Savaş ÖZBEY
Oluşturulma Tarihi: Mart 29, 2008 00:00
Dünya sahnelerini Anadolu ateşine veren Mustafa Erdoğan, bu kez çok daha büyük bir prodüksiyonla geliyor: Troya. 120 dansçıyla 4 yılda hazırlanan ve 3 buçuk milyon Euro bütçeli Troya, şimdiden uzun süreli yurtdışı bağlantıları yaptı. Gösteri kadim bir tartışmayı da yeniden alevlendirecek. Troya ile Çanakkale Savaşı arasında bir benzerlik var mı? Tarihimiz nerede başlıyor, Troyalılar Türk mü?
3 bin yıllık ama çok bildik bir hikaye 8 Nisan’da dile geliyor. En kesif orduların dördü beşi yüklenirken, Anadolu Ateşi Troya’da direnecek. Analar, bacılar, dostlar, kızanlar seyire kalkın: Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer!
SAYILARLA TROYA170 KIRIK KEMİK: Dünya sahnelerinde 9 yılda 1250 gösterim yapan 120 dansçı görev alıyor. 4 yılda toplam 7200 saat prova yapıldı. Çalışmalarda dansçıların toplam 170 kemiği kırıldı. Troya gösterisinde ilk defa 7 dansçı aynı anda uçacak. Dünya rekoru 4.
150 IŞIK ROBOTU: Christopher Ash 3 ay çalışarak ışık tasarımını yaptı. 150 ışık robotu var. Her gösteride 150 bin watt enerji kullanılıyor. İstanbul’un her tarafında bu proje için çalışan insanlar var.
2.5 TON KOSTÜM: Danışmanların önerileriyle Serda Başbuğ 2000 parça kostüm hazırladı. Kostümlerin ağırlığı 2 buçuk ton. 450 çeşit kumaş, 3150 saç tokası, 5400 boncuk, 500 küpe, 500 kolye, 300 ayakkabı, 800 başlık, 1200 metre bandaj kullanıldı. 2000 metrelik perdeler dokundu.
8 METRELİK AT: Behçet Malikler 8 metrelik bir at inşa ediyor.
80 KEMANCI, 3 VİRTÜÖZ: Prag Senfoni Orkestrası’nın 80 kemancısı, 3 dünya virtüözü ile birlikte müzikleri seslendirdi. Müziklerde Yücel Arzen imzası var. Hititçe, Frigce ve Luvice ağıtlar var. Doğru sesler için zamanının müzik aletleri bile tekrar yapıldı.
Bu oyunu taklit edemezler yanına bile yaklaşmaları zor
Her şeyin en iyisi, alanında en uzmanı. İsveç’te stüdyo kaydı, İsviçre’den sıçrama ayakkabıları. Türkiye’de daha önce görülmemiş bir prodüksiyon maliyetinden mi bahsediyoruz?- Türkiye’nin de, benim de görmediğim bir bütçeden bahsediyoruz. Kültür Bakanlığı, Vodafone ve Garanti’nin ve
Gloria Otelleri desteğiyle toplamda 3 buçuk milyon Euro’luk bir bütçe.
8 Nisan’da perde diyorsunuz...- İstanbul’dan başlayacak, sonra Antalya var. Aralık’a kadar 100 gösterim planlıyoruz.
Şimdiden yurtdışı bağlantıları yapılmış?- Provaları izliyorlar. Mesela daha bugün görüştük, Şanghay’a istediler. Pekin Olimpiyatları’nda vardı zaten. Uzun süreli, mesela 1 yıllık turneleri olacak. Lisans verme şeklinde de olacak. Bir süre sonra Troya’yı oralı dansçılar oynayacak. Biz de burada onların oyunlarını oynayacağız. Broadway’e gidecek, şuraya buraya gidecek demek istemiyorum. Oralara zaten gittik. Benim için başarı, biz nasıl bilet alıp Londra’ya gidiyorsak, artık birilerinin dışarıdan gelip bu ülkede bizim oyunlarımızı izlemesi.
Çanakkale’de gerçek Troya kalıntılarında oynayacak mısınız?- Senaryonun iki versiyonu var. Bir tanesi kapalı mekanlar için. 8 Nisan’da başlıyor. Diğeri Troya antik kentinde yapılacak gösteri. Gerçek atların kullanıldığı çok büyük ve görkemli bir oyun olacak. Bir yıl içinde gerçekleştirmeyi planlıyorum. Aslında bunu Troya filminin prömiyeriyle denk getirmek çok istedim. Olmadı. Ne filmi Türkiye’ye çekebilmek için ne de eşzamanlı prömiyer için kimseyi harekete geçiremedik.
Anadolu Ateşi gibi Troya’nın da Hattuşaş, Gordion, Efes adında benzerleri çıkacak mı? - Sanmıyorum, bunu taklit etmeleri çok zor. Yanına bile yaklaşamazlar.
