A.A.
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 13, 2007 10:43
Tarihi kayıtları 2500 yıl öncesine dayanan, Hipokrat'ın da "Doğal Egzersiz" adlı yazısında yer verdiği, atların engellilerin terapisindeki rolü, bugün de geçerliliğini sürdürüyor.
Özellikle kas ve gelişme hastalıkları, omurilik yaralanmaları, down sendromu, otizm, spastizm hastalıklarının tedavisinde tıbba yardımcı olan atların, iyileştirme sürecini hızlandıran denge ve kas kontrolünü geliştirdiği belirtildi.
“Yargılayıcı olmayan, sadece dinleyen ve hisseden, gerçek bir dost olduğu” uzmanlarca da teyit edilen atların gövdelerinin yavaş ve ritmik hareketinin, omurga çevresindeki kasların gelişimini sağladığı, çok boyutlu salınma ritminin leğen kuşağı kemiklerine normal insan yürüyüşünün iki katı kadar etki ettiği kaydedildi.
Fizyoterapist İpek Kahraman, atla terapinin (Hippotherapy), engelli çocuklarda zihinsel gelişmede günlük aktiviteleri destekleyici bir eğitim sistemi olduğunu belirterek, bu aktivitede binicilik becerisinin öğretilmediğini, sinir fonksiyonları ve duyumsal girdileri geliştirici eğitim programı uygulandığını ifade etti.
Atlarla insanların yürüyüş şekillerinin birbirine benzemesi nedeniyle çocuk ata bindiğinde, bu yürüyüşün beyinde yer ederek, yürüme yeteneğinin gelişmesini sağladığını belirten Kahraman, “Atın arka bacakları hareketiyle çocuğun kalça ve omurilik hareketleri sağlanıyor. At öne gittiğinde ön vücut kasları, arkaya gittiğinde de arka grup kaslarını kasarak, dengeyi sağlıyor. Atın vücut ısısı kontrolsüz kas kasılmalarının tedavisini gerçekleştiriyor” dedi.
At terapisinin iyileşme sürecini hızlandıran denge ve kas kontrolünü geliştirdiğini belirten Kahraman, bunun, atları bir terapist olarak kullanarak yapılan bir tedavi şekli olduğunu, özürlü kişilerde kavrayışa ait, fiziksel, duygusal, sosyal öğrenmeye ve davranışına ilişkin hedefleri bulunduğunu bildirdi.
Atla terapinin tedavi amaçlı en belirgin hedefinin, kas perdesini normalize etmek, denge reaksiyonlarını geliştirmek, baş ve gövde koordinasyonunu sağlamak, koordinasyon ve sosyal yaşam, arkadaşlık, paylaşım olduğu kaydedildi.
Ayrıca at üzerinde insanların özürlerinin sınırlarını terk ederek özgür kaldıkları, bunun özürlü yaşamlardaki mucizeler için bir katalizör rolü oynadığı belirtildi.
ANKARA HİPODROMU HAZIR
Ankara 75. Yıl Hipodromu Müdürü Cemil Akpınar da, atla terapinin, atın çok yönlü hareketini kullanan ve tarihte de çok eskiden beri bilinen-kullanılan bir tedavi şekli olduğunu söyledi.
Akpınar, “Bu nedenle biz de hipodromumuzda engelli çocuklarımıza bu yönde bir katkı sağlamak amacıyla ponylerimizin bulunduğu alanı açtık. İstedikleri zaman gelip ücretsiz olarak faydalanabilirler. Böyle bir misyon aldığımız için çok memnunuz. Gerek aileler, gerekse de kurumlar, engelli çocuklarını getirmek isterlerse onlara kapımız her zaman açık” dedi.
Türkiye özürlüler araştırmasına göre, ülkedeki özürlü sayısı 10 milyon civarında bulunuyor. Özürlülerin yüzde 40'a yakınını ise 0-18 yaş grubu oluşturuyor.