2007’nin skandallar kraliçesi Amy Whinehouse

Ama o kadar başarı kazanan ikinci albümüyle birlikte bir skandallar kraliçesine dönüştü. Bunu reklam amacıyla yapmıyordu. Ciddi bir alkol ve kokain bağımlısı, korkutucu bir bulimia hastasıydı. Birkaç ay önce evlendiği sevgilisiyle birlikte bir batağa düştü. Tutuklandı, konser turnelerini iptal etmek zorunda kaldı. 2008’e girerken kocasından da ayrı düştü, çünkü o barmen dövmekten hapiste.

Londra doğumlu Amy Jade Winehouse, caz müzisyenleriyle dolu bir ailede dünyaya geldi. Daha 10 yaşında Sweet’n’ Sour isimli bir rap grubu kurdu. 13 yaşında gitar çalmaya, 16’sında beste yapmaya başladı. Demolarını bir arkadaşı aracılığıyla A&R’e yolladı ve 2003’te ilk albümünü yayınladı. Caz öğelerini kullandığı Frank adlı bu albümle İngiltere’de önemli bir ödül olan Brit Awards’a aday oldu. Albümün satışı bir ilk albüm için iyiydi, hatta platin plak aldı. Arkasından ödüller yağdı: Ivor En İyi Şarkı Sözü Yazarı ödülü, Mercury Music Prize ödülü gibi. Ama bütün bunlar, 2006’daki ikinci albümü Back To Black’in yarattığı yankıyla kıyaslandığında az bile kalırdı.

Daha da caz ağırlıklı olan Back to Black, çok başarılı oldu. Önemli yazarlardan tam not aldı, billboard listelerine ilk üçten girip birinciliği kaptı ve uzun süre elinde tuttu. İngiliz müzik sanayiinin derneği British Phonographic Industry (BPI) tarafından yapılan açıklamada 1.65 milyon kopya sattığı belirtildi. Apple firması, iPod için en çok indirilen sanatçıları açıkladığında Amy yine ilk üçteydi. Rehab, You Know I’m No Good ve Tears Dry On Their Own şarkılarıyla, 2008 Grammy ödüllerine altı kategoride aday gösterildi.

KOKAİNİ ÇEKTİ, MTV ÖDÜL TÖRENİNE GİTTİ

Bu şarkılardan çoğuna klip de çekildi. Kliplerde gayet düzgün bir görüntüsü vardı ama konserlerde, sokakta basının çektiği fotoğraflarda bambaşka bir Amy çıkıyordu hayranlarının karşısına. Sarhoş, saçı başı dağınık, üstü başı dökülen, ne yaptığını bilmiyormuş gibi gözüken, hatta şarkı bile söylemekte zorluk çeken bir Amy. Özellikle son MTV Müzik ödülleri gecesinde yaptığı performansla daha doğrusu olmayan performansıyla herkesi hayal kırıklığına uğrattı. Müzik yazarlarının Billie Holliday’ın varisi olarak ilan ettiği Amy sıradan bile değil, kötü bir şarkıcıydı o gece. Törende "Sanatçıların Seçimi" ödülünü alınca donuk bir yüzle sahnede yürüyüp uzun süre seyircilere anlamsız gözlerle baktı, sonra şöyle bir ’teşekkürler’ deyip gitti.

Bu törende, Amy Whinehouse sahnede olmadığı sıralarda sevgilisi Blake Fielder-Civil’in kucağında oturuyordu. Sevgilisinin de ondan farkı yoktu; ikisi de boş boş bakıyorlardı. Belli ki törene gelmeden önce bol bol kokain çekmişlerdi. Zaten sevgilisi Blake Fielder-Civil’le yaşadığı sorunları tabloid gazetelerden günbegün izlemek mümkündü. Neredeyse bütün fotoğraflarında kısacık şortu ve üstünden dökülen atletiyle görülüyordu. Zayıflığı ürkütücüydü. Kokain ve alkol sorunlarına bir de bulimia eklenmişti. Tabii bu duruma çok az vücut dayanabileceğinden, şarkı söylemesinden sahnedeki tavrına kadar herşeyi kötüye gidiyordu. Geceyarısı ağzında sigarası, hatta bazen burnunda kokain kalıntısıyla marketten elinde içki şişeleriyle çıkarken fotoğrafı çekiliyordu.

