Güncelleme Tarihi:
Hakan GENCE
Kahve zincirleri ve bağımsız kafeler çoğalmakla kalmıyor neredeyse yıl yıl, sezon sezon yeni türler, karışımlar hatta trendler ortaya çıkıyor. Julius Meinl 2008’den beri Türkiye’de kahve ve çay çeşitleriyle faaliyet gösteren bir marka. Genel Müdürü Ali Gökhan’la bu yılın kahve trendlerini konuştuk.
Bu işin yazı-kışı yok. Kışın sıcak kahve mi tüketiliyor, yazın da buzlu kahve çeşitleri revaçta. Dondurmalı mı istersiniz, kremalı mı siz ona karar verin. Kahve mağazalarının mönüleri yeniden çeşit çeşit soğuk kahveyle doldu bile.
Julius Meinl kahvelerinin genel müdürü Ali Gökhan 2010 yazında en çok cappuccino ve cafe latte denilen espresso bazlı sütlü ve kremalı çeşitlerin tercih edildiğini söylüyor: “Bu çeşitlerin avantajı uzun içimli ve eğlenceli olmaları. Ama zaman içerisinde bu tercihler fincan espresso veya double espressoya geçiş yapacak” diyor.
HALETİ RUHİYEYE GÖRE KAHVE
Kahve seçimleri erkek ve kadınların iş hayatlarına ve ruhsal durumlarına göre de şekilleniyor: Ağır başlı erkekler ağırlıklı olarak tek veya double espresso, Americano, filtre kahve veya sade Türk kahvesini tercih ediyor. Yoğun çalışan veya evde çok vakit geçiren erkekler Americano ve filtre kahve; mutfakta iyi olan erkekler espresso ya da sade Türk kahvesi; üşengeç erkekler de hazır kahveye yöneliyor.
Falsız yaşayamayan kadınların tercihi ise çoğunlukla Türk kahvesi ve cappuccino&cafe latte gibi çeşitleri... Kadın tiryakiler eğer vakitleri bolsa o zaman buzlu ve süslü kahvelere de yöneliyor. Kadınların daha çok rağbet ettiği buzlu kahvelerde kullanılan krema, şurup, şeker, dondurma, sos çeşitlerine bağlı olarak, çok fazla çeşit var.
FESLİ ÇOCUK LOGOSU OSMANLI’DAN HATIRA
Julius Meinl’in hikayesi 1862’de Viyana’da Julius Meinl I. tarafından kahve ve baharat satan ilk mağazanın açılmasıyla başladı. Bu mağaza Viyana’nın kahveyi kavurup, paketleyip, satan ilk mağazalarından biri. Kavrulmuş ve paketlenmiş kahve satışına olan yoğun talep sonrasında marka 1891’de ilk endüstriyel kahve kavurma tesisini kurdu. Binanın bulunduğu yer Osmanlı’nın 1683’de II. Viyana kuşatması sonrasında kahve çuvalları bıraktığı yer olduğu için kuşatmaya ve Osmanlı Türklerine ithafen Julius Meinl’in logosu fesli kahve içen çocuk olarak tasarlandı. 1924’de Josef Binder tarafından yaratılan logo 2004’de İtalyan Matteo Thun tarafından yeniden tasarlandı ve markanın yeni konsepti oluşturuldu. Bugün Viyana ve Vicenza’da 20 bin kapasiteli iki kahve kavurma tesisleri bulunuyor. Grubun bünyesinde Cafe Del Moro, Crem Caffe, Brus Cafe gibi yedi ayrı kahve markası daha var. Espresso, filtre ve kapsül kahveler Viyana ve Vicenza tesislerinde üretilip Avusturya’dan ithal ediliyor. Kahve çekirdekleri 150 yıldır ekvator kuşağı üzerindeki bölgelerden toplanıyor. Türk kahvesi de İzmir Seferihisar’da üretiliyor.
KAHVEYİ BEKLETMEDEN SERVİS EDİN
Kahve üç şeyi sevmiyor. Soğuk, kir ve bekletilmek. İyi bir kahve hazırlamak için öncelikle bunlara dikkat etmek gerek. İster espresso olsun ister Türk kahvesi kahveyi daima temiz bir ortamda ve makinede hazırlayıp, önceden ısıtılmış bir fincana koyduktan sonra yanında bir bardak su, kurabiye, çikolata veya lokum üçlüsünden biriyle hiç bekletmeden servis etmek lazım.
KAHVE GENLERİMİZDE VAR
Ali Gökhan’a göre kahve Türkiye’de çayın yerini alıyor: “Çayın ana vatanı Çin ve Hindistan. Türkiye’yse 1950’li yıllardaki zorlamalar sonucunda çay yetiştirmeye ve içmeye başlamış bir ülke. Türkler tüm dünyaya kahveyi tanıtmışken ve kendi adıyla anılan yüzlerce yıllık Türk kahvesi varken çayın 50 yıllık geçmişiyle fazla dayanacağını düşünmüyorum, kahve genimizde var.”
Bugün Shanghai’dan Chicago’ya kadar dünyanın 70 ülkesinde ve yüzlerce şehrinde 30 bin noktada hergün 3 milyon kişiye ulaşıyor.