22 dakikada Ogün Sanlısoy

Güncelleme Tarihi:

22 dakikada Ogün Sanlısoy
Oluşturulma Tarihi: Kasım 18, 2012 00:00

‘Sert çocuk’ Ogün Sanlısoy, şu sıralar doğayla baş başa yaşama özleminde. Son albümü ‘Akustik 2012’nin teknoloji ve büyük şehrin verdiği kaostan kurtulma çabası olabileceğini söylüyor.

Haberin Devamı

Şu an ne yapıyorsun, nerdesin?
- Evde senin telefonunu bekliyordum.

Şimdiki gibi öğleden sonraları genelde evde mi olursun?
- Duruma göre değişiyor. Konser, turne ya da albüm kaydı yoksa, hava da şimdiki gibi kapalı ve yağmura müsaitse evde olmayı seviyorum.
Geç mi kalkarsın peki? Uykucu musun, yoksa gece kuşu mu?

- Sabah erkenden yatan biriyim.
Ne yapıyorsun peki o saate kadar?
- İnternette vakit geçiriyorum. Eskiye oranla az da olsa kitap okumaya çalışıyorum.

Ama sanırım artık ister istemez hepimiz bilgisayar çocuğu olduk.
- Aynen öyle. Bilgiye internetten ulaşmak çok daha hızlı sonuçta. Proje üzerinde değilsem eğer, serseri mayın gibi internette gezinmeyi çok seviyorum. Derinlemesine konu incelemek değil de, birinin yolladığı link’e tıklayıp arkasından onun sürüklediği farklı internet sitelerine girmek kafamı dağıtıyor. Ama bir yandan da kızıyorum kendime, beş dakika diye girip bir saat kalıyorum.

Haberin Devamı

İnternette kaybolduğun zamanlarda baktığın konular yine müzik üzerine mi olur peki?
- Yok, çok değişken. Hatta bazen müzikten kopmak için yapıyorum bunu. Kulakların ve zihnin dinlenmesi gerekiyor.

Başka formüllerin var mı müzikten uzaklaşmak için?
- Sporla ilgileniyorum. Hem yapıyorum hem de izliyorum. Futbol ve basketbol meraklısıyım. Bir de tarihle ilgili konuları okumayı seviyorum. Hep internet diyoruz ama biraz da eskiye dönme hissiyatı var içimde. Dijitalden uzaklaşıp doğala yönelme arayışındayım aslında. Ama mevsim itibariyle zor tabii şu anda. Cep telefonu ya da internet gibi şeylerden soyutlanıp ağaca, çiçeğe böceğe vermek istiyorum kendimi.

Teknoloji detoksu diyorsun yani....
- Evet. Çimlere yatıp gökyüzüne bakmaya ihtiyacım var. Çevremdeki herkes için bu durum geçerli. Kafamızı yukarı kaldıramaz olduk, hepimiz LED ekranlara bakıyoruz sürekli. Gözümüzden ruhumuza kadar piksel piksel olduk.


Sen daha şanslı sayılırsın sanki, müzik gibi dinlendiren bir şeyle uğraştığın için...
- Evet ama bizim işimizde de her şey dijital olmaya başladı. Ama tabii benim şöyle bir avantajım var; her şeyi kapatıp akustik gitarımla müzik yapıyorum. Analog sound’u yakalıyorum.

Haberin Devamı

Peki, son çıkardığın akustik albümün sence bu ‘teknolojiden kaçış isteğiyle’ bir alakası var mı?
- Bilinçaltında var sanırım. Biraz daha doğala, ‘öz’e dönme gibi bir şeyler olmuş olmalı ruhumda ve beni o yöne itti. Çok da iyi geldi akustik albüm yapmak. Bir de İstanbul’da yaşıyoruz. Fazlasıyla sıkıntılı, yüksek enerjisi var. Mutlu ve enerjik bile çıksanız dışarıya, eve döndüğünüzde illahaki eliniz ayağınız titremeye başlıyor. Hâlâ ayakta durup sağlıklı olmaya çalışıyoruz.

Var mı kaçış planı?
- Ara ara vakit buldukça bir yerlere gidip bu kaostan kurtulmaya çalışıyoruz tabii. Avantaj gibi görünen bir durum da İstanbul dışına çıkıp konser verebilmek. Ama gerçekten de, ufak ufak kaçış planlarım var. Tabii ki birdenbire “Ben artık çekip gidiyorum buralardan” deme şansım yok. Burada bağlı olduğumuz şeyler var sonuçta. Ama mümkün mertebe yavaş yavaş o bağları minimuma indirip gerçekten huzur içinde yaşayabileceğimiz yerlere gitme ihtiyacım var.

Haberin Devamı

Peki eğer kaçabilirsen yine müzikle mi uğraşırdın?
- Müzikten tabii ki kopmam. Demek istediğim, insanlar burada daha iyi nasıl para kazanabilirim derdine düşmüş. Ben bu fikirle yaşamak istemiyorum. Dolayısıyla gideceğim yerde para kazanma derdinin, o mücadelenin olmaması önemli. Bir de insanların içten gülerek, selam verdikleri bir yer olsun. Geçim derdi olmasın. Çünkü burada aslında gerçekten de ihtiyacımız olmayan şeylerin faturalarını ödemeye çalışıyoruz. Oysa üzerimizi kapatacak bir baraka olsa yetmez mi...


Oğlundan bahsedelim biraz. Neler yapıyorsunuz Ozan’la.
- Altı yaşına girdi, son zamanlarda keyfi çok yerinde. Yeni bir şeyler keşfediyor sürekli. Ana sınıfında arkadaşları da oldu, sosyalleşmesi çok önemliydi. Bir de tabii ben bazen hayatla mücadele ederken ayrı kalabiliyoruz, bozuluyor bana... Biraradayken de kaçırdığımız vakti telafi ediyoruz.

Haberin Devamı

Müzikle nasıl arası?
- Harika. Çok seviyor. Şu sıralar piyano çalmaya da başladı. En büyük zevkiyse beni karşısına oturtup gitar çaldırıp istediği şarkıları söyletmek. Özel konser veriyorum kendisine... Ama en sevdiği şey tüm yeni jenerasyonda olduğu gibi ipad’den bir takım aplikasyonlarla kendi müziğini yapmak. Efektleri falan çok iyi kullanıyor. Ben de şaşırıyorum. ‘Ben çok mu demode kaldım’ acaba diye düşünmüyor değilim.

Belli mi olur, belki birlikte remiks albüm yaparsınız...
- Hiç şaşırmam. Çünkü dijital aletlerle arası çok iyi.

Yeni albüme hazırlık başladı

Ogün Sanlısoy’un Akustik 2012 albümünün konserleri başladı. En yakını 23 Kasım’da Olimpia Event Hall’da Özlem Tekin’le birlikte vereceği konser. Bu albümle kafasını dinlerdiğini söyleyen Ogün Sanlısoy, yeni albüm için çalışmalara da başlamış bile...


 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!