Sibel ARNA sarna@hurriyet.com.tr
Oluşturulma Tarihi: Ekim 09, 2006 00:00
Miss Sixty’nin 2007 ilkbahar-yaz defilesi New York Guggenheim Müzesi’nde yapıldı. Koleksiyon çok çekici, çok dişi. Wichy Hassan 50’li yıllardan 80’li yıllara uzanan zaman dilimine ait farklı anlardan esinlendiğini söylüyor.
"Bazen cazibeli ve cüretkar bazen ise romantik ve tatlı bir şehveti keşfedeceğiz." Markanın 2007 İlkbahar-Yaz koleksiyonunda sırt dekoltesi, tokalar ve zincirler ön planda. Fırfır mini etekler, şortlar, deri detayına sahip elbiseler göze çarpıyor. Sarı ve siyah, pop sanat ile esinlenilen güçlü geometrik modellerle karşımıza çıkıyor. Lipstick Babe adlı grupta, 50’li yılların seksi görünümü yansıtılıyor. Unutmadan yazın yüksek bel tam anlamıyla geliyor.
Şu anda New York’taki mağazadayız. New York sizin için ne ifade ediyor?
- New York benim için gerçekten çok önemli. İlham kaynağım. Yeni şeyler yakalamak için daima New York’a gelirim. New York beni toparlar, kendime getirir, besler.
Amerika pazarına ilk kaç yılında girdiniz? Bir İtalyan markasının Amerika pazarında da başarılı olmasının sırrı nedir?
- 12 yıldır buradayız. Başarımızın iki sırrı var. Birincisi İtalyanız, ikincisi kendimiziz. Amerikalı olmaya çalışmıyoruz. Kendi kişiliğimizi ortaya koyuyoruz.
Miss Sixty markasının fuar stantları, defileleri, defile sonrası partileri de çok meşhur. İşin şov kısmına çok fazla yatırım yapıyorsunuz...
- Çok haklısınız. Bu büyük bir organizasyon. Yaklaşık 100 kişi sadece bu organizasyon için çalışıyor.
ÊMiss Sixty’nin felsefesi nedir?
- Değişim. Anlamı her sezon yeni, farklı bir şeyler bulmak, dolapları yenilemektir. Bence kızlar ve erkekler özellikle şu zamanlarda daima yeni şeyler arayışı içerisindeler. Artık moda çok hızlı ilerliyor ve bu benim hoşuma gidiyor. Bu genç kitlenin bizim kıyafetlerimizle değişmesi benim için çok büyük tatmin. Ama bu pazarda çok büyük bir savaş olduğunu da kabul etmeliyim.
Markalarınızı nasıl güncelleştiriyorsunuz? Çağı ve modayı yakalamak ne kadar umurunuzda?
- Dedim ya sürekli değişmek zorundayız. Ve hızlı olmalıyız. Koleksiyonu her sezon tamamen değiştirmenin tek bir yolu vardır. O da dışarıda neler olup bittiğinden haberdar olmaktır. Dünyanın birçok yerini Avustralya, Osaka Japonya, Avrupa gezerek yeni bilgiler yakalamalıyız.
Kaç kişilik bir tasarım ekibiniz var? Çalışma ortamınızdan bahseder misiniz? Moda ajanı gibi mi çalışıyorsunuz?
- Trend ajanları ile çalışmıyorum. Dünyanın her tarafından eyaletlerden, Asya, Avrupa’dan gelmiş 50 kişilik bir tasarım ekibimiz var. Her şeyden önce herkes farklı yerlere seyahat eder. Sonra gelirler, Roma’daki merkez ofisimizde koleksiyona vermek istediğimiz yeni etkilerden bahsederiz. Yolumuzun ne olduğunu bulmak için çok fazla tartışır hatta bazen kavga ederiz. Sonuçta doğru yolu birlikte hissederiz.
Tasarımın ne kadarı sizin elinizden çıkıyor, ekibinizin tasarladığı şeylere son onayı siz mi veriyorsunuz?
- Ben temel olanı tasarlarım. İlk işim yaptıklarımın bir özetini sunmak ve onlara bir yön vermek oluyor. Ondan sonra sadece birkaç parça tasarlarım. Ama koleksiyona giren her yeni parçayı ben onaylıyorum.
Miss Sixty, Energie’nin hem sahibisiniz hem de tasarımcısı. Zaman zaman keşke kendi adımla bir marka yaratsaydım diye düşünüyor musunuz? Tommy Hilfiger, Calvin Klein gibi...
- Kendi adımı taşıyan bir marka hayal edemiyorum. Belki de ismim güzel olmadığındandır. Miss Sixty ve Energie’nin anlamı takım demektir. Koleksiyonu ben düzenliyorum ama sonuçlar takıma aittir. Bu ismi seviyorum. Kesinlikle kendi adımı taşıyan bir markam olsun istemiyorum.
Modanın geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Modanın geleceği gerçekten açık. Biri gelecekte moda kalmayacağını söylemişti. Bence daima değişim vardır. Değişim modayı hızlandırır. Önemli olan bu değişimi yakalayabilmektir.