Troya aslında bir Anadolu destanı. Hikayenin ön planında çok görkemli bir aşk hikayesi var. Ama aslında bir işgale karşı direniş söz konusu. Amaç bir Anadolu kentine saldırıp zenginliklerine el koymak. Çanakkale’deki gibi bütün Anadolu topyekün direniyor. Bunu son 25 yılda öğrendik. Bu nedenle Troya bir Anadolu efsanesi diyoruz.
Hacettepe’de felsefe okurken çok önce planlamıştım. Antik Çağ dersinde ilk ödevim İlyada’yı okumaktı. Anadolu’daki bütün tarih katmanlarının bize ait olduğunu iddia eden Anadolucu yaklaşımdaki yazarlardan etkilenerek büyüdüm. Zaten Anadolu Ateşi’ni sahnelerken ikinci projenin Troya olacağını planlamıştım. Yani Troya filminden çok önce.
Efsaneye Yunan gözüyle bakılıyordu. İlyada’nın Yunanca yazılmış olması bunda etken tabii. Ama Yunanlı değil, Anadolululardı. Hem İlyada’dan, hem de elimizdeki tarihi kaynaklardan faydalandık. Şu anda Troya’yı kazan Ark. Doç. Dr. Rüstem
Aslan danışmanımız. Her şey aslına uygun. Çağdaş yorumumuzu yaparak tabii.
Bir tartışma başlatmak istedim. Fatih’in İlyada’yı okuduğu biliniyor. 1462 yılında İtalyan hocasına, Asyalılara yapılan haksızlığı telafi ettiğini söylemiş. Mustafa Kemal’in de emir subayına, biz burada aslında Truvalı Hektor’un öcünü aldık, dediği rivayet ediliyor. Bence Troya’da Hektor neyse Çanakkale’de de Mustafa Kemal oydu aslında.
TROYA’NIN İMDADINA TRABZONLU ZEYNEP KOŞTU
Troya saldırıya uğrayınca tıpkı Çanakkale Savaşı’nda olduğu gibi, Anadolu’nun her bölgesi buranın yardımına koşuyor. Gösterinin kitapçığında bu benzerliğe gönderme var. Kitapçıkta kazanılan zaferlerin Troya’nın intikamı olduğuna dair
Atatürk ve Fatih Sultan Mehmed’e atfedilen sözlere yer verilmiş. Troya’nın yardımına koşanlardan biri de, o dönemler Karadeniz’de yaşayan tek göğüslü kadın savaşçılar Amazonlar. Bu Amazonların lideri Pentasilia’yı, yine bir Karadeniz kızı, Trabzonlu milli tekvandocu canlandırıyor. Zeynep Bölükbaşı rol icabı, düşmanı Aşil’le yaptığı savaşta ölecek. Aşil öldürdüğü kişinin bir kadın olduğunu ancak miğferini çıkarınca anlayacak ve bu cesur kadına aşık olacak.
Kendimizi yendik
HEKTOR: CAN OCAK (26): 4 yıldır insanüstü bir performansla gece-gündüz süren bir çalışmanın sonuna geldik. İlanları, reklamları gördükçe nefesim duruyor, tüylerim diken diken oluyor. Anadolu Ateşi’nden daha iyi bir şey çıktı ortaya. Kendimizi yendik.
HOCA ÇIKACAK MI BELLİ DEĞİLBazı sahnelerin daha etkileyici olması için kılıçlar bile gerçek. Birbirlerine çarptıklarında kıvılcımlar çıkıyor, fırlayan demir parçaları insana saplanabiliyor. Çekim sırasında bile bir dansçının gözüne demir kıymığı saplandı. Çağdaş Homeros Mustafa, kılıç dansını öğrencilerine bizzat öğretti: Tehlikeli bir şeyin nasıl yapıldığını göstermeden dansçından isteyemezsin. Bu enerjinin, bu ruhun seyirciye geçeceğini tahmin ediyorum diyor. Kendisinin o sahnede kısa bir süre de olsa görünüp görünmeyeceği ise hálá sürpriz.
VLADİMERİ TSİTASHVİLİ (26) Gürcü Dansçı: Dans ettiğim zaman sanki o tarihte gerçekten savaşıyormuş gibi hissediyorum. Böyle bir ekibin içinde olduğum için çok mutluyum. Katılalı bir buçuk yıl oldu ama hayatım burada geçmiş gibi.
90 dakikalık bir masal
ANDROMACHE: MÜGE OLÇUM (30): Ben Hektor’un eşiyim. İyi bir anne ve savaşçı bir erkeğin karısıyım. Savaşın sonunu, eşimin öleceğini biliyorum ama kılıç kalkanı kocama kendi elimle verecek kadar onurlu bir Troya kadınıyım. Sanıyorum 90 dakikalık bir masal yapabildik ve ben onun içindeyim.