Güncelleme Tarihi:
Sürekli projelerin oluyor. Bugün neler var takviminde?
- Şu anda bir televizyon programı hazırlıyorum NTV’ye. 5 Mayıs’ta başlayacak.
Ne güzel denk gelmişiz. Neler olacak peki programda, adı nedir?
- ‘Mehmet Turgut’la Falan Filan’ olacak adı. 46 Dergisi’nde ne görüyorsak, onun canlanmış hali diyebiliriz. Konuklarla klasik konuşmalar yapmak yerine, daha interaktif, benim daha çok gezdiğim, özel hayatımda yaptığım işler görülebilecek.
46 Dergisi’nin yansıması gibi dedin. Oradaki görseller de canlanacak mı? Yani mesela program sırasında birine özel makyaj yapılıp fotoğraflanacak mı?
- Evet. Her programın bir konusu olacak ve ona göre fotoğraflar çekeceğiz. Ayrıca insanlardan istediğim görsel, şarkı, şiirleri bir yarışmaya dönüştüreceğim.
İlk haftanın konusu belli mi?
- Hâlâ üzerinde çalışıyoruz. Ama başka yeni bir şey söyleyeyim: Eskişehir, Ankara, İzmir ve İstanbul’da üniversitelerde Volkswagen sponsorluğunda atölye çalışmalarına başlıyorum.
Eskiden de gidiyordun üniversitelere, şimdi ne farkı olacak?
- Bugüne kadar hep teori ve fotoğrafın felsefesi üzerine konuşmuştuk öğrencilerle. Ama bu sefer sponsorumuz güçlü olduğu için işi pratiğe döküp, bütün mutfağı onlara açma şansım olacak.
Zaten yoğundun, iyice yoğunlaşacaksın o zaman artık.
- Evet. Ama kendimi daha çok yormam lazım ki, üretme sürecinde daha çok iş çıkartabileyim.
Sen şu anda kendini en verimli olduğun dönemde mi görüyorsun?
- 35 yaşındayım. Enerjimin en verimli olduğu dönemdeyim. Belki 10 sene daha devam eder bu. Ondan sonra işler biraz daha bienale katılmak, sergi açmak şeklinde devam eder. Şimdi de açıyorum sergi ama o zaman daha yoğun olacaktır.
Peki, hep mi proje düşünüyorsun. Hiç mi rahatladığın, kafanın boş kaldığı zamanlar yok?
- Aslında benim rahatladığım zaman, çalıştığım zamandır. Yalnız kaldığımda huzursuz oluyorum. Çalışınca daha sakin ve dingin bir adam oluyorum.
Huzursuzluktan kastımız huysuzluk ve sinir mi?
- Hayır. Gece bir yere çıktığımda beni görünce insanların yüzü güler. Sadece, yalnız kaldığımda kendimi biraz fazla eleştiriyorum ve kendi içimde sıkıcı bir adam olabiliyorum.
Kendimi eleştiriyorum derken, iş anlamında mı, karakter anlamında mı oluyor bu?
- Herhangi bir şey olabilir. O an aklıma ne geliyorsa kendi kendimi değerlendiriyorum. Bazen kendimi astığım bile oluyor!
Peki, var mıdır kendinde sevmediğin, eleştirdiğin özellikler?
- Aslında son bir senede kendimle ilgili birçok şeyi değiştirdim. Kendi içimdeki o ‘Mehmet Turgut’ denilen ismi öldürüp kendi kendimi sadece ‘Mehmet’e dönüştürdüm.
Nasıl bir değişiklikten bahsediyoruz tam olarak?
- Kişisel, zihinsel, psikolojik bir toparlanma süreciydi geçen sene benim için. İşlerin arasında kimse fark etmedi bunu belki ama gerek dış gerekse iç görünüşüm yenilendi.
Kendi kendini eleştirerek başardığın bir şey oldu o zaman bu.
- Evet. Zaten bir insan bunu başka türlü başaramaz. Kişi, günün sonunda birçok insandan bir şeyler duyar ama yine kendi bildiğini yapar.
Peki, şu kişisel gelişim, değişim kitaplarına daldın mı hiç bu dönemde?
- Yok. Öyle şeylere pek inanmıyorum. Mistik olaylar tarzım değil. Biraz daha ‘doğrudan’ bir adamım. Bu anlamda tam bir Türk erkeğiyim.
Bu arada sürekli internette fotoğraflarını paylaştığın sevgili kedilerin de sana yardımcı olmuştur...
- Onlar inanılmaz. Son bir yıldır ofis ve evi ayırdım. Onlar ofiste kalıyor, ayrılıyoruz. Tabii ki çok yardımcı oldular bana o dönemde.
Beş taneydi sanırım, nasıl başa çıkıyorsun stüdyoda çalışırken? Çekimi bozdukları oluyor mu mesela?
- Tabii ki oluyor. Zaten gelenler, her yerde bir kedi gördüğü için önce şok geçiriyor. Ama hiçbirinin miyavlama, tırmalama ya da insanın üstüne atlama gibi huyları yok. Fakat aralarında bir tane var, en küçükleri, onu tutmak zor. Ne zaman çekim için seti kursak, sanki onu çekecekmişim gibi fonun ortasına geçip poz veriyor. Birileri kucağında tutuyor çekim sırasında.
Kediden korkan falan olmuyor mu, çekime gelenlerden?
- Kediden korkan benden daha çok korksun! İşin şakası bir yana, tabii ki insan korkabilir. Küçüklüğünde travma yaşamış olabilir. Ama benim kediler bu konuda da biraz garip. Stüdyoya kedi fobisiyle gelip bundan kurtularak çıkan çok kişi gördüm.
Fotoğrafın Oscar’ını aldı
Mehmet Turgut (35), her yıl 5-6 yarışmaya işlerini gönderiyor. Çoğundan da olumlu geridönüş alıyor. En son geçen haftalarda, fotoğrafın Oscar’ı sayılan, Avusturya’da düzenlenen ‘Super Circuit’ta altın madalya kazandı.