22 dakikada Derya Köroğlu

Güncelleme Tarihi:

22 dakikada Derya Köroğlu
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 12, 2013 00:00

Yılların eskitemediği, Yeni Türkü’nün solisti Derya Köroğlu, kendi deyişiyle şu sıralar ‘bahar kalkışması’nda. Yani sürekli il il dolaşıp konserler veriyor. Az da olsa boş vaktinden çalıp neler yaptığını konuştuk.

Haberin Devamı

Bir sonraki gün turneleriniz başlıyor sanırım. Az mıdır size kalan zaman konserlerden?
- Bahar kalkışması var şu sıralar. Bu ara şikâyetçi olacak derecede az boş vaktim var. Şiir kitabı bile okuyamıyorum. Aralıktan beri epey yoğunuz. Yeni bir şeyler yapmaya ne zaman fırsat bulacağım diye bekliyorum.
Mayıs 2012’de çıktı son albümünüz. İçiniz kıpır kıpır mı şimdi, ‘girsem artık stüdyoya’ diyor musunuz?
- Evet. Bütün bir albümü şu an hemen yaparım diye düşünmüyorum ama ‘kıpır kıpır’ doğru bir tanımlama. Gerçi şimdi albüm kavramı da değişti. İnsanlar single adı verilen 3-5 parçalık bir şeyler yapıyor. Sizce biz de öyle mi yapmalıyız?
Her yaş grubundan seveniniz çok olduğundan uzun aralar vermezseniz seviniriz tabii.
- Arayı açmaktansa... Çünkü 10-12 parçayı bir araya getirmek gerçekten büyük bir yük.
Sıcak bakmıyor musunuz single işine?
- Albümü daha değerli buluyorum ama 4-5 parçalık bir şeylerin çıkmasının da şu koşullara uygun olduğunu, bu son albümü çıkardıktan sonra gördüm.
Ne hissettirdi size bunu?
- İnsanların eskisi gibi albüm alışkanlığı yok. Parçalara klip yapılmadıkça dikkat çekilemiyor. Çok fazla tanıtım çabası gerekiyor. İnsanlar artık şarkıları tek tek indirme şansına sahip. Ve sadece sevdikleri şarkıları dinliyorlar. Albüm dinleme kültürü çok zayıflamış durumda.
Hızlı tüketim de çoğaldı.
- Evet. Sıkılgan bir nesil var artık. Bundan dolayı ilerleyen dönemde konuya sıcak bakabilirim.
Hızlı tüketim diyorum ama bir yandan da eski parçanız ‘Sezenler Olmuş’un sürekli sosyal medyada paylaşılması ve çok sevilmesi size klip çektirtti. Belki de Yeni Türkü ya da Derya Köroğlu denince işler değişiyor mu acaba?
- Evet bakış değişiyor sanırım. İnsanlar yine o klasik olma gözlüğüyle bakıyor. Yeni bir sanatçının pop şarkısına bakıldığı gibi bakılmıyor. Ama bu hem bir refleks olarak böyle hem de bizim içine koyduğumuz anlama da insanlar değer veriyor.
Nasıl bir his bu? 10 yıldan fazla olmuş ‘Sezenler Olmuş’ şarkısının ilk piyasaya çıkışı. Konserde, yaşamda bu kadar ilgi görmesi tüylerinizi diken diken ediyor mu?
- Dışardan bakınca öyle düşünülüyor olabilir ama bizim için zaten biraz böyle düşünerek geldik. Biz zaten baştan beri yaptıklarımızı kendi yoğun duygularımızla, çevremizle birlikte büyük emeklerle, özenle hazırladık. Dolayısıyla insanların biz şarkıyı söylediğimizde hâlâ o duyguları paylaşıyor olmasını çok da yadırgamıyorum. Yeniden keşfediyorlar çünkü bunun yerine koyabilecekleri başka bir değer yok.
Yani eskisi gibi üzerinde çok çalışılarak yapılan, kaliteli müzik çok kalmadı mı demek istiyorsunuz?