REHABİLİTASYONA HAYIR HAYIR HAYIR DEDİM

Amy tüm sorunlarını çok aşık olduğunu söylediği sevgilisine bağlıyordu. Röportajlarda "Evet yaptıklarımın farkındayım ama çok aşığım" diyordu. Bir gece sevgilisiyle otel odasında yaptıkları kokain alemi, korkunç bir kavgayla son buldu. Blake’in boynunda ve yanaklarında jilet izleri vardı. Amy’nin dizi yırtılmıştı ve kolları kanıyordu. Çift ellerini yüzlerini yıkayıp pansuman yaptıktan sonra sarılıp öpüşürek gazetecilere poz verdiler.

Bu fotoğraflar, gördükleri uyuşturucu ve alkol tedavisinin hiçbir işe yaramadığının da kanıtıydı. Amy "Ben gerçek bir Winehouse’um (şarapeviyim)" diyordu. Back To Black albümünün çıkış parçası olan Rehab’ın sözleri de kendisini anlatıyordu: "Beni rehabilitasyona göndermeye çalışmaktan yoruldular ama ben hayır, hayır, hayır dedim."

Bulimia hastası olduğunu, uyuşturucu ve alkol sorununu hiç reddetmedi. Sadece manik depresif olduğu iddialarını yalanladı. Sevgilisiyle ABD’de 18 Mayıs 2007’de evlendi, ama arkasından Avrupa ve Amerika turnelerini iptal etti. Ailesi kızlarının ve damatlarının durumunu iyi görmediklerini, basının Amy’le ilgilenmemesi gerektiğini belirten bir açıklama yaptı. Bunlar yetmiyormuş gibi, Amy ve kocası Blake bu kez marihuana bulundurmaktan hapse girdiler, ancak kefaletle serbest bırakıldılar. 2008’e acıklı bir durumda giriyor Amy. Çünkü kocası, bu defa da bir barmeni dövdüğü ve kanında uyuşturucu bulunduğu için hapiste. Onu ancak demir parmaklıklar arasından görüyor.

KADIN STARLARIN SKANDAL YILI

2007 genç kadın şarkıcılar için skandallar yılı oldu. Uzun bir aradan sonra bir albüm çıkaran Britney Spears, herkesin reklam amaçlı olduğuna inandığı bir albüm yayınlayan Paris Hilton, iki albümü bulunan film yıldızı Lindsay Lohan kötü bir yıl geçirdiler. Britney, son yıllarda hızla düşüşe geçti. ABD’de hip-hop akımının yükselişiyle müziği eski moda kaldı. Albüm satışları düştü. Her albümde biraz daha soyundu ama sonunda depresyona girdi, terapi gördü, çocuklarının velayetini bile kaybetti. 2007’de çıkardığı Blackout albümündeki Gimme More şarkısının klibinde striptizciyi canlandırıyordu ama kilolarıyla dikkat çekti. Paris Hilton ise reklam kokulu bir albüm yayınladı. İşin tuhafı, Paris isimli albüm aslında birçok şarkıcıya göre hiç de fena değildi. Stars Are Blind isimli ilk single çok satmasa da billboard listelerine girebildi. Ardından ikinci single’ı Nothing In This World’ü çıkarttı. Aldığı tüm kötü eleştirilere rağmen ikinci albümü üzerinde çalışmaya başlayacağını da söyledi. Son yıllarda skandal yaratan bir başka yıldız da Lindsay Lohan’dı. Ard arda rehabilitasyon gören Lohan’ın iki albümü var. Son olarak I Know Who Killed Me isimli bir filmde oynadığı için 2007’nin En Salak Kişisi ödülüne layık görüldü. Anlaşılan 2007, kadınların skandallar yarattığı bir yıl oldu.