli alet edevatı verirseniz lise çağındaki birçok zamane çocuğu birazcık uğraşın ardından rahatlıkla kotarır.