- Kaliteli, biraz tehlikeli bir laf ama burada daha başka bir şey var anlatması zor olan. Daha gelip geçici bir şeyler yapılıyor olması yeterli geliyor insanlara.
Peki, size geri dönecek olursak, Derya Köroğlu neler yapar hayatında müzik dışında? Nasıl rutinleriniz var?
- Ben gecekuşlarındanım. Bestelerimi genellikle geceleri yaparım. Gecenin konsantrasyon gücünü gündüzde bulmanız mümkün değil. Genellikle gitarım ve ben, böyle yalnız bir dünyadayım.
Her akşam alır mısınız elinize gitarı?
- Çoğunlukla evet. Tabii konser yoğunluğu bunu bozabiliyor.
Peki, gündüzler hep uykuyla mı geçiyor?
- Hayır. Biraz geç kalkıyorum tabii. Şiir okurum, yolculuklarda sudoku çözmeyi çok severim. Gelişen teknolojiyi sıkı takip ederim.
Ekonomi teziniz de var. Ülkenin gidişatıyla yakından ilgilenir, kafa yorar mısınız?
- Hobilerini meslek haline getiren biriyim aslında. Müzik de bilgisayar programcılığı da böyle oldu. Makro ekonomiden bakışlarla izlemeye çalışıyorum ülke ve dünyanın durumunu. Ama giderek uzmanlık işi haline geldiğini düşünüyorum. Bu geçirilemeyen krizler çok endişe verici ve çok değişik boyutları var. Politika artık dünyada daha çok önem kazandı. Ekonomik çıkarlar adına dünyanın yok ediliyor olması çok daha büyük bir gerçek.
Neler rahatsız ediyor gündemde şu sıralar sizi?
- Türkiye için konuşuyorsak, doğal kaynakları kötü kullanışımız beni rahatsız ediyor. Örneğin nükleer projelerin dile getirilmesi kabul edilemez. İnsanın mutluluğu sadece teknolojik gelişmede değil. İstanbul’un haline baktıkça insanın içi acıyor. Ülkemizi kaybediyoruz. Sesimizi çıkartmaya çalışıyoruz ama çıkarcı gerçekler hep ağır basıyor.
Bu tür konularla ilgili yeni şarkılarınız olacak mı?
- Can Yücel’in bir şiiridir; ‘İçindeymişik, yeşilmişik, sazmışık...’ Bu küçücük bir şiirdir. Asıl adı da ‘suda’dır. Bunda açık bir protesto yok. Huzur dolu, insani bir dünyanın tasviri var. Onu da müzikle ifade etmişiz güzel. Bu şekilde konuyu insanlara aktarabildik. Ama bunu protest bir şekilde ifade etseydik, insanlar üzerinde aynı etki olmazdı, o şarkıyı unutur giderlerdi. Müzikle insanlara duygusal bir şekilde ulaşmak çok daha etkili. Bu da politik olarak ne demek istediğinizi anlatır. Aynı zamanda da insanların kalbine işler. Sanat, o zaman rolünü yapmış olur.

Haberin Devamı

* Yüzmeyi çok severim. Kilometrelerce yüzmek gibi bir hobim var. Ama havuzu sevmediğimden hep yaz aylarını bekliyorum.

Haberin Devamı

Matematiksel düşünceye çok yakınım

Ankara Fen Lisesi, ODTÜ Mimarlık mezunu olunca teknik, matematiksel düşünceye çok yakınım. Biraz aykırı gelebilir belki ama bilimde matematik neyse sanatta da müzik odur. Mimarlık da müzikle iç içe. Hem tasarlamak açısından hem de mekânların birbiriyle akışı, tıpkı müziğin bir yerden başlayıp başka bir yere gitmesi gibi.

* Gecekuşlarındanım. Bestelerimi genellikle geceleri yaparım. Gecenin konsantrasyon gücünü gündüzde bulmanız mümkün değil.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!