210 yıl sonra Türkçeleştirildi

Güncelleme Tarihi:

210 yıl sonra Türkçeleştirildi
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 04, 2012 20:09

Osmanlı dönemindeki herhangi bir kıyafete bakmanız, onu giyen kişinin rütbesinden sosyal yaşamına kadar tüm bilgileri öğrenmenizi sağlayabilir. Gündelik yaşam dışında her türlü törende de öne çıkan bu kıyafetlerle ilgili en önemli kaynak, Dalvimart’ın İstanbul’a gelerek çizdiği 60 renkli resme açıklamaların da eklenmesiyle 1802’de Londra’da ‘Costume of Turkey’ adıyla yayımlanan eserdir. Kaynak, 210 yıl sonra Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları ve Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası’nın işbirliğiyle ‘tıpkıbasım’ olarak ‘Osmanlı Kostümleri’ adıyla Türkçeleştirildi.

Haberin Devamı

Osmanlı saray ve toplumunda, önce törenlerin sonra gündelik yaşamın vazgeçilmez unsurları arasında gelir kıyafetler. Sarayda padişahın kıyafetleri bir kenara, en üstten en alta kadar bütün saray görevlilerinin kıyafetleri, görevinden kıdemine kadar her şeyi açıklamaktadır. Her padişahın ölümünden sonra birer etiketle belgelenerek ipek bohçalarda saklanan ve Topkapı Sarayı’nda bu şekilde günümüze kadar gelmiş olan padişah kıyafetleri hem Osmanlı kumaşları ve kıyafetleri için hem de tarihsel belge olarak son derece önemli kültür mirasları olarak önemlerini korumuşlardır.
Başta Sûrnâme alayları olmak üzere, saray düğünleri ve bu düğünlerde tertip edilen şenliklerin hem şiirsel hem de minyatürlerle tasvir edilmesiyle yine saray ve çevresinin yer yer de halkın kılık kıyafetine dair bize fikir veren belgeler de vardır. Bunun dışında, Osmanlı’da kim nasıl giyinirdi sorusunun cevabını öğrenmek için Batılı gezginlerin anlattıklarına veya gravürlerine bakmak gerekir. Bunlar içerisinde bize en doğru ve detaylı bilgiyi verecek olan kaynak Octavien Dalvimart’ın 1798 yılı civarında İstanbul’a gelerek çizdiği 60 renkli resme açıklamaların da eklenmesiyle 1802’de Londra’da ‘Costume of Turkey’ adıyla yayımlanan ‘Osmanlı Kostümleri’ adlı albümü başta gelir.
Batılılaşma hareketinin ilk adımlarının atıldığı, III. Selim’in hükümdarlığı zamanında, hazırlanmış bu albümde padişahın dışındaki saray halkından askerlere, erkeklerden kadınlara, cariyelerden kâhyalara, zülüflülerden müzisyenlere, Ermeni’den Suriyeli’ye kadar toplumun hemen her kesiminden insanı kostümüyle betimlemiştir.
Dalvimart, kitabın orijinal sunumunda amacını; “Şu aydınlanmış devirde bile, Osmanlı İmparatorluğu hakkında, topraklarının uçsuz bucaksızlığı ve coğrafi mevkii dışında, hemen hiçbir şey bilmiyoruz. Silik, sönük, üstünkörü ve yüzeysel tetkiklerin sebep olduğu kuruntular ve hatalar ile bunları hakikat zanneden bazı yazarlar kendilerinden emin bir şekilde yarattıkları hayal âlemini, bize Türklerin dini, kanunları ve âdetleri olarak arz ettiler.(...) Bu eserin amacı, bu müstesna milletle ona tâbî halkların zamanımızdaki çeşitli giyim tarzlarını ve kendine mahsus kıyafetlerinin resimlerini aslına sadık kalarak çizmek ve bu tasvirlere sahih ve hakikatlere uygun izahlar eklemektir,” sözleriyle özetliyor. Kitapta, farklı kademelerden görevliler ve Rum, Yahudi, Ermeni, Boşnak, Arnavut... gibi Osmanlı tebaasını oluşturan halkların da geleneksel kıyafetlerinin nasıl olduğu hakkında da detaylı bilgi veriyor.

Haberin Devamı

/images/100/0x0/563c7051f018fb09e8eb82c5

Haberin Devamı

Marmara Adalı Rum Kadını

Ege ve Marmara denizlerinin çeşitli adalarında ikamet eden Rum kadınlarının çoğunun zamane kıyafetleri genellikle çok şıktır ve onlara çok yakışır. Burada Marmara Adası sakinlerinden, yanında çocuğuyla bir kadının portresini sunuyoruz. Strabon’a göre Marmara Adası eskiler tarafından Prokonnesos adıyla bilinirdi. Kısa bir süre önceye kadar bu ada ahalisinin hepsi Rum [Ortodoks] Kilisesi’ne bağlıymış; sadece birkaç yıl önce cizye vergisini ödemekten kurtulmak için Müslüman olan Kılazak (Klassaki) köyü sakinleri bunun dışındaydı. Ama Türkler bu tecrübeden hazzetmemişler ve bunun bir emsal teşkil edeceği korkusuyla köyün vergisini iki katına çıkarmışlar, onlar da bu yüzden Rum Kilisesi’ne geri dönmüşler.

Haberin Devamı

Yeniçeri Kepçecisi

Bu tuhaf görevi üstlenen kişi, Avrupa adetlerine göre değerlendirildiğinde çok aşağı görülebilecek işiyle kıyaslanamayacak müstesna bir yere sahiptir. Nişanlarını bizim gibi şeref mevzuu yapmadıkları düşünülebilir; nişanını kaybeden kolay kolay gözden düşmez, ama kepçelerinin ve kazanlarının kaybının telafisi yoktur.(...) Yeniçerilerin serpuşlarına tüy yerine taktıkları ve pilav yerken kullandıkları bir de tahta kaşıkları vardır. Avrupalılar için kılıç nasıl önemliyse, Türkler de bu kaşıkları askerî kuşamlarının öyle önemli bir parçası olarak görürler.

Türk Saka

Alt tarafı su taşıyan birinin bu kadar süslü bir kıyafet giymek zorunda kalması başlı başına tuhaf bir şeydir. Yine de bu kıyafet, yüksek makamların kaftanları ve kürklerinden çok daha ucuzdur. Avamın hemen tamamı sırmalı veya ipek kordonla bezenmiş kısa bir cepken, diz altına dek inen bez çakşır giyer, bacağın geri kalanı çıplaktır. Ayaklarına kırmızı yemeni giyer ve bellerine enli bir kuşak dolarlar. Pera ve İstanbul sokaklarında mütemadiyen içme suyu taşınır ve sakalar suyu kırbalarda taşırlar.

Haberin Devamı

Taşra Kıyafetiyle Türk Kadını

Gizlenmek için, İstanbul sokaklarında veya köylerde arz-ı endam eden Türk kadınlarının giydiğinden daha uygun bir kıyafet olmaz. Tülbent mahrimesini takmadan sokağa çıkmış bir kadın hiç görülmemiştir. Mahrimenin bir kısmı çenenin altından dolanarak başı, bir kısmı da ağzı ve burnu örterek ancak gözlerin görebileceği kadar bir açıklık bırakır. Ayrıca her zaman, bütün vücutlarını örten bir ferace de giyerler.

Baş Dragoman

Türkiye’de ama özellikle de Pera’da dragomanlar yahut tercümanlar çok kalabalık bir kesimdir. Yaklaşık iki millik bir yol boyunca uzanan Pera, güzellik ve genişlik açısından neredeyse [sur içi] İstanbulla boy ölçüşebilecek bir surdışı mahallesidir. Yabancılarla Türkler arasındaki her türlü iş meselesinin bir sonuca bağlanması için bu tercümanlar son derece elzemdir. Bazılarının altı veya yedi farklı dili ne kadar kolaylıkla öğrenip konuştuklarını görünce insan şaşırır. Pera’da ikamet eden dragomanların çoğu, bir zamanlar sefirlerin maiyetlerinde gelmiş Venediklilerin soyundandır.